Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İş Bankası Loves Damla

Ben de seni İşbankası...  

Özgür Demirtaşla olan Konuşmalarımızı İfşa Ediyorum.

Ayşe Arman nasıl adını duyurdu arkadaşlar? Yok mastürbasyon hikayesini anlattı, doğruysa :) İlk kez nasıl sevişti? Dünyada tek sevişen o zaten :)) Gündemin dikkatini çekti. Ben tabi o kadar ucuz olmayayım o kadar da ünlü olmama çok da gerek yok derken gün geçtikçe popüler isimler de hayatıma dahil oluyor. Yeni dernekler, yeni etkinlikler ve benim malum snob tavrımla günleri geçiriyoruz. Geçen gün biri dedi ki sen şunu çok iyi tanıyorsun. Onlar günde 100 milyon yazıyor. Ben içimde milyon, milyar derken bir yandan da diyorum ki yok aslında o kadar tanımıyorum. Arkadaşım diyor ki saçmalama tüm etkinlik boyunca beraberdiniz, ben tabi ilk bakışta nasıl sünepe gördüysem, tüm fotoğraflarda en uzağındayım, hatta orada olduğunun çok da umrumda değil :)))) Dün spor salonundayken benim gibi gediklisi bir ünlü geldi. Başta PT'ler yanından düşmüyor. Ben de onu değil annesini beğeniyorum mükemmel oyuncu diye neyse baktım bu benim istasyonu etrafındaki guruhla kaplayacak en iyisi dedim ki mat bul...

Family&Friends

Damluuuuş bayramda İstanbuldayım. Damluuuş Pazartesi dönüyorum. Damluuş girls out yapalım.  Bayram geliyor ve fırsat bu fırsat arkadaşlarla sosyalleşelim diyoruz. Yaz da yaklaşıyor. Amerika, Fransa, Almanya masada :) Gözdişşş sizin Yunanda eviniz mi vardı, biraz da orada takılırız mesajları uçuşuyor. Mayıs sonuna kadar İstanbuldayım. Tuttunuz tutunuz, tutamadınız, Eylülde görüşürüz.

Damla da kırmızı ışıkta geçiyor...

Bu cümleleri benim en yakın arkadaşlarımdan birine kurarsanız bizim neden çok yakın arkadaş olduğumuz anlaşılabilir... Mesaj: Damluş... 6:45....  Damluş gel şampanya açıcam, Damluuuş Veysel'i de al gel... Ve biz EA ile bir araya geliriz... Başlarız biz.  Bilmem ne içkisini bilmem neyle mixleyeceğiz. Bilmem nerede ne açılmış. O mekanda ne olmuş da kapanmış başkası devralmış. Şehir dedikodularının yarısı bizde. Veysel söylediklerinizin yarısını anlamıyorum der :))) Biz aşırı eğleniriz. P.S: Ben tabi ki hınca hınç trafikte insanlar karşıya geçerken arabayı üstlerine sürmüyorum... Ama cadde bomboşken ruhlara da saygı duruşunda durmuyorum :)) P.S:2: 6:45'i de izlicez artık :)

Bir Azeri ile hangi dilde konuşursunuz?

Dün ülke karışmış, ekranda gözümün önünde euro 41, 41,3, 41,6...44'ü sanırım 1 dk gibi bir sürede gördüm ve scheisse demeye başladım ki bir anda durdu. Ben de o esnada mektup almaya çalışıyorum. Bankacı ekranım donuyor dedi. Tamam duralım dedim ben de.  Tam bu esnada Azerbaycanla toplantım var. İnternet berbat ve ben bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Karşımdaki  You look very anxiety! dedi ve ben koptum merak etmeyin ağlamadım tabi ama başladım anlatmaya. Bir gün önceye dönelim. Ben toplantılarımı kontrol ediyorum. Baktım ertesi günkü toplantım bir Azeri firmayla. İçimden geçiriyorum umarım İngilizce yaparız. Çünküüü evet Türkçe anlaşabiliriz ama ben kesin şiveden takılırım. O esnada dikkatim dağılır. İngilizce takır takır anlatırım diyorum. Hayatta problemlerimin güzelliğine bak bir gün öncesi için. Neyse ertesi gün oldu. Piyasalar karışık. Hayat devam ediyor dedim ve toplantıya girdik. Ben İngilizce başladım. Kibarlık olsun diye de hangi dili tercih edersiniz dedim. 3 yıl üs...

Fakir hayatı yaşayabilir miyim?

 Arkadaşlar beni linçlemeyin. Konu bildiğiniz gibi değil. Geçen bir şeyler oldu ve ben dedim ki okey ben annemin yanına gidiyor, sade bir hayat yaşıyorum. Abimin ilk tepkisi sen 1 gün yaşayamazsın oldu. Niye dedim. Damla saçmalama kahvenin yanında Baileys yok annemlerde dedi. Ben bozuldum içmem ne var yani dedim. Sonra muhasebecime dedim. Saçmalama sen işe girip başkasından emir alıp 150 bin lirayla mı geçineceksin dedi. Metro benim hayal ettiğim gibi değilmiş. Tıklım tıkış önce Dudullu sonra oradan gideceğin yereymiş. Sonra hatırladım ki ben yıllar önce Suadiye-Kadıköy sarı dolmuşa binmiştim. Şişko teyze üstüme kaykılıp klimasız ortamda kapı açılınca çığlık atmak istemiştim. Ama sorarsanız ayda ne kadar harcıyorsun bence 5 bin :)) tabi dışarıda yediğim yemek başına.  Sade hayata geçilir mi? Bilmiyorum. Benim gibi iyi eğitimli, belli topluluklarda kabul görmüş sürekli yükselen biri sade hayat yaşabilir mi? Bence evet ama çevremdekilere göre hayır.  Benim beklentilerim nel...

Anne sen çok çalışkansın ya...

Bazı huylarımı ben başkalarından öğreniyorum. Bir performans değerlendirmesinde iyi yönlerini say dedi yöneticim ben düşünüyorum. Düşünüyorum. Olmam gereken gibiyim sanki... Dayanamadı yöneticim kızım çok çalışkanım desene... Bugün kızım bir örnek verdi açıkçası çok sevindim. Anne x'in annesi senin gibi değil ya dedi. Nasıl kızım dedim? Anne işte sen çok çalışkansın ya o değil işte dedi. Şaşırdım kızıma. Evet dedim. Biz bir şarkı yazdık dedi okulu asma ile ilgili duyunca çok güzel dedi. Sonra sen olsaydın hayır canım okul asılmaz iyi bir yer der düzeltirdin. Kızımın gözünde geçer not almışım biiirrrr Pasif agresif değil onu düzelt dermişim ikiiiii İyi ki onun annesiymişim üççççç

This is...

 Gerçek hayat hikayesinden esinlenilmiştir :)

Gül vs Nestle

 Çok sevdiğim bir arkadaşımızı New York'a uğurluyoruz. Gülcüğümün inanılmaz değişik bir hikayesi var ve kısım kısım yazacağım.  Gül Nestle'de çalışan beyaz yaka mükemmel bir insan. Geçtiğimiz yıllarda hep kurumsal hayattan ne kadar sıkıldığını ve işten kendini kovdurmaya çalıştığını ama bir türlü kabul ettiremediğini anlatıyordu. Ben de hiç kendimi kovduramamış ve haklarını alamamış ama tembellik yapıp gitsin artık dedirtemeyen bir insan olduğum için onu çok iyi anlıyorum. Sürekli nasıl kovulurum diye kara kara düşünüp mobing de yok ki burada deyip değişik bir çare bulmuştu aslında ki uygulamadı. Kapanmayı düşünüyorum ama burada hiç kapalı kimse yok dolayısıyla bana haklarımı verin demek olacaktı ki onu da yapamadım diyor. Neyse Amerika'ya yerleşmeyi kafaya koyuyor, gidiyor diyor ki haklarımı verin beni salın. Hem IK hem de Hukuk karşı çıkıyor. Çalışmaya devam edebilirsin ama istersen istifa et deniyor.  Gül avukatlara danışıyor, sigorta vs yok çare yok. Eyt vurmamış ama ...

Ateşin Keşfi vs Yapay Zeka'nın Keşfi

Bugünlerde üzerinde çokça tartışma yaratan distopik hayaller kurduran yapay zekanın insanlığın sonuna getirecek mi kaygıları beni de düşüncelere sevk etti.  Yapay Zeka insanlığın sonu olabilir mi? Yeni Luditler kim olacak? Yoksa makina devriminde olduğu gibi bir abartı mı? Sentetik datalar, insandan daha zeki bir tür, robotlar ve kontrolden çıkması halinde başımıza ne geleceğinin bilinmemezliği... Ne kadar kötümser olmalıyız bir Yeni Cennet filmi çıkar mı derken ben daha eskilere gittim. Ateşin keşfine? Bugünkü bakış açımıza göre baksaydık. Ateşi keşfetmek de o çağlar için bir şaşkınlık yaratıcı bir buluş olmalı. Fiziksel zarara uğratan, söndürülmesi yeri geldiğinde zor olan, insanları birbirine düşman eden tüm dünyayı yakıp kavurabilecek bir keşif kontrol altına o çağlarda bile alınabilmiş. Nasıl gelirse gelsin. İster yaratıcı olsun ister genel. İnsanlık kollektif bilinçle üstesinden gelecektir. İnanıyorum.

Eskişehir

Dün Eskişehirdeydim ve istedikleri bir proje beni tam 10 yıl öncesine götürdü. Hadi biraz gülelim :) Ben Ford'da yeni başlamış mühendis. O zaman da her şeye atlayan projeler yapan öğrenmeye meraklı bir yavrucağım :) Her yıl normal işlerimizin dışında bir de 5-6 tane proje devreye alıyoruz. Biri de hat hızlandıma projesi. Sorumlusu da benim. Yapılacak iş bir hattan dakikada 18 araç geçiyor ben hızını 25'e kadar çıkaracağım. Üretimde verimlilik. Endüstri mühendisinden hat ölçümlerini aldım. Hattaki motor ve sürücüleri değiştirdim. Yeniden ölçtüm ve proje başarılı şekilde devreye girdi. Ertesi gün oldu. Şikayetler yağıyor. Manuelciler hattın hızına yetişemiyor diye. Ben hattı o kadar hızlandırmışım ki kimse yetişemiyor, sürekli acil stop'a basıp hattı durduruyorlar:))) Hatta gittim o zamanki mühendis arkadaşım da Baransel çok esprili. Ben ne yapacağım diye kara kara düşünüyorum. Dedi ki operatörlere de sürücü tak :))))) Neyse frekans ayarı vs tabi ki çözüldü. Dün de fabrika zi...

Damla'yı çok sevenler kulübü

Geçenlerde bir şeye çok üzüldüm ve ilk aklıma gelen arkadaşımı aradım. Şaşırdı. Sabahın köründe. Emin misin dedi. Sen bana yardımcı olacak mısın dedim. Sen istiyorsan tabi ki dedi. Sonra aslında o fikirden vazgeçtim ama o arkadaşım beni görene kadar rahat edemedi. Aynı gün aradığım başka arkadaşımsa ben hep senin yanındayım dedi.  Diğeri de boşuna stres yapıyorsun biraz beni dinle dedi. Bu anlattıklarım erkek arkadaşlarımdı. Asıl garip olan anlatmadığım halde beni anlayan kız arkadaşlarım. Sürekli mesaj attılar her şey yolunda mı diye? Aslında herşey yolunda. Herşeyin yolunda oluşu benim problemimse demeye başlamışken yeniden sistemin kölesi olup iş hayatının inceliklerine döndüm. Ama şunu anladım ki her ner kadar hater ım olsa da bir o kadar friends im var. Tek bir telefonumla dünyayı yerinden sarsacak. Kız ya da erkek... Sizi çok seviyorum. İyi ki hayatımdasınız. Üzüldüğüm şeye gelince ben okyanusları geçer derede bir şeye takılırım. Geçti gitti. Şimdi daha büyük savaşlara... Dam...

