Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Pazar Yazısı

Normalleşme adımları altında yeniden bir Pazar yazısı yazmayı deniyorum ama bu sefer kısa kesiyorum. Emily in Paris izlendi. Spoiler vermeyeyim :) Paranın Psikolojisi isimli kitaba başladım. Bu isimle çok kitap olduğundan şuanki başladığım Morgan Housel'in yazdığı. Bakıcı adayları çok fena :)) Şimdilik gönlüme göre bulamadık, aramaya devam. 21 isimli filmi henüz izlemedim ama bu hafta izlemiş olacağım. Acıbadem Kadıköy'e gitmeye devam!

Benim Preeklampsi Olma Hikayem

 Bu satırları yazmak benim için çok güç. 2 hafta önce bugün bu saatlerde bir bilinmezliğe doğru yolculuk yaparken bugün kızımı yoğun bakımda bırakmış olarak bu yazıyı yazmak çok ağır.  Ben sağlıklı ve gününde iki çocuk doğurmuş biri olarak 3. çocuğumda hafif endişeli olsam da genel olarak Ocak ayında doğumu bekliyordum. Yağmurla ilgili tek olumsuzluk detaylı ultrason çektirirken fark edilen notch oldu. Bebek beslenmesinde hafif bir yavaşlama vardı ve doktorum aspirin içmemi önerdi. 30 haftalık kontrole gittiğimde her şey yolundaydı, boyu kilosu. Yalnız ben de bir gariplik vardı. 5 kilo almıştım. Başından beri sadece 7 ay boyunca 3 kilo alan ben için ilk tepkim yanlış ölçüyor oldu, eşim güldü ve dedi ki baklavalardan oldu. Doktorum da kan ve idrar tahlili ver dedi, tansiyonumu ölçtü her şey normaldi. 2 hafta önce 3 Aralık günü sabah akıllı saatimi bulamadım. Nabız ölçümü benim akıllı saatte takip ettiğim bir veridir. Saatimi bulamayınca aslında hayatımı kurtaran adımı atmış old...

Annelik Hikayem- Herkesten Çok, Herşeyden Çok

Kendi Preeklampsi hikayeme geçmeden önce annelik hikayemden bahsetmem gerekir. 20'li yaşlarımın başında bana sorsaydınız ilk çocuğumun adını Melissa koyacağımı, okul olarak Işık'ı seçeceğimi ve üniversite eğitimini Londra'da alacağını söylerdim. Her ne kadar soğuk ya da cool bir karakter olsam da çocuklara çok düşkün olduğumu, asla sesimi yükseltmediğimi hatta eğer arkadaşıyla bir gerginlik yaşıyorsa benim kızlarımdan önce üzüldüğümü yakın çevrem bilir. Hatta cümleye şöyle başlıyorsam herkesten çok, her şeyden çok diyorsam devamı kızlarımı seviyorum diye tamamlarlar. Ben tabi ki kimsenin çocuk sevgisini yargılayamam, hemen hemen tüm arkadaşlarımız tek çocukta kaldı ve mutlular. Biz Veysel'le 2012 yılında çıkmaya başladık, 2014 yılında evlendik. Sevgiliyken bile ikimizin beklentileri arasında çocuğumuzun olması önemli bir kriterdi. Hatta ben Veysele düğün tarihimiz belli olunca dedim ki şimdi yapalım, düğüne bebek yetişsin. Benim kadar marjinal olmayan kocacığım insanlar...

Preeklampsi Nedir?

 Öncelikle yazılarıma başlarken herhangi bir tıbbi bilgi içermemektedir diye başlamak isterim. Ben benim ve çevremdekilerin başına gelenlerden yola çıkarak tecrübelerimi paylaşacağım. Nitekim tıpla o kadar ilgim yok ki midenin ortada olduğunu sanırken sağ tarafımdaki ağrının mide ağrısı olabileceği söylenerek organımın yerini öğrendim. Geçen haftalarda beni hastanelik eden yoğun bakıma sevkime yol açacak bir hastalıktan bahsedeceğim size: Preeklampsi! Preeklampsi, gebelik zehirlenmesi olarak geçiyor. Yüksek tansiyon ve idrarda protein tanı aşamasında ilk göstergeler olarak kabul ediliyor. Tabloya karaciğer fonksiyonların bozulma, böbrek değerlerinde yükselme, trombosit bozukları da eklenince benim geçirdiğim Hellp'e ( H emoliz-kan hücrelerinin parçalanması- E levated L iver Enzymes- L ow P lateles-) dönüyor. Kendi sürecimi ayrıca anlatacağım için benim ilk preeklampsi ile tanışmamdan bahsedeceğim. 2012 yılında abimin eşi yengem (bundan sonra abla diye bahsedeceğim) hamile kaldı. Bi...

Acıbadem Premium!

Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenler mi demişlerdi? Geçen yazımın üzerinden 3 gün geçmişti ki Preeklampsi tanısıyla Acıbadem Kadıköy'e yattım. İlk iki çocuğunda hiç bir sorun yaşamamış ben için beklenmedik bir durum oldu. Bebeğimiz 32 haftalık dünyaya geldi. Benim değerlerim düzelme eğiliminde, kızımız haftası itibariyle entübesiz ilerliyor ama görünen o ki biz bir süre daha buradayız. Biraz daha kendimi iyi hissettiğimde nasıl tesadüfen tansiyonumu ölçtüğümü, Hellp sendromunu ve prematüre süreci hakkında yazacağım. Şimdilik Kızım ve ben dualarınızı bekliyoruz!

Bir Pazar Yazısısı!

Size okuduğum kitaplardan, izlediğim filmlerden ya da müziklerden öneri sunan bir Pazar yazısı yazayım mı :) Aslında robot dünyasının hacısı harama el sürmeyen Seyfettin Atik amcamızın para için nasıl bir oyun oynadığını yazacaktım ama Seyfettin abi hamile bir kadının parasıyla yaptığın hac parasını helal etmiyorum diyerek kısa kesiyorum.  Bugün size kitap olarak Milyar Dolarlık Hikayeler kitabını öneriyorum. Kitap gayet eğlenceli büyük yatırımcıların yaptıkları büyük oyunlar büyük kazançlar ve bazen de büyük kayıpları anlatıyor. Yalnız benim gibi mühendislik kökenli birine bazı terimleri anlamak zor geldi: Türev piyasalar, depo varantlar, CDO gibi. Ben pek demem ama kitap 200 sayfa olduğundan kavramlarda zorlansam da bu dünyayı keşfe çıkmak bile eğlenceli.  Önereceğim diğer kitap İyi Hissetmek. Bunu da aslında uzun uzun yazabileceğim bir yazı konusuyken kısaca benim biricik yeğenim ilk ailenin bebeği 25 haftalık doğdu ve CP oldu. Dolayısıyla ben her çocuğumda 25 hafta oldu mu...

Hello back!

Arkadaşlar hamilelik dönemi iş güç iki çocuk derken yazamadım ama sayfamda okuma sayısının düşmemesi hatta artması beni inanılmaz mutlu etti. Yazılarıma tekrar devam edeceğim. En son Kopenhag'ta UN Women Etkinliğinde sahne almıştım   üzerine çocuklarla Kopenhag'a gittik hatta UN Women'in geniş çaplı başka organizasyonunda da konuşma fırsatı yakaladım. Bunları da size anlatacağım. Beni unutmadığınız için çok teşekkürler 💓

Number 3

 Arkadaşlar uzun zamandır yoğunluktan dolayı yazamıyorum. Beni affedin. Onlarca kriz, yüzlerce problemlerle uğraşırken arada güzel bir haber aldım. Beni affetmeniz adına buradan paylaşmış olayım :) 

Bitmeyen Umudumuz Hatay: Vol-2

Hatay'a gittiğim ilk gün Hatay Ortaokulu'na ziyarette bulunduk. Öncelikle okula gittiğimde girişte bir şey çok dikkatimi çekti. Girişte Piyano vardı.  Küçük bir anekdot benim büyük kızım Melissa Erenköy Işık'a gidiyor ve ben Işık'a yazılmasını o doğmadan hayal etmiştim. Hatta okula isim yazdırmakta gecikmişiz bildiğiniz torpille listede üste aldırdık adını :) Kızımın okulunda da piyano var. Melissa'da piyanoya ilgili. Gelelim Suadiye'de Mediha Tansel adında bizim oy kullandığımız bir devlet okulu var ki o okul minik bahçesi ve olmayan piyanosuyla şirin bir okul. Yalnız ben Hatay Ortaokulu'ndan içeri doğru adım attığımda tüm bu bilinçaltımdakilerle bir anda kendimi Hatay-Işık-Medaha Tansel karşılaştırmasında buldum. Sonuç olarak Meliha Tansel'i vırt diye eledim. Piyano önemli mi? Hem evet hem hayır. Önemli demek ki birileri çaba veriyor. Önemsiz ilgisi olmayan bir çocuk için de hiçbir önemi yok. Buradan çıkardığım aslında okul öğretmenleri kadar müdürün d...

