Ana içeriğe atla

Tarkan Katar

Birkaç gün önce şöyle bir konuşma geçti. Bir müdür fikir veriyor, 1000 tane alın (aydınlatma ünitesi) yıl içinde kullanırız. İçimden diyorum ki stok yönetimi hakkında hiç bir fikri yok. Elinden geldiğince non-stock çalışmalısın. Şu an saçmalıyor. Eğer yanımda Tarkan Bey olsaydı. Fikirlerini açık açık söyler, olur mu öyle şey derdi.

Tarkan Bey, affınıza sığınarak bugünkü yazımda size yer vereceğim. Çok emeğiniz var üzerimde.
Fordda işler şöyle yürür. Bir yığın metrik vardır SQDCPM(Safety,Quality,Delivery etc) ve her bölümde onun şampiyonları vardır. Eşimin dediği gibi şampiyonsun dediler -o görsel fabrikacıydı- iyi bir şey sandım. Aslında teknik dışında öğrenmek için bence gayet mükemmel bir sistem ama o hedefleri tutturmak yok mu? Dubrovnik tatilinde bir yandan eğlenirken bir yandan da o ay Haydar Bey'e nasıl kem küm demeden açıklayacağımı düşünüyordum. O kadar benliğimdeydi.

Tarkan Bey, Ford'da endüstriyel malzemeler ekip lideridir. Kendisi tüm alt birimlerin Boyahane, Kaynak, Montaj, Fabrika müdürlüğü gibi bölümlerin şampiyonlarıyla harcama ve envanter hedefini tutturmaya çalışır. Biz üç yıl fabrikanın metriklerde en hacimli boyahanesi için çalıştık.

Tarkan Bey'in lafları ayet gibiydi. Ne derse olurdu ve kimse itiraz etmezdi. Nasıl oluyor bilmiyorum. Bugünkü tecrübem olsa kesin itiraz eder, bir iki yere şikayet eder, karşı koyardım ama ben değil bütün fabrika bu şekilde yaklaşıyordu. Tarkan diyorsa faydalıdır. Yapın. Kimseden itiraz gelmiyordu.

Tarkan Bey EMOL'un mucididir. Eğer Fordda çalışıyorsanız bir EMOL lafıdır dilinizde EMOL'e takılırsınız. Hedefleri tutturmak için harcama vs envanter bir hesap yapılmıştır. O denge bozulunca EMOL size en baştan siparişi yasaklar ki hiç hareket edeme ama sen düşün ki Boyahane gibi akan bantta yağ sipariş edemiyorsun. Zincirler durdu ve araç çıkmıyor. Seni oraya kulaklarından asarlar, yalvar yakar acil malzemeleri geçirirdik. EMOL'e takılmamanın tek yöntemi de konsinyedir.

Yedek parça siparişi vermek de çok zordu. Yok sisteme katalogunu koy. Yok alternatifini sun. Ben satınalmacı mıyım diye söylenirdim. Allahım satınalmacı Sedayı da çok zorlardım çünkü robot yedek parçalarını o satın alırdı ama yıl sonunda tüm müdürlerinin ccde olduğu bir maille ne kadar muhteşem olduğunu anlatmıştım da yıl içindeki yaptığım eziyetler bir nebze silinmişti.

Stok yönetimi de başka bir konu gelsinler boyahanede random sayım yapsınlar ve o ürün eksik/fazla çıksın. Al başına belayı, puanlama sistemi vardı. Maille yollanırdı, karne gibiydi =)

Ama en güzeli şuydu: Deponuzda bir kaç milyondan fazla malzeme var ve herkes yönetimi size bırakmış. Kimse niye onu aldın bunu konsinye yaptın bu hurda oldu diye karışmıyor çünkü yöneticilerinizin de yönetmesi gereken daha ciddi işler var. Kontrol mekanizmaları çalışıyor ama yönetim sizde. Ford'un en güzel yanı size duyulan saygıydı.

Son olarak bir satışçı olsam ve Ford'a ürün satmaya çalışsam gider satınalmacının kanına girerdim. Nitekim onların da tutturması gereken hedefler var. Mesela Onur Oğuz Turck'u sole supplier yapıp fabrikada sadece o ürünlerin kullanılmasını istiyordu ve ona göre bir fiyat almıştı. Konsinye de çalışacaktı, stok tutmak en son istenen şey. Ben de Turcku hiç kullanmak istemiyorum. Hat dışında Dürr robotlarının aplikasyonlarında var ve zırt pırt bozuluyor. Onur projem var diyor ben istemiyorum diyorum Allahtan Onur İstanbula geçti de kurtulduk ama hiç kimse uygun alınan indirim sonrası ben istemiyorum diyemez.Muhammed Candemir'e oynayın satışçılar!!!!



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

'Girişimde Kadın Gücü'yüm!

Girişimde Kadın Gücü Projesini en başarılı olarak tamamlayan iki kadından biri olarak tecrübelerimi sizlerle paylaşmayı görev bilirim. Türkonfed'in yürüttüğü İş Bankası'nın desteklediği Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi(UN Women) tarafından organize edilen girişimci kadınların değişen ve dijitalleşen dünyada iş geliştirme süreçlerine daha hızlı ayak uydurmalarına destek olma amacıyla ilk fazı tamamlanan bu projenin bir parçası olmak benim için onur vericiydi. Projenin ikinci fazı 2024-2026 ise henüz başladı.  Yukarıda bahsettiği gibi projenin ilk fazı 2022-2024 bitti. Benim gibi programa katılan birbirinden harika 5043 kadınla 2 yıllık süreçte bazen omuz omuza bazen de gece bilgisayar başında tamamladık. Şimdi ikinci fazı başlayacak olan bu projeye katılmak isteyecek kişiler için kendi deneyimlerimi yazmak istiyorum. Proje ile benim tanışman 2022 yılında işimi kurup İş Bankası'nda bir ticari hesap açınca başladