Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mutlu Yıllara!

2018 çok güzeldi. Yeni mahallemiz, yeni okulum, yeni hobilerim, hayatıma yeni çok şeyler girdi. Bir de geçmişten devam eden mirasımız: aile bağları, arkadaşlık ve alışkanlıklar. 2019 hedeflerimi henüz yazmadım ama en geç pazartesi bir kağıt bulup yazacağım. Siz de yazın, yeniliklere açık olun ve hep sevin. Bu yazıyı okuyan, seni seviyorum.

Ester Hanım Demeyin Bana!

Benim 0-9 yaşım Ömerli'de. 10-17 yaşım Ümraniye'de. 18-22 Sakarya'da. 23-26 yaşım Gölcük'te. 27 yaşım da Üsküdar'da geçti. Geçen sene de Suadiye'ye taşındık. En sevdiğim yer Suadiye en az sevdiğim yer de Sakarya oldu. Geçen sene yeni apartman yeni komşular. Herkes bir değişik. Eskiden toprak sahibi olanlar tabi başka havalar. 60-70 yaş arası bir çift var. Ester Hanım ve Anri Bey, Anri Bey Türkiye Ester Hanım İsrail doğumlu.80 darbesinde Anri Bey İsrail'e gidiyor ve orada Ester Hanımla tanışıyorlar. Kendilerinin apartmanımızda topraktan bir daireleri var, karşılaştıkça güzel güzel anlatıyorlar. Ester Hanım kendisine Ester Hanım denmesini istemiyor. Ester diyin diye kızıyor. 60 yaşında bir kadına nasıl dersin Ester? Hangi özneleri aradığımı tahmin edebilirsiniz =) Haftasonu evlerine konuk olduk ve bir hikaye anlattı. Neden hanım denmesini istemiyor öğrendik. Ester 1970li yıllarda üniversiteden mezun oluyor ve devlette işe başlıyor. Çalıştığı d

Annelik

Geçen günlerde akşam 11 civarı kocam koltukta sızmış. Isı, nem ya da ışıktan etkilenmiyor, uyuyor. 12 civarı Melissayı yatağa çekmeye çalışıyorum. Meloş'un klasik taktikleri, anne süt, anne çişim geldi, anne su, bunlar bittiyse ben yanında uyumayayım diye gıgıgı, kıkıkı sesler çıkarma. Cycle'ı tamamlıyoruz. Anne süt dedi, sütü de yarım saat önce içmiş, başucumdan alacağım saat gece 01:00. Diğer biberonunu tam bitirmemişti, hepsini gerçekten içerse tekrar süt koyacağım. Başucumuzdan biberonu aldım ve Meloşa uzatırken başımdan aşağı buz gibi(oda ısısında) su döküldü. Biberonu alacağımı başucumuzdaki suyu almışım. Meloşa uzatırken de kendi başımdan aşağı bir bardak su dökmüşüm. Verdiğim ilk tepki neydi, 1-Uyanmak, 2-Melissa sana su geldi mi demek olmak. Genelde sakin biri olduğum için ne güzel Melissa'nın üzerine su gelmedi dedim.. Yatağın ıslak kısmına başka yorgan attım. Sütü ısıtıp Veysel'e teslim ettim.

Arabamın Bagajındaki Çocukluğum

Yaklaşık 8 yıl önce böyle bir not almışım, yıl 2011... Her zaman romantik bir yapım var her zaman çocuksu. Şuan yazının içeriğini hatırlamasam da hep dolu olan bagajımla ilgilidir diye düşünüyorum. Bugün baksak ayakkabılarım, bir kaç kitabım, bir kaç Time dergisi vardır. Zaman akarken içimizdeki çocuk da belki evrimleşiyor, biz büyürken içimizdeki çocuk da büyüyor ve bence iyi ki öyle oluyor.

Anne

Dün çocuk gelişimiyle ilgili kitap okuyorum. Ben kitabı pek beğenmedim. Ama sonundaki hikaye çok etkiledi beni. Yazarın büyük annesi 13 yaşında Anne oluyor ama bebeği ilk doğum esnasında ölüyor. Anne de dışarı çıkıp ağlamaya başlıyor. Kayın validesi gelip bir tokat atıyor, öyle her şeye ağlanmaz diyor ve kalkıp ev işine koyuluyor. Bu Anne artık hiç bir şeye ağlamıyor. Yazar da diyor ki kaybettiğin çocuğuna da ağlamazsan hayatta daha neye ağlarsın ki? Benim canım rahmetli ananem 7 çocuğunu da Kars'ın köyünde doğurmuş. Benim normal doğum yapmamın en büyük ilhamı oydu.  Cezaevlerinde, tarlada, kocasından dayak yerken, çeşitli genetik hastalıklarla o ya da bu şekilde milyonlarca kişi anne oluyor. Bazı şeyleri çok da abartmamak lazım.

Harvard'a Giden Yol...

Çalıştım, çabaladım ve ben de Harvard öğrencisi oldum. Artık benim de Havard uzantılı bir mail adresim var. Diplomamda Harvard yazacak ve bachelor derecesi alacağım. 5 yıl sürecek. Çift dal yapacağım.4 yıl online, 1 yıl da Cambridge okuyacağım. Çalışırken nasıl olacak diyorsanız 2 ya da 3. çocuğu orada dünyaya getirmeyi düşüyorum. Yani doğum iznine denk getireceğim. Heyecanlıyım, mutluyum, gururluyum. P.S:Bu süreçte bana destek olan Erdem Kaplan ve Şima Kaplan. Hakkınız ödenmez.

I am the Extrovert!

Bir dönem introvert olmam üzerine o kadar eleştiri aldım ki . Bence bana bu kadar geri bildirim vereceklerine Damla, insanlara selam versen iyi olurla konu bağlanabilirdi. Tabi durum böyle olunca ben de yenilgiyi kabul etmedim ve uğraştım çok. Online eğitim, sınıf eğitimi ve farmasötik deneyimle çok yol katettim ve  artık extroverttim. Starbucks sırasındayken önümdekine laf atan, mesajlarımı temizlerken baba olacak eski iş arkadaşıma bebek geldi mi diye mesaj atan, herkese günaydın diyen hatta telefonu helloooo diye açan biri oldum. Geçenlerde biriyle iletişim halindeyken bir cümle kurdum ve içimden işte sosyal deneyim başladı dedim =) Bazen sırf karşımdaki kişinin tepkisini merak ettiğimden ya da açığımın nereden yakalanacağını denemek için normalin dışında şeyler deniyorum. Tabi ki ağır cümleler kurmuyorum ama mesala networking kurguluyorum ve sonucunun yansımasına bakıyorum. Yakın zamanda tepki aldığım bir durum oldu, aslında iyi oldu önce dedim ki baştan bunu düşünmeliydim

Kadın

Aşağıdaki Tedx videosunu izledim ve çok sevdim. Özellikle sonunu. Benim gibi kadın konusunda duyarlı bir insana da fazlasıyla hitap ediyor. Ayrıca yine yavaş akan-bu tarz filmleri de seviyorum- kadın ve ülke gündemine atıf yapan bir film izledim, eşimle izlemek için 2 kere niyetlenip tek başıma izlemiş oldum, 3.yü de bu akşam izleyeceğiz: Görevimiz Tatil. Demet Akbağ oynuyor.

Kış Lastiğine Geçiş ve Düşündürdükleri

Bugün kış lastiğine geçiş için gittim. Gittiğim yerdeki görevli Mutlu Akü çalışanları çırpınıyor. Size eşantiyon verelim. Tabi kırmak istemedim. Bekledim. Verdikleri araba kokusu ve şeker. Çok teşekkür ettim ve çıktım. Benim arabamda zaten Bath&Body Works'un şekilli araba kokuları var. Beni düşündüren şu oldu. Meloşla Paşabahçeye gittik, kızım durmuyor. Görevli de iyi niyetli uğur böceği verdi. Sandı ki Melissa çok mutlu olacak. Tabi binlerce oyuncağı olan kızım suratına bile bakmadı. Melissa ya da ben ya da sen... Artık o kadar çok şeye sahibiz ki beni heyecanlandırsa heyecanlandırsa 1 saatliğine o da maksimum Chanel bir çanta heyecanladırır. Sonra iyi der geçerim. Remziye girip kitap almadan çıkmışlığım var. Yarın ofiste büyük Victoria's Secret indirim satışı var ve ben gitmeyeceğim. Aç kalmak lazım biraz galiba. Hem kendimiz hem çocuklarımız.

Konser Bileti

Beni en mutlu edecek şirket etkliği jazz konserine bilet vermek olacaktır. Zorlu olur, IKSV olur fark etmez. Bugünlerde dinlemeyi sevdiğim 2 adet şarkıyı paylaşıyorum: https://www.youtube.com/watch?v=Mk1TWpRJ4OQ https://www.youtube.com/watch?v=bLkHPEPtlN0

Seni Seviyorum Baba!

Az önce tvde duydum ben de yazmak istedim. Biri demiş ki babanızı çok severdim. Cevap olarak kızı ben de severdim demiş. Sizin sevmeniz normal diye cevap gelmiş kızına. Kızı da yo, ben özgür irademle seviyordum babamı demiş. Yani benim babam da benim babam olmasa arkadaşım olsaydı, ben yine onu çok severdim. Komik adam benim babam, rahat adam, fedakar adam, özverili adam annemin bitmez bilmek endişeleri için he de geç diyecek bir adam. Ve ben çoğu yönümle babama benziyorum, dışımı annemden aldıysam da içim aynı babam. Hatta hastalıklarımız bile aynı. İkimizde de yağ bezesi çıkar, ikimiz de hafif melankoliğizdir, ikimizinde böbreklerinde taş var. Seni seviyorum canım babam. Artık Starbucks'ta takılamıyoruz ama idare edeceğiz.

Güzel Olmak Sadece 10.000 TL

Evet güzel mi olmak istiyorsun. Git estetisyene aşağıdaki adımları yaptır, güzellik garanti: 1. Burun estetiği Allah'ın emri, olmayanlar bizden değil, ben yaklaşık 6 yıl önce olmuştum, bir revizyon yaptırsam iyi olacak ama bıçak altını gözüm yemiyor şimdilik böyle idare ediyorum. Burnunuz hafif kemerli güzel falan değil, kandırmayalım kendimizi. 2. Kaş ve kirpik en kolay olanı. Allah'tan bende ikisi de bol. Kirpik için sakın ipek yaptırmayın, ben çok kötü duydum herkesten, takma kirpik lens gibi taktıkça alışıyorsun. Devam. Kaş da artık herkes kalıcı dövme yapıyor. 600 TLye çözüm kolay. 3. Alın bölgesi. Botoks çok meşhur. Bağdat Caddesinde 750 TL yapıyorlar. Ben henüz yaptırmadım. Biraz daha bekliyorum ama birkaç seneye tanışacağım kesin. 4. Yanak. Bu aralar taktığım konu. Tombul yanak ol olma herkes yaptırıyor. Yanakların çökük olanı makbul. Bu sayede elmacık kemiklerin belli oluyor. Bişektomi ameliyatı olabilirsin ya da bu bölgeye botoks yaptırıp güzel bir görüntü

Meşki Zaman

Bazı kelimeler gerçekten çok güzel, bazı şarkılar da... Size tek önerim var anlar hayatınınızın tamamını oluşturuyor. Geçen sabah keyifsizdim, dedim ki böyle olmaz. Topla kendini, çıkar kendini bu durumdan. Sonra yüzüm gülmeye başladı. Birazdan dans kursuna gideceğim. Eminim yeni insanlarla tanışacağım, yeni tecrübeler edineceğim. Siz de boş durmayın. Çıkın dışarı. Bir ömür bitip geriye bakınca ne güzel şeyler yaşamışım diyin. Ve size bu şarkı gelsin: Yarın size retrospektik yaklaşımları yazacağım, herkes ödevine çalışsın. 

Satış Mühendisliğine Yaklaşım/ Approach to Sales Management

Ben ilk mezun olduğumda şunu kesinlikle reddediyordum: Satış Mühendisliği. Benim için mühendislikle ilgisi yoktu. Kariyerimde 8 yılı geride bıraktığımda artık o kadar da kesin bakmıyorum. Ama hala deseler ki gel bölümün başına geç. Satışlar senden sorulsun. İstemesem de tecrübe için kabul ederim. Evet tüm bu yazı geçenlerde birine ulaşamayan birinin bana ulaşmasıyla başladı. Ben satışçı olsam diye başladım. Allah'tan ben hep hizmet alan taraftaydım ve çalıştığım şirketler sektörün lideri konumunda olduğundan hep ben haklıydım, satışçıları zorlardım :) Şimdi naçizane satışçılara karşı taraftan biri olarak yazıyorum. Öncelikle bana bu kalemi sat diyen birine verilecek en güzel cevap bence bu makale olmuş : https://www.linkedin.com/pulse/best-answer-sell-me-pen-i-have-ever-seen-prashant-dedhia/ Sonra ben bir satışçıda ne ararım: 0. Termonun sıfıncı yasası gibi oldu hepsini yazdıktan sonra aklıma geldi =)) Radyoda dinliyorum. Yazılım yapan bir şirket. Amerika'da iki şi

It is a Wild World!

Arkadan Cat Stevens'ın sesi geliyor, oh baby baby it is a wild world! Normalde zalimimdir. Teoman'ın dediği gibi zaten pek de sevmem insanları. Ama beni ağlatan şeyleri yazacağım: 1 numaram favori yazarım Buket Uzuner'in son kitabı Hava'da gazeteci Defne Kaman'ın kaybolduğu ve artık bulunamayacağı anlaşıldığında ben duruma isyan ettim. Hatta bugün Moda'daydım ve orada yaşayan yazarı görseydim sıkı bir fırça atıp Ateş kitabında Defneyi geri getir diyecektim. 2 numaram radyoda doların tekrar 6.4'ü gördüğünü duyunca beynimden vuruldum ve bu ülkede hiç mi vatanına seven yok dedim. Trump'a helal olsun adam Çin'e yaptırım uygularken biz... 3 numaram tamam buna gülebilirsiniz daha öncede yazdığım Berlin'in ölüm sahnesi... O adamı da diziye çabuk geri getirin o zaten hasta eceliyle ölecek. 4 numaram da bu Tedx videosu uzun ama izlemeye değer ben bilmediğim şeyler öğrendim:

Bayan Damla Uluocak

Evliliğimizin yıl dönümü bugün. Veyselin aklında ikinci çocuk, bendeyse bu  ayakkabı  =)) 2014-Eylül- Mihrabat Korusu 2015 Şubat 2 aylık pregnant- En güzel tatillerimizden 2.si 2015 Nisan- Bebek 2016 ABB yılbaşı yemeği- NG Sapanca 2017 Ankara 2018 Suadiye 2018 Şubat Amsterdam- 14 Şubatlarda hep kaçarız. 2018 Ankara

TED konuşmaları

TED konuşmalarıyla ilk tanışmam 2010 yılında TOEFL kursunda Listening'le başladı.O günden beri de sık sık farklı dünyalara  açılmak için dinliyorum ve hayal ediyorum, benim de konuşma yapacağım günü. Benim tercihim konu başlıklı videoları izlemek aşağıdaki linki öneririm. Yani activizme kafayı takmışsam o başlıktaki videoları, konum liderlikse liderliği dinliyorum. https://www.ted.com/topics Beni etkileyen videoları tek tek paylaşmayacağım ama benim bildiğim tek Türk konuşmacı Elif Şafak. Bildiğiniz başka konuşmacı varsa lütfen bana yazın. Bugün de biraz Tedx konuşmalarını dinledim. Emin Çapa'yı hepimiz biliyoruz ama Levent Ülgen'in de konuşması bence çok iyi.

Kız gibi yap!

Youtube'daki o meşhur videoyu izlemişsinizdir, kız gibi yap dendiği anda kızların bile koyverdiği. Ben hamile kaldığımda 4-5 aylık civarlarında doktora gitmiştik ve iki farklı doktor erkek olacağını söylemişti. Ben tabi ki kızım olmasını istiyordum. Daha da acayibi eşim amcasına söylemiş erkek olacak diye o da tüh keşke kız olsaydı demiş. Bundan bir kaç ay önce eşimin arkadaşlarıyla çocuklu yemeğe gittik. Bir arkadaşının oğlu var ve hiç ilgilenmiyor. Dedim ki eşin çalışmıyor mu? Yok dedi sonra sordum onun için mi çocuğunla ilgilenmeyip zulmediyorsun eşine? Tabi bu arkadaşı yemekte ona yakışanı yaptı ve çocuğu olmayan birine dedi ki ne bekliyorsun senin de böyle bir kızın olacak. Böyle biriyle arkadaş olduğumuz için şoka girdim. Sonra düşündüm ve içimden dedim ki senin yapacağın robot bakımından bile fayda gelmez. Keşke sen de kız gibi bir robot bakımı yapabilsen!

Chanel

Karl Lagerfeld'in Seine nehri kenarındaki showunu düşünüyorsun, sonra Bağdat Caddesindeki mağaza çalışanlarının yavanlığını. Kemer alacaktım, almadan çıktım. Mağaza 5 katlı sanıyordum fark ettim ki 2 katlıymış. Ne varsa Louis Vuittonda var.

Bella Ciao

Ahmet Hakan'dan ötürü değil, eşimden dolayı La Casa De Papel'i izledim. Uzun zaman sonra gözyaşı döktüm, Berlin'i öldürdüler. Ben dondum kaldım. Ama aklıma daha çok takılan cümle şuydu: Müfettiş, yardımcısına döndü ve sordu:  Kimin iyi kimin kötü olduğunu bilmiyorum? Kötü olan soyguncular mıydı yoksa istihbarat mıydı? Ben de bazen düşünüyorum kötü insanlar hangi aşamalardan sonra kötü oluyorlar? Sürekli dedikodu yapan insan hayatında neyin eksikliğinden dolayı yapıyor bunu? Ya da aşağılayan birini kim daha önce aşağılamış? Kimileri doğuştan sinirli yoksa genlerimiz de elimizde olmadan bizimle oynuyor? Peki daha da önemlisi dünyada kim kazanıyor? Fransız devrimini yapan halk mı? Sanayi devrimini yapan imparatorluk mu? Yoksa iyiyle kötü de mi çatışıyor? Uzun zamandır düşünüyordum, ilk adımda yapacağım hamleyi buradan yazamam ama ikinci hamlem aktivist olmak için olacak. Diziyi izlemeseniz bile bu sahneyi izleyin!!!

İyi ki Doğdun Koci...

Abart, Çoğalt, Paylaş... İşte benim mottom... Kocimin yine doğumgünü bu sene daha farklı şeyler düşündüm. Her güne bir etkinlik, biri de halı sahaydı. Mustafa yok mu içimi çürüttü, halı saha olmaz da olmaz, Mete de destek verince bir günlük organizasyonum boşa çıktı. Ben de geçen sene çektirdiğim videoda kullanmadığım bir yer vardı. Onları birleştirdim, bir kaç da yeni video geldi. O zaman 31'in bitmesine iki kala iyi ki doğdun koci,,, Kanalım bile oldu sayende =)

Seninle Gurur Duyuyorum Hasan!

Evet, blogama bir yazı yazıp yine kaybolacağım. Hasan'ın azmi beni çok etkiliyor ve paylaşmaya değer. Benim çalışma arkadaşım Hasan geçenlerde whatsapptan bana mesaj yazmış. Ben de bilindiği üzere mesajlara hiç bakmam =)  Sabah Damla mesajıma baktın mı dedi. Meğerse Yüksek Lisans programına hak kazanmış. Sebahattin ve Hasan Aslında Hasan'ın hikayesi şöyle, Hasan Samsun'da lise eğitimini tamamlıyor ve hayatında bazı süreçlerden dolayı eğitimine ara veriyor. Sonra eline Nasuh Maruki'nin kitabı ele geçiyor ve Nasuh Maruki diyor ki Everest tepesine tek seferde çıkamazsınız, öncesinde daha küçük hedefler edinmelisiniz. 2 yıllık İş Sağlığı Güvenliği okuyor, sonra Konaklama İşletmeciliği, sonra da Elektrik okuyor. İngilizcesi orta seviye vatır fal diyip beni koparıyor, yeni bir programı devreye aldık, admin yetkisini ona da verdim ve yarım saatliğine tüm sistemi çökertti =) İşte Hasan azmin örneği, 37 yaşındayım demiyor, zaten işim var demiyor ve okumaya devam edi

Lykke-1

Bir kaç yazı öncesinde okuduğum Hygge kitabımdan bahsetmiştim. Aynı yazarın Lykke kitabına denk gelince de aldım. Ben kitabı İngilizcesinden okuyorum, okuması rahat, ama isterseniz Türkçeye de çevrilmiş. Kitap mutluluk üzerine yaklaşımlardan bahsediyor. Mesela Jante Kuralları çok ilginç geldi ama şimdilik bu kuralı anlatmayacağım, isterseniz google layın. Bana ilginç gelen diğer bir olay ise Michelle McGaugh'un ev kredisi ve faturaları dışında haftalık 35 poundla geçinmesi ve bunu Londra gibi pahalı bir şehirde yapması. İlginç olan (kusura bakmayın ara ara İngilizce yazacağım) public transport kullanmıyor bisiklete biniyor, dışarıda yemek yemiyor, parkları kullanıyor (Starbucks'ı da kullanabilirdi), ücretsiz sergileri takip ediyor, normalde gittiğinden daha fazla sergiye gitmiş oluyor ve en son kamp yaparak tatilini tamamlıyor. Bu bana çok ilham verici olarak geldi ve ben de bunu uygulamak istiyorum. Benim kıyafet dolabımda henüz etiketi sökülmemiş kıyafetler var, aya

Bayramınız Kutlu Olsun!

Herkesin bayramı kutlu olsun. Sevdiklerinizle daha nice bayramlar geçirin. Ben de bugün okuduğum güzel bir dini olay anlatacağım: Hz. Muhammed ölünce başa halife olarak Hz. Ebubekir geçer. Hz Ebubekir mülk olarak halifeler içinde durumu en iyi olandır ve bu dönemde Hz Ömerle yarışa başlarlar. İkisi de fitre, zekat, sadaka olarak mallarından yüklü miktarlar paylaşırlar. Bir gün Hz. Ömer malının yarısını bağışladığını söyler, buna karşılıksa Hz. Ebubekir malının tümünü bağışlamıştır. Evinde Allah sevgisinden başka bir şey bırakmamıştır. Kısa zamanda Hz. Ebubekir bağışladığından daha çoğunu kazanır. Allah tüm malını bereketlendirir. "Güneşin doğduğu her gün insanın bütün eklemleri için sadaka vermesi gerekir. İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olman ve eşyasını yüklemen sadakadır. Güzel söz de sakadır. Namaza giderken attığın her adım sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren şeyi kaldırman sadakadır." Müslim,Zekat,56

Şehir Mevsimini Açarken

Evet yine Esenboğa'dan yazıyorum, Tadında Anadolu yazı yazmak için iyi bir mekan. Yazacağım konular olsa da soft geçeceğim. Geçenlerde Caddede yürürken görme yetisini kaybetmiş birine karşıdan karşıya geçerken eşlik ettim, bana döndü dedi ki ben eskiden görüyordum, sonradan böyle oldum. Hayatta başımıza ne geleceği gerçekten muamma. Onun için bence var olan anı yaşamak en önemlisi. Hatta bu muhteşem kızı izlemenizi salık veririm: Şu andan itibaren tatil başlıyor, 4 gün Sahilde koşacağım, havuzu kullanacağım, PMP ye çalışmak şart zaten. Hadi sen de gel sahile, koşmasak bile denizi izleriz... PS: Anadolu jetin anonsunu kim geçiyorsa koparıyor beni Anadolujet için aceleeee gelin, son çağrı bu =)

Konuşan Eller

Size sorsam hangi dilleri biliyorsunuz diye? Herkes İngilizceyi söyledi, Almanca diyenler oldu, belki de Fransızca. Arada C++, Java diyenlerin de sesi geliyor. Ben bu haftasonu 1 dil daha öğrenmeye başladım: İşaret dili. İşaret dilini öğrenmek geçen yıl Starbucks'a gelip istediği içeceği almayı başaran ve teşekkür mektubu yazan bir misafirimizin mektubunu okuduktan sonra içimde alevlendi. İstanbul Enstitüsünün de eğitimine denk gelince atladım. 4 günlük eğitimden sonra kendimi tanıtmayı ve genel havadan sudan konuşmayı becerebiliyorum. Türkiyede tahmin edilen işitme engelli 3 milyon. Engelli olma sebepleri de genetik veya sonradan olabiliyor. Ben herkese sağlık diyorum. Ve hadi hep beraber işaret dilini öğrenelim... Ofiste İngilizce konuşup zaten sinirleri geriyordum şimdi işaret diline geçince saçlar diken diken olacak =)

Udemy

Kişisel telefonum PMP sınavına girmeye karar verdim ve başladım araştırmaya, zorunlu 35 saatlik eğitimi nereden alabilirim? Sınıf eğitimlerinin verimliliği hakkında uzun zamandır aklımda soru işaretleri var. Sınıftaki her öğrencinin seviyesi ve beklentileri farklı olduğundan ben sınıf eğitimlerinin en başarılı yöntem olduğuna inanmıyorum. Case study lerin, birebir eğitimlerin daha etkili olduğunu düşünüyorum. 35 saatlik eğitimi araştırırken benim bible ım ekşi sözlükte araştırdım. Üniversitede C# komutlarını da en iyi buradan anlardım.Ekşide Udemy hakkında bilgi verilmişti. 10 dolar gibi bir ücrete PMI tarafından geçerli bir eğitim alabiliyordun. Böylelikle ben de Udemy'e kayıt oldum. Tabi kayıt olup uygulamamak olmaz kaldı ki burada yazdıklarımı ne kadar uyguluyorsun derseniz, uyku hakkında bir yazı yamıştım ve şu an uyku bandımı 5-6 saate çektim. Haftasonları 7-8'e çıkıyorum ve gerçekten haftada +1 gün kazandım. Udemy sınıflarım Udemy'i telefonuma, tabletim

Y Kuşağı Alamancılar

Bugün birinin işten ayrıldığını duydum. Avrupa'ya yerleşmek üzere ülkeden gitmiş. Allah yolunu açık etsin. Geçenlerde okuduğum bir yazı geldi aklıma. Biz isteriz ki başkaları dayak yesin, başkaları hapiste yatsın ama biz yerimizde pasif eleştiriler yaparken düzen değişsin. İşimize gelmeyince de ülkeyi terk edelim. İşte budur Çanakkale şehitlerinin ruhu. Ülke zordayken kaçmak! Ne kadar yüce bir davranış! Hadi kaçtın, gittiğin yer sanki Paris'in Champs-Elysees 'i! Gidip ülkenin Kars'ına yerleşiyorsun. İmkanlar da orada eh işte. Mesela eğitim: ben sanmıyorum ki kızımın Robert Koleji'nde alacağı eğitimin İrlandanın köyündeki eğitimden daha kötü olacağına. Daha da vahimi kaçan hiç bir kimsenin Pisa'daki başarılara bakıp da gittiğine inanmıyorum. Sosyal hayat dersen zaten beyaz ve Hristiyan koşullarını sağlamadıkça seni pek de insandan sayan olmuyor. Nerede sosyal hayata dahil olacaksın da ülkenden daha mutlu olacaksın. Bir dönem Almanya'ya gidenler olmuş b

Herkes Yaşından 10 Çıkartsın!

Hayır şimdi Meghan Markle'ın yaşına baktım ve 15 çıkartın lütfen... Sonra da yeni bulduğunuz yaşınızda gerçekten bu yaşta olsam ne yapardım diye düşünün. Nereden çıktı bu derseniz. Bazen kendi icatlarıma yanımdakileri çekmeye çalışıyorum . Mesela yüksek yapalım diyorum. Gelen cevap bu yaştan sonra mı? Bunu söyleyen ise henüz 34 yaşında. Çağ değişti, insanların ortalama ömrü ve bu esnadaki yaşam kaliteleri de. Mesela Prens Harry nin 27 yaşlarında 24-25 yaşlarda bir kızla evlenmesi beklenirken 33 yaşında ve 37 yaşında bir kadınla evleniyor. Nitekim Diana evlendiğinde henüz 20 yaşındaymış.  Daha bu yaşta evlenecekler, Meghan hamile kalacak, kadının bebek yapması bile neredeyse 40 olacak. Ve şu an bunu çok garip karşılayan da yok. Melez olması hala daha acayip, evlenmiş boşanmış olması da çok daha çılgın =) Mesela gitar çalmayı çok istedin de yapmadın mı? Yıllarca tenis oynayamamak içinde ah mı kaldı? Snowboard öğrenmek belki de umduğundan daha kolay. Öğren, yap hala önünde ç

Sokakta Hayat Var!

Veee havalar sonunda ısındı. Ben kendimi Caddebostan sahiline vurdum. Sabah kaykayımı ararken abartıyor muyum diye de sordum. Sokakta hayat var ve umarım sen gidip AVM'ye kapanmadın. Al kitabını hadi kitabı sevmiyorsan telefonunu çık en yakın yeşil alana. Ben şu sıralar bir rutin tutturdum, sabah kalkıp kahvemi içiyorum, ve başlıyorum Caddebostan sahile koşmaya, hedefim 5k ama şimdilik 3k civarındayım. Dönüşte yolumun üzerindeki Şaşkınbakkal Sbux'a uğruyorum ve Iced Cappucinomu alıyorum. Sonra güne devam. Sen de saklanma güneşten koş gel sahile dün hem Redbull'un hem de Ford'un etkinliği vardı bir de Nike Run Club. Ben şimdilik onlarla takılmasam da bir koşularına dahil olmayı düşünüyorum. Bugün kuaför sebebiyle ve dünkü fazla koşularım nedeniyle güç kazanacağım. Yarın Konyada olacağım ama Salı sabahı herkes 9'da dizilsin sahile!

Çalışan Bağlılığı ve Şirket Etkinlikleri

Geçen gün arkadaşımla konuşuyoruz, Shaya çalışanı, diyor ki şirkete o kadar bağlıyım ki yeni iş teklifleri gelmesine rağmen bakmıyorum, kariyerim için daha iyi olacak ama ben buradan çok memnunum. 2 kat maaş verseler de umrumda değil. Bende de göreceğiniz üzere markaya deli bağlılığım var. Ne yapıyor da şirket bu kadar bağlıyor sonraki yazılarımda anlatacağım. Bugün size çalıştığım süre boyunca benim veya eşimle katıldığımız şirket etkinliklerinde top üçümü yazacağım: 3 numara: Shaya Connect . Maslak Uniq'te yapılan bu etkinlikte hem şirketin fazlaca üyesi katılmış hem de farklı atelyeler düzenlenmişti. Günün yarısında yöneticiler sunum yapmış, diğer yarısında gelecekte bizi Starbucks'ta neler bekliyor atelyelerle anlatılmış en sonunda da Barista şampiyonusu yapılmıştı. Bir şirketin çalışanlarıyla yaptığı en güzel etkinlikti. 2 numara: Ford Otosan Outdoor Ajan Eğitimi.  Bu eğitimi Forddayken 1 gece konaklamalı Büyük Abant Otelinde yapmıştık. Hem otel çok güzeldi, he

"Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır." M. Kemal Atatürk

Bugün 23 Nisan, heralde mutlu olmayan yoktur. 2 gün önce ben de yeğenimin kutlamaları için okulunun etkinlğine gittim. Minnoşumuz şiir okudu, pek bir heyecalandık. Tabii gösteriler esnasında beni yine aldı düşünmeler. Çocuklar sahneye dizildi tabi ilk şarkılar marşlar belki heyecandan hepsi put gibi ama bir öğretmen var ki göbek atmalar gerdan kırmalar sanki onun bayramı, eğlensin lafım yok da çocukların gözüne bakarsın cesaretlendirirsin değil mi? Sonra dedim ki Damla aldığı maaş ortada ne kültür belirtisi bekliyorsun ki. Bu esnada beyin fırtınam devam ediyordu maaşla bunun ne ilgisi var, Nazım Hikmet de çok varsıl aileden gelmiyordu ama çok güçlü fikirleri vardı. Acaba ortalama kaç kitap okuyor öğretmenler? Kendini geliştirmek için ne yapıyor? Hadi öğretmenleri geçtim, doktorlar hastaları için ne kadar geliştiriyor kendini kaç Lancet makalesi okuyor yılda? Tatil dışında gittikleri var mıdır seminer? Ya da hastayı dinlemek yerine kaç tahlil çaksam demiyen? Ya ben ne yapıyorum? St

Dövmeler!

İnternette güzel bir dövmeyi görüp de başıma çevirmem neredeyse imkansız! Önce kendime yakışır mı diye bakıyorum sonra to do list ime alıyorum. Benim şu anda 3 adet dövmem var ve aslında vucudumun bütününü bozmadan yaptırmayı da planlıyorum. Aklımda parmağıma, koluma ve sırtıma yeni dövmeler yaptırmak var. Örnekler böyle: Peki gelelim benim vucudumdaki dövmelere... İlk dövmemi 2011 yılında yaptırdım. Hep bacağıma yaptırdığım geçici dövme kelebeği kalıcı dövme haline getirttim. 2. ve 3. dövmelerimi aynı anda 2017'de yaptırdım. Kızım Melissa'nın adını omzuma yazdırdım. Kocişiminki de hafif dekolte bölgesine yaptıracakken kocamın dövmecinin erkek olması sebebiyle krizlere girmesiyle ayağımın üzerine yaptırdım, topukluyla çok şık duruyor, bayan dövmeciye denk gelirsek gögüs bölgeme yaptıracağım. Peki sizde ne dövmeler var?

Starbucks 15. Yılını Kutluyor.

Yarın Starbucks'ın Türkiye'deki 15. yılı olması sebebiyle mağazalarda sizi sürprizler bekliyor. Öncelikle 19 Nisan yani yarın saat 11:00'de Jamaica Blue Mountain tadımı olacak. Ücretsiz olacak bu tadımı mutlaka deneyin derim. Kaçırırsanız bir daha tadım olacak ama her mağaza kendi belirleyeceği için saati denk getirmek zor olabilir. Jamaica Blue kahvenin pırlantası olarak nitelendiriliyor, yüksek rakımlarda dik yamaçlarda toplandığı için çok değerli ve diğer kahvelerimizden farklı fiyatlandırılıyor. Eğer küçük boy Jamaica içmek isterseniz 22 TL vermeniz gerekiyor. Tabi kutlamalar bununla da bitmiyor, 19-20 Nisanda Şanslı Bardaklara denk gelirseniz, bedava bardak, termos ve içecek kazanabilirsiniz. Adetler yüksek 13.000 tane şanslı bardak olacak, kazanma şansınız var. Ben Shaya çalışanı olduğum için  ayrıca hangi mağazada hangi ürün verileceğini bildiğim için etik olmuyor, ben yararlanamayacağım. Benim yerime deneyin. Bir diğer kampanya yıldız kampanyası olacak, mobil

Açık ofis mi? Susun Artıııkkkk!!!!!

Şu ana kadar ki en büyük açık ofisimde çalışıyorum. Toplasanız 10 tane falan direktör odası vardır. Geri kalan olağanca masalar ve bilgisayarlar. Önümde mimarlar, emlak geliştirme ; arkamda ekip arkadaşlarım biraz arkamda The Body Shop marka çalışanları. Ofiste uğultudan geçilmiyor, üstüne bir de 2 kişi aynı anda tartışmaya başladı mı ve birileri sana laf atınca? Yeter ulan diye bağırmak istiyorum. Az önceki gibi . Ve şimdi elinde altın mikrofonla şarkı söyleyen müdürümüz kopardı bizi! Aslında çözümlerim yok değil. Yalın üretim kitaplarının birinde okumuştum. İnsanlar sizi rahatsız etmesin diye trafik ışıkları gibi ışıklarınız var. Siz birinin size bir şey sormasını ya da bir konuyla ilgili yaklaşmasını kırmızıyı yakarak engelleyebiliyorsunuz. Yalnız kuralda her gün belli saatler yeşil açık olmalı. Bence kesinlikle haklı. Açık ofis mantığı bence hedefinden fazlasıyla şaştı. Önünüzdeki biri mağazayı geç açmaktan dolayı aldığı cezayı anlatırken konsantrasyon sağlamak öyle zor ki.

Countdown to Home Party!

Eve yerleşme çabalarımız devam ediyor ki sonunda salon takımımızı da aldık. Kaldı halı ve perdeler ki böylece konseptli home party i vereceğim. En son yatak odasına aldığım tablolarım da geldi. Yanda... Yatak odamızda kocamaaan masmavi Venedik tablomuz ve Santorini duvar kağıdımızla çok güzel olma yolunda... Hisse senetlerimin hepsi karda küçük bir takiple... Keyfim keyf...

Trade Wars- Trump vs Simpsons

Arabada Fenomen, Babylon, TRT Radyo-3 dinlerken değişmeyen tek şey değişimdir dedim ve Babylonla TRT-3'e kıyamayıp diğer tüm favorilerimi değiştirdim. Manual olarak karıştırırken Ziya Hakan Erkan'la söyleşiye denk gelince 92.7-Bloomberg HT de kaldım. Sonrası Suadiye'ye taşınınca yol uzadı daha zevkli hale gelmeye başladı. Sabahları ve akşamları piyasaları dinlemeye başladım. Son iki haftadır Trump'un ticaret savaşı tweeti çeliğe vergi getirmesi pimin çekildiği nokta oldu. Trump dış ticari açığın yüksek olmasından dolayı çelikle başlayarak bir vergi getireceğini söylüyor. Hedefinde Çin olduğu düşünülse de Türkiye Çin'den fazla etkileniyor. Yanlış hatırlamıyorsam Türkiye 8. etkilenen Çinse 11. etkilenen ülke. İlk olarak Trump'un başekonomi danışmanı ki kendisi FED başkanlığını kabul etmemiş Gary Chon istifa etti, kendisi ayrıca ılımlı olmakla biliniyor bu da Trump'ın bu konuda ısrarcı olacağını gösteriyor. Teorilerden biri şu Trump Çin'e ticari savaş

Glam olmak üzerine...

Bildiğiniz gibi Shaya'da çalışıyorum ve çoğunluka merkez ofiste markalarla yan yana geliyoruz. En eğlenceli markalardan birisi tabi ki Victoria's Secret. Evet bol bol da ünlülere sepet yolluyorlar içim gitmiyor değil. Geçen odaya daldım bana da sepet verin! dedim ve hemen cevap geldi 'Glam ol Damla'  Şu 4 kiloyu da verdim mi bence Glamliğe bişey kalmayacak ama ben mühendis olmaktan da çok memnunum. Hıhhhh....

Bir Kadın Mühendisten

Ben bir elektrik-elektronik mühendisiyim. Eğer mesleği seçenler orana vurulursa kadın/erkek 1/9 gibi bir oran çıkacaktır. Meslek neden seçilmez hala anlamam? Okurken hiç bir zorluk yaşamadım, aksine beylerin kibar davranışlarına denk geldim. İş hayatında da genelde tavır olarak pozitif ayrımcılığa uğradım ama gelir konusunda eminim ki erkek olsaydım daha hızlı yükselir ve daha fazla maaş alırdım. Justin Trudeau'nun bir paylaşımı var. Okulda eğitimler eşit veriliyor diyor. Doğru kızlı erkekli aynı sınıftayız ama konu iş hayatına gelince dengeler değişiyor diyor. Bu da çok doğru. Eşitlikçi yapıyı Ford'da maaş olarak rastladım ama orada da üst düzey yöneticilerde bayan azlığı yüzünden hep üzülmüştüm. Ford Global'den gelen misafirimizle toplantı sonrası Beni üzen diğer kavramsa firmaların 'diversity' kavramından kadın çalışanları anlaması. Benimse diversity kavramından bir Japon bir Hintli bir Yahudi ve bir Müslümanın aynı zamanda gay ve lezbiyenin siyahla b

Teavana Rehberi

Evet, malum Starbucks Türkiye'ye Teavana'yı getirdi. Akıllar karışık. Shaya çalışanı olarak size hayat kurtarıcı öneriler verebilirim. Teavana Amerika menşeili bir firma ve Starbucks satın alıyor. Dünyada sudan sonra en çok içilen içecek çay. Türkiye'de kişi başı kahve içimi 400 gr iken çay tüketimi ise 3.2 kilo. Dolayısıyla çay iyi bir yatırım ya da deneyim :) Gelelim Starbuckslarda satılan çaylara: Siyah, Bitki ve Yeşil Çay olmak üzere 3 kategoride satılıyor. Siyah çay türleri: English Breakfast, Earl Grey, Chai; 3 adet bitki çayı: Hibiscus, Mint Blend, Chamomile; 2 adet yeşil çay: Mint Citrus, Jasmine Pearls. Bu kadar kolay. Benim favorime gelince hem kokusu hem de tadıyla Yeşil Çay Jasmine Pearls. Gittiniz bir Starbucks'a dediniz ki Jasmine istiyorum. Saate bakıp bardağınızın üzerine saat yazıyorlar ki demleme süreniz geçmesin. Benim çayımda 5 dakika sonra poşeti bardaktan çıkartıyorsunuz. Ayrıca evet soğuk çaylar da mevcut. Havalar soğuk ve menu değiştiğinde

Dubai'de Çalışmak İstiyorum!