Bitmeyen Umudumuz Hatay!

 Konu bu kadar derin olunca ben de doğal olarak günlerce yazamadım. Sevgili Çiğdem Kıral'ın davetlisi olarak Hatay'a gittim. Bir ay öncesinden bir telefon görüşmemizde buradaki çocukların Tübitak yarışmalarına katılacaklarını Robot alanında çalıştıklarını ve dernekleriyle il eğitim müdürlüğü ile başlattıkları işbirliği ile okul ziyaretleri yaptıklarını beni de bu kapsamda ağırlamak istediğini iletti. Kendisini Türkonfed'den tanıdığım ve hakkında muhteşem şeyler duyduğum Kebo'nun patroniçesi Çiğdem hanımın tabi ki isteğini geri çevirmedim ve Nisan ayı için plan yaptık. Uçak biletim ayarlandı, Museum Hotel'de 1 gece konaklamalı bir plan yaptık ve Hatay'a yolculuğum başladı. Daha önce hiç Hatay'da bulunmamıştım. İş için Adana'ya kadar gelebilmiştim. Hatay'a geldiğimde kelimenin tam anlamıyla açık hava İnşaat alanı vardı karşımda. Bir caddede araç sürerken hem sağ tarafınızda hem de sol tarafınız kapanmış. Kazı çalışmaları yapılmış ve inşaatlar yükseliyo...

İş Bankası Loves Damla

Ben de seni İşbankası...  

Özgür Demirtaşla olan Konuşmalarımızı İfşa Ediyorum.

Ayşe Arman nasıl adını duyurdu arkadaşlar? Yok mastürbasyon hikayesini anlattı, doğruysa :) İlk kez nasıl sevişti? Dünyada tek sevişen o zaten :)) Gündemin dikkatini çekti. Ben tabi o kadar ucuz olmayayım o kadar da ünlü olmama çok da gerek yok derken gün geçtikçe popüler isimler de hayatıma dahil oluyor. Yeni dernekler, yeni etkinlikler ve benim malum snob tavrımla günleri geçiriyoruz. Geçen gün biri dedi ki sen şunu çok iyi tanıyorsun. Onlar günde 100 milyon yazıyor. Ben içimde milyon, milyar derken bir yandan da diyorum ki yok aslında o kadar tanımıyorum. Arkadaşım diyor ki saçmalama tüm etkinlik boyunca beraberdiniz, ben tabi ilk bakışta nasıl sünepe gördüysem, tüm fotoğraflarda en uzağındayım, hatta orada olduğunun çok da umrumda değil :)))) Dün spor salonundayken benim gibi gediklisi bir ünlü geldi. Başta PT'ler yanından düşmüyor. Ben de onu değil annesini beğeniyorum mükemmel oyuncu diye neyse baktım bu benim istasyonu etrafındaki guruhla kaplayacak en iyisi dedim ki mat bul...

Family&Friends

Damluuuuş bayramda İstanbuldayım. Damluuuş Pazartesi dönüyorum. Damluuş girls out yapalım.  Bayram geliyor ve fırsat bu fırsat arkadaşlarla sosyalleşelim diyoruz. Yaz da yaklaşıyor. Amerika, Fransa, Almanya masada :) Gözdişşş sizin Yunanda eviniz mi vardı, biraz da orada takılırız mesajları uçuşuyor. Mayıs sonuna kadar İstanbuldayım. Tuttunuz tutunuz, tutamadınız, Eylülde görüşürüz.

Damla da kırmızı ışıkta geçiyor...

Bu cümleleri benim en yakın arkadaşlarımdan birine kurarsanız bizim neden çok yakın arkadaş olduğumuz anlaşılabilir... Mesaj: Damluş... 6:45....  Damluş gel şampanya açıcam, Damluuuş Veysel'i de al gel... Ve biz EA ile bir araya geliriz... Başlarız biz.  Bilmem ne içkisini bilmem neyle mixleyeceğiz. Bilmem nerede ne açılmış. O mekanda ne olmuş da kapanmış başkası devralmış. Şehir dedikodularının yarısı bizde. Veysel söylediklerinizin yarısını anlamıyorum der :))) Biz aşırı eğleniriz. P.S: Ben tabi ki hınca hınç trafikte insanlar karşıya geçerken arabayı üstlerine sürmüyorum... Ama cadde bomboşken ruhlara da saygı duruşunda durmuyorum :)) P.S:2: 6:45'i de izlicez artık :)

Bir Azeri ile hangi dilde konuşursunuz?

Dün ülke karışmış, ekranda gözümün önünde euro 41, 41,3, 41,6...44'ü sanırım 1 dk gibi bir sürede gördüm ve scheisse demeye başladım ki bir anda durdu. Ben de o esnada mektup almaya çalışıyorum. Bankacı ekranım donuyor dedi. Tamam duralım dedim ben de.  Tam bu esnada Azerbaycanla toplantım var. İnternet berbat ve ben bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Karşımdaki  You look very anxiety! dedi ve ben koptum merak etmeyin ağlamadım tabi ama başladım anlatmaya. Bir gün önceye dönelim. Ben toplantılarımı kontrol ediyorum. Baktım ertesi günkü toplantım bir Azeri firmayla. İçimden geçiriyorum umarım İngilizce yaparız. Çünküüü evet Türkçe anlaşabiliriz ama ben kesin şiveden takılırım. O esnada dikkatim dağılır. İngilizce takır takır anlatırım diyorum. Hayatta problemlerimin güzelliğine bak bir gün öncesi için. Neyse ertesi gün oldu. Piyasalar karışık. Hayat devam ediyor dedim ve toplantıya girdik. Ben İngilizce başladım. Kibarlık olsun diye de hangi dili tercih edersiniz dedim. 3 yıl üs...

Fakir hayatı yaşayabilir miyim?

 Arkadaşlar beni linçlemeyin. Konu bildiğiniz gibi değil. Geçen bir şeyler oldu ve ben dedim ki okey ben annemin yanına gidiyor, sade bir hayat yaşıyorum. Abimin ilk tepkisi sen 1 gün yaşayamazsın oldu. Niye dedim. Damla saçmalama kahvenin yanında Baileys yok annemlerde dedi. Ben bozuldum içmem ne var yani dedim. Sonra muhasebecime dedim. Saçmalama sen işe girip başkasından emir alıp 150 bin lirayla mı geçineceksin dedi. Metro benim hayal ettiğim gibi değilmiş. Tıklım tıkış önce Dudullu sonra oradan gideceğin yereymiş. Sonra hatırladım ki ben yıllar önce Suadiye-Kadıköy sarı dolmuşa binmiştim. Şişko teyze üstüme kaykılıp klimasız ortamda kapı açılınca çığlık atmak istemiştim. Ama sorarsanız ayda ne kadar harcıyorsun bence 5 bin :)) tabi dışarıda yediğim yemek başına.  Sade hayata geçilir mi? Bilmiyorum. Benim gibi iyi eğitimli, belli topluluklarda kabul görmüş sürekli yükselen biri sade hayat yaşabilir mi? Bence evet ama çevremdekilere göre hayır.  Benim beklentilerim nel...

Anne sen çok çalışkansın ya...

Bazı huylarımı ben başkalarından öğreniyorum. Bir performans değerlendirmesinde iyi yönlerini say dedi yöneticim ben düşünüyorum. Düşünüyorum. Olmam gereken gibiyim sanki... Dayanamadı yöneticim kızım çok çalışkanım desene... Bugün kızım bir örnek verdi açıkçası çok sevindim. Anne x'in annesi senin gibi değil ya dedi. Nasıl kızım dedim? Anne işte sen çok çalışkansın ya o değil işte dedi. Şaşırdım kızıma. Evet dedim. Biz bir şarkı yazdık dedi okulu asma ile ilgili duyunca çok güzel dedi. Sonra sen olsaydın hayır canım okul asılmaz iyi bir yer der düzeltirdin. Kızımın gözünde geçer not almışım biiirrrr Pasif agresif değil onu düzelt dermişim ikiiiii İyi ki onun annesiymişim üççççç

This is...