Yas

O kadar üzüldüm ki o kadar üzüldüm ki hiç olmadığım gibi bir influenza geçiriyorum. Seninki de dert mi derseniz tabi ki değil. Dert kısmı şu ki benim bağışıklığım şu ana kadar böyle düşmedi.  'çalışanlar yavaş yavaş konuşmaya başlamışlar, tam da düşündüğümüz gibi 1 saate yakın kendi yöntemleri ile söndürmeye çalışmışlar. önce otel sahibi kızı damadı kimse o yukarıdaki vicdansızlar uyandırılmış ve kimseye haber vermeyin demiş bu vicdansızlar tabii.  1 saat sonra olay çığrından çıkınca itfaiyeye haber verme zahmetinde bulunulmuş onda da mutfakta yangın çıktı diye ihbar yapıldığı için küçük bir araç yola çıkmış.  tabii önce otel sahipleri ve yangını çıkaranlar dışarı çıkmış ve insanlara haber verip oteli tahliye etmek yerine garajdaki arabalarını kurtarmışlar öncelikli olarak.' Yazık!

Melek Oldular!

Çok üzgünüz. Işıklar içinde uyuyun!

2025 Roboder Konuşması

 Sevdiğimiz işler, sevdiğimiz konuşmalar:

Bayanlar Araya Girmeseydi

Uzun zaman sonra televizyonu açtım ve TV'de duyduğum cümleler bunlardı. 2-3 erkek anlaşamamış belli ki duruma kadınlar el atmış ve tabi mikrofon erkeğe uzatılmış, kurduğu cümleler bunlar. 'Bayanlar Araya Girmeseydi' Bu aralar AI konusunda yazmak istiyorum ama işle ilgili yoğun bir maraton olduğundan odaklanamıyordum ki bugün bir süredir beklediğim çok güzel haberi aldım. Hatta bu hafta ikinci en güzel haber olunca haftaya bu kadar adrenalinimi yükseltmesem mi dedim tabi ki adrenalin bağımlılığı fazlasını gerektirir.  Tam bloguma yazı yazacağımı kendime telkin ederken aklıma yarın Roboder'in yüksek kurulu olduğu aklıma geldi ve yenilikleri kafamda sıralamaya başladım. Yılda 1 kere zirve yapmakla olmaz. Kadın Komisyonu kurmalıyız, Yapay Zeka çalışmalarına ağırlık vermeliyiz, görünür olup yazılı basın ve podcast çekimlerimiz olmalı. Network, fuar katılımı arttırmalıyız. Sponsorluk havuzumuzu genişletmeliyiz. Haftaya da İş Bankası genel müdürlükteyim ki offf offf. Bu kız bu...

Yemek Tarifi Veremiyorum!

Geçen gün gaza geldim nedense ve yemek yapacağım dedim. Dolma içi yapacaktım. Önce bulguru açayım derken tüm eve döktüm. Sonra bakıcı sağolsun benim için domates ve soğan doğramıştı. Domatesin suyunu mutfağa döktüm. Baktım olmayacak. Tüm malzemeleri kattım ki bakıcının abla malzemeler aynı anda konmuyor demesiyle aydınlandım. Önce soğan kavrulur sonra kıyma katılırdı değil mi? Kötü olduğum konu ne mi? Ev işleri.

Yerinde Duramayanlar

Evet, geçen hafta Ted kolejini ziyaret ettik ve Melissa'nın ön kaydını yaptırdık. Güzel haber İstanbul'da 4 yıl daha yaşayacağız. Kötü haber Suadiye'den taşınıyoruz. Ofisim de bu apartmanda olmasına rağmen Acarkent'te müstakil bir eve geçeceğiz, Sonraki 4 yıl Londra'dayız. O zaman yavaştan taşınma, ev bakma ve gitme zamanı,