Evet, Ben Almanya'da değil, Dubai'de çalışmak istiyorum. Hatta düşüncelerimi az önceki John Hadden toplantısında ileri götürüp Veysel gelmezse 1 yıl Melo'yu alıp Dubai'ye gitmeyi bile düşündüm. Annemi ya da kayınvalidemi kandırırım nasılsa =) Evlendiğimiz ilk günden beri Veysel'e Dubai'ye gidelim diyorum. Cevap 'çok sıcak'. Tamam başa saralım şimdi. Almanya'da bulunduğum dönemlerde ve Almanların içine karıştığımda iki gün Türkler öyle Türkler böyle. Ben sanki uzaylıyım. Sen farklısın ama Türkler öyle Türkler böyle. Dinledim, dinledim, dinledim. 3. gün sıra Müslümanlara geldi aman Cennette bakire kızı kim napsın? Kimse bakmamış ki bakire kalmışı da duyunca ben Avrupa'da çalışma defterini kapattım. Ortadoğu'nun hem Türkiye'ye duyduğu sempati hem olanakların fazlalığı hem de hep yaz olması sebebiyle bence Dubai en ideal expat merkezi. Benim şirketimin mühendislik head office de Dubai'de. Giderim insan gibi saygıyla çalışırım. Akşaml

Vol-1: Suadiye

Evet, uzun zamandır beni uğraştıran bir konuyu daha çözdük.Bu süreçte yazamadım. Suadiye'den ev aldık ve taşınmaya hazırız. Bu kadar kolay yazıyorum ama google maps'ın sağına bak soluna bak bir hal olduk. Yok 1 sokak kaymalım Göztepe olur yok Erenköy orası diye diye bulduk. Son 1 aydır o kadar yoğun ev baktık ve uğraştık ki sonunda rahatladım. Emlakçılara da acayip gıcık oldum bir kere daha. Genel sorulardan yanıtlayabileceklerim: Ev ne kadar? Bana sorunuz =) Ev nerede? Suadiye- Halimağa'da. Kaç metrekare? 127 3+1. Site içinde mi? Havuzu var ama bence site değil. Kaçıcı kat? 7 Annem dün anlatıyor, Damla küçükken ben Suadiye'de oturacağım derdi. Üniversite yıllarımda Ortaköy'e kaysa da gönlüm sonra Ataşehir istedim ama yeniden Bağdat Caddesi ve sahil beni çekti. Bundan sonra taşınacağım ev yeri ve ev tipi belli olsa da insanlar benden duyup tam da anlamayıp benden önce benzer yerlere taşınıyor. Onun için 10 yıl sonraki yeri bekleyin! Şimdi Cadde zamanı.

Şişman Kızları Zayıf Erkekler Yesin!

Aslında hayatımızda şu an bol aksiyon var ama şimdilik bu konuda yazmayacağım. Ara vermeme rağmen günde 400 okuyucunun hala sayfamı ziyaret etmesi çok mutluluk verici. O zaman bugünkü konum şişman kızlar. Aslında olay şöyle gelişti malum ben diyetteyim. Her diyete başlayan gibi yemeye aynı hızla devam edip incecik olmayı planladım. Spor salonuna nasılsa yazılmıştım. Bu esnada da internette nasıl zayıfladım sitelerine girdim. O esnada londradabirtürkkızı vloggerını gördüm. Zayıflama videosuyla paylaştığı resimler çok farklıydı. Anladığım kadarıyla 2-3 yıl önce denemiş sonra kıvrımlarımla güzelim demiş. Değilsin hiç birimiz de değiliz. Bazı kabuller var, zaten böyle de güzelim, kıvrımlı daha çekici. İnanın insanların size bakış açısı öyle değil. Önceki yıllarda çalıştığım şirkette başarılı ama kilolu bir yönetici vardı. Bana sorsanız ben onu muhteşem saçları var diye söylerdim. Benim yöneticimse X'i yükseltirken bana sorsalar evet şişman ama bla bla bla demeye başladı. Şişmanlık

Gideceğin Yolu Bilmek

Öncelikle yazı yazmayacağım dememe rağmen sayfamı ziyaret ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Benim zor günlerimde hatırlamayı sevdiğim bir hikaye vardır. "Zamanın birinde evli bir çift varmış ve çocukları olmazmış. Hz Musa'ya gitmişler ve Allah'a çocuklarının olup olmayacağını sormasını istemişler. Hz Musa sormuş ve sizin çocuğunuz olmayacak demiş. Aradan bir kaç yıl geçmiş ve çift çocuklarıyla gelmiş. Hz Musa, Rabbim çocukları olmayacak demiştin, demiş. Gelen cevapsa sen çocukları olmayacak demene rağmen onlar benden umudu kesmedi ve dua ettiler. Ben nasıl geri çevireyim onları?' Aylar önce size SCM mi, Marketing mi ne diye soru sormuştum. Globalde mühendislik mi, yoksa yerel de marketing mi? Birkaç gün önce bir kitap okurken cevabı buldum. Hatta daha fazlasını yoluma nasıl devam edeceğimi, hayatıma neleri dahil edip neleri çıkartacağımı artık kesinlikle biliyorum. En sonunda varmak istediğim nokta dünya çapında kadınlara ve çocuklara karşı şiddetin bitmesi iç

2008 Fransa'dan Veda...

Bir zamanlar...