 Gerçek hayat hikayesinden esinlenilmiştir :)

Gül vs Nestle

 Çok sevdiğim bir arkadaşımızı New York'a uğurluyoruz. Gülcüğümün inanılmaz değişik bir hikayesi var ve kısım kısım yazacağım.  Gül Nestle'de çalışan beyaz yaka mükemmel bir insan. Geçtiğimiz yıllarda hep kurumsal hayattan ne kadar sıkıldığını ve işten kendini kovdurmaya çalıştığını ama bir türlü kabul ettiremediğini anlatıyordu. Ben de hiç kendimi kovduramamış ve haklarını alamamış ama tembellik yapıp gitsin artık dedirtemeyen bir insan olduğum için onu çok iyi anlıyorum. Sürekli nasıl kovulurum diye kara kara düşünüp mobing de yok ki burada deyip değişik bir çare bulmuştu aslında ki uygulamadı. Kapanmayı düşünüyorum ama burada hiç kapalı kimse yok dolayısıyla bana haklarımı verin demek olacaktı ki onu da yapamadım diyor. Neyse Amerika'ya yerleşmeyi kafaya koyuyor, gidiyor diyor ki haklarımı verin beni salın. Hem IK hem de Hukuk karşı çıkıyor. Çalışmaya devam edebilirsin ama istersen istifa et deniyor.  Gül avukatlara danışıyor, sigorta vs yok çare yok. Eyt vurmamış ama ...

Ateşin Keşfi vs Yapay Zeka'nın Keşfi

Bugünlerde üzerinde çokça tartışma yaratan distopik hayaller kurduran yapay zekanın insanlığın sonuna getirecek mi kaygıları beni de düşüncelere sevk etti.  Yapay Zeka insanlığın sonu olabilir mi? Yeni Luditler kim olacak? Yoksa makina devriminde olduğu gibi bir abartı mı? Sentetik datalar, insandan daha zeki bir tür, robotlar ve kontrolden çıkması halinde başımıza ne geleceğinin bilinmemezliği... Ne kadar kötümser olmalıyız bir Yeni Cennet filmi çıkar mı derken ben daha eskilere gittim. Ateşin keşfine? Bugünkü bakış açımıza göre baksaydık. Ateşi keşfetmek de o çağlar için bir şaşkınlık yaratıcı bir buluş olmalı. Fiziksel zarara uğratan, söndürülmesi yeri geldiğinde zor olan, insanları birbirine düşman eden tüm dünyayı yakıp kavurabilecek bir keşif kontrol altına o çağlarda bile alınabilmiş. Nasıl gelirse gelsin. İster yaratıcı olsun ister genel. İnsanlık kollektif bilinçle üstesinden gelecektir. İnanıyorum.

Eskişehir

Dün Eskişehirdeydim ve istedikleri bir proje beni tam 10 yıl öncesine götürdü. Hadi biraz gülelim :) Ben Ford'da yeni başlamış mühendis. O zaman da her şeye atlayan projeler yapan öğrenmeye meraklı bir yavrucağım :) Her yıl normal işlerimizin dışında bir de 5-6 tane proje devreye alıyoruz. Biri de hat hızlandıma projesi. Sorumlusu da benim. Yapılacak iş bir hattan dakikada 18 araç geçiyor ben hızını 25'e kadar çıkaracağım. Üretimde verimlilik. Endüstri mühendisinden hat ölçümlerini aldım. Hattaki motor ve sürücüleri değiştirdim. Yeniden ölçtüm ve proje başarılı şekilde devreye girdi. Ertesi gün oldu. Şikayetler yağıyor. Manuelciler hattın hızına yetişemiyor diye. Ben hattı o kadar hızlandırmışım ki kimse yetişemiyor, sürekli acil stop'a basıp hattı durduruyorlar:))) Hatta gittim o zamanki mühendis arkadaşım da Baransel çok esprili. Ben ne yapacağım diye kara kara düşünüyorum. Dedi ki operatörlere de sürücü tak :))))) Neyse frekans ayarı vs tabi ki çözüldü. Dün de fabrika zi...

Damla'yı çok sevenler kulübü

Geçenlerde bir şeye çok üzüldüm ve ilk aklıma gelen arkadaşımı aradım. Şaşırdı. Sabahın köründe. Emin misin dedi. Sen bana yardımcı olacak mısın dedim. Sen istiyorsan tabi ki dedi. Sonra aslında o fikirden vazgeçtim ama o arkadaşım beni görene kadar rahat edemedi. Aynı gün aradığım başka arkadaşımsa ben hep senin yanındayım dedi.  Diğeri de boşuna stres yapıyorsun biraz beni dinle dedi. Bu anlattıklarım erkek arkadaşlarımdı. Asıl garip olan anlatmadığım halde beni anlayan kız arkadaşlarım. Sürekli mesaj attılar her şey yolunda mı diye? Aslında herşey yolunda. Herşeyin yolunda oluşu benim problemimse demeye başlamışken yeniden sistemin kölesi olup iş hayatının inceliklerine döndüm. Ama şunu anladım ki her ner kadar hater ım olsa da bir o kadar friends im var. Tek bir telefonumla dünyayı yerinden sarsacak. Kız ya da erkek... Sizi çok seviyorum. İyi ki hayatımdasınız. Üzüldüğüm şeye gelince ben okyanusları geçer derede bir şeye takılırım. Geçti gitti. Şimdi daha büyük savaşlara... Dam...

Yas

O kadar üzüldüm ki o kadar üzüldüm ki hiç olmadığım gibi bir influenza geçiriyorum. Seninki de dert mi derseniz tabi ki değil. Dert kısmı şu ki benim bağışıklığım şu ana kadar böyle düşmedi.  'çalışanlar yavaş yavaş konuşmaya başlamışlar, tam da düşündüğümüz gibi 1 saate yakın kendi yöntemleri ile söndürmeye çalışmışlar. önce otel sahibi kızı damadı kimse o yukarıdaki vicdansızlar uyandırılmış ve kimseye haber vermeyin demiş bu vicdansızlar tabii.  1 saat sonra olay çığrından çıkınca itfaiyeye haber verme zahmetinde bulunulmuş onda da mutfakta yangın çıktı diye ihbar yapıldığı için küçük bir araç yola çıkmış.  tabii önce otel sahipleri ve yangını çıkaranlar dışarı çıkmış ve insanlara haber verip oteli tahliye etmek yerine garajdaki arabalarını kurtarmışlar öncelikli olarak.' Yazık!

Melek Oldular!

Çok üzgünüz. Işıklar içinde uyuyun!

2025 Roboder Konuşması

 Sevdiğimiz işler, sevdiğimiz konuşmalar:

Bayanlar Araya Girmeseydi

Uzun zaman sonra televizyonu açtım ve TV'de duyduğum cümleler bunlardı. 2-3 erkek anlaşamamış belli ki duruma kadınlar el atmış ve tabi mikrofon erkeğe uzatılmış, kurduğu cümleler bunlar. 'Bayanlar Araya Girmeseydi' Bu aralar AI konusunda yazmak istiyorum ama işle ilgili yoğun bir maraton olduğundan odaklanamıyordum ki bugün bir süredir beklediğim çok güzel haberi aldım. Hatta bu hafta ikinci en güzel haber olunca haftaya bu kadar adrenalinimi yükseltmesem mi dedim tabi ki adrenalin bağımlılığı fazlasını gerektirir.  Tam bloguma yazı yazacağımı kendime telkin ederken aklıma yarın Roboder'in yüksek kurulu olduğu aklıma geldi ve yenilikleri kafamda sıralamaya başladım. Yılda 1 kere zirve yapmakla olmaz. Kadın Komisyonu kurmalıyız, Yapay Zeka çalışmalarına ağırlık vermeliyiz, görünür olup yazılı basın ve podcast çekimlerimiz olmalı. Network, fuar katılımı arttırmalıyız. Sponsorluk havuzumuzu genişletmeliyiz. Haftaya da İş Bankası genel müdürlükteyim ki offf offf. Bu kız bu...

Yemek Tarifi Veremiyorum!

Geçen gün gaza geldim nedense ve yemek yapacağım dedim. Dolma içi yapacaktım. Önce bulguru açayım derken tüm eve döktüm. Sonra bakıcı sağolsun benim için domates ve soğan doğramıştı. Domatesin suyunu mutfağa döktüm. Baktım olmayacak. Tüm malzemeleri kattım ki bakıcının abla malzemeler aynı anda konmuyor demesiyle aydınlandım. Önce soğan kavrulur sonra kıyma katılırdı değil mi? Kötü olduğum konu ne mi? Ev işleri.

Yerinde Duramayanlar

Evet, geçen hafta Ted kolejini ziyaret ettik ve Melissa'nın ön kaydını yaptırdık. Güzel haber İstanbul'da 4 yıl daha yaşayacağız. Kötü haber Suadiye'den taşınıyoruz. Ofisim de bu apartmanda olmasına rağmen Acarkent'te müstakil bir eve geçeceğiz, Sonraki 4 yıl Londra'dayız. O zaman yavaştan taşınma, ev bakma ve gitme zamanı,