Ana içeriğe atla

Kuş Ölür, Sen Uçuşu Hatırla!

Sesini hatırlamıyorum bile ama söyledikleri hala aklımda demiş Atilla İlhan. Bugünkü yazım Yas Süreciyle İlgili. Cenazelerde en çok ağlayan önce eşi, sonra çocukları ve ben şeklinde ilerliyoruz. Mehmet'in birinci anma yıldönümünde üç kişi yine ilk günkü gibi ağlıyorduk. Mehtap, Hakan ve ben. 

Yakın zamanlarda aslında benim hiç tanımadığım, kızını da uzaktan tanıdığım biri öldü. Biz bir şekilde olayların içine girdik ve ben ilk günden gözlemleyebildim. Ölen kişi ani bir krizle öldüğü için herkes şok içindeydi ve tabi ki delicesine ağlıyorlardı.

Ben de 1 hafta gidip gelirken bir travma ve yas eğitimine katıldım. Gözlemlediklerimi sordum. Şunu anladım ki aynı olay benim başıma gelmediği için -çok şükür- tam olarak anlamam imkansız. Herkesin yas süreci farklı beklenen 1 ve 6 ay. Ama evlat kayıplarında bu 1,5 yıl kadar olabiliyor. Kardeş kayıplarında konu çok daha ilginç. Kardeşinizle rekabet halinde olduğunuzdan onun kaybı artık rekabetin bitmesi ve maalesef adil olmayan bir sonla onun kazanması demek oluyor. Artık anne babanın da en sevgili çocuğu o oluyor. Anne-baba kayıpları demek ölümle aranızdaki sıranın da kalkması ve artık sıranın sizde olduğu hissi yaratıyor. 

Gelelim travmayı yaşayana nasıl yaklaşmalı. Güçlü ol. Gelen gidiyor. Bizimkiler de erken gitti(Bunları orada duydum). Hiç bir işe yaramıyor. Onun yerine babanla çok güzel anıların vardı. Size imrenerek bakardım demek kısmen daha etkili. (Eğitimde öğrendiğimi cenaze evindeki duada söyledim: Babanla anlaşılan çok güzel bir ilişkiniz varmış. Kızı onu duyunca gözleri pırıldadı bir an.)

Bizim örf ve adetlerimizde olan cenaze evini boş bırakmama, yemek götürme gibi davranışlar çok değerli. Zorla yedirin içirin dikkatini bir nebze de olsa dağıtın diyorlar.

Sevdiklerin en korktukları onların görüntülerini, seslerini, gülüşünü unutmasıymış. Şairin dediği gibi sesini hatırlamıyorum bile ama söyledikleri hala aklımda...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

'Girişimde Kadın Gücü'yüm!

Girişimde Kadın Gücü Projesini en başarılı olarak tamamlayan iki kadından biri olarak tecrübelerimi sizlerle paylaşmayı görev bilirim. Türkonfed'in yürüttüğü İş Bankası'nın desteklediği Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi(UN Women) tarafından organize edilen girişimci kadınların değişen ve dijitalleşen dünyada iş geliştirme süreçlerine daha hızlı ayak uydurmalarına destek olma amacıyla ilk fazı tamamlanan bu projenin bir parçası olmak benim için onur vericiydi. Projenin ikinci fazı 2024-2026 ise henüz başladı.  Yukarıda bahsettiği gibi projenin ilk fazı 2022-2024 bitti. Benim gibi programa katılan birbirinden harika 5043 kadınla 2 yıllık süreçte bazen omuz omuza bazen de gece bilgisayar başında tamamladık. Şimdi ikinci fazı başlayacak olan bu projeye katılmak isteyecek kişiler için kendi deneyimlerimi yazmak istiyorum. Proje ile benim tanışman 2022 yılında işimi kurup İş Bankası'nda bir ticari hesap açınca başladı. Aslında bir çok ba

Senin Favori Robot Markan Ne?

Geçmiş yazılarımda kötü olduğum bir şey yok demiştim. Birini atlamışım: Political agility konusunda kötüyüm. Yazıya böyle başlıyorum çünkü favori robot markamı birazdan açığa vuracağım. Genel olarak böyle bir soruya verilmesi gereken cevap hangi robot tipi ya da hangi proses olabilir?  İlave olarak siz de hangi ülke de diyebilirsiniz? Evet ülkelerin bile tercih ettiği robot tipleri değişiyor. Amerikalılar Japon markası Fanuc'a bayılıyor. Almanya biraz milliyetçi tavırda olabiliyor. Konu benim tercihime gelirse; ilk spoiler'ı veriyorum. Bu robot benim gibi sarı. Sektördekiler anladı. Sektörde olmayanlarla ise genel konuşmalar şöyle geçiyor: Gigafactory'e gittim, onlarca yüzlerce robot var desin. Markasını söyleyemiyorsa ne renk deriz? Sarı Fanuc, Turuncu Kuka, Mavi Yaskawa ve Beyaz ABB'dir. Çoğunlukla. Ben Fanucla fotoğrafımı koyacaktım ama en son yeşil robotuyla çekilmişim :) Değişik yeşiller ve kırmızı olan robotlar da boy boy, erişim mesafesine göre var. Uzun uzun rob

Güneş Enerjisi

O zaman en popüler yenilenebilir enerji türünden solar enerji yani güneş enerjisinden bahsediyorum. Benim güneş enerjisiyle tanışmam üniversite yıllarıma rastlar. Her taşın altından çıkan ben o zamanlar da güneş arabası yarışlarına takmıştım. Olacak iş değil, sebeplerini açıklıyorum. Öncelikle güneş enerjisinden iki türlü faydalanabiliyorsunuz. Elektrik elde edebilirsiniz ya da sıcak su elde edebilirsiniz. Yazın balkona da sıcak su koysanız hele bunu Antalya'da yapsınız evet neredeyse aynı şey. Ama Almanya gibi güneşin çok da olmadığı yerde bakıyorsunuz güneş tarlaları mevcut. Öncelikle bir güneş panelinin verimliliği 25% civarında. Üzerine toz geldi, yaprak düştü, açı değişti aman Allahım hemen etkileniyor. 30% civarında verimliliği uzaya giden araçlarda görüyoruz. Onlar da kozmik ışın, radyasyon gibi ışınımları da kullanıp özel panellerle gerçekleşiyor. Güneş enerjisini yakaladınız bu enerjileri tabi bizim fotovoltaik ya da güneş pili diyeceğimiz sistemlere iletmeniz gerekiyor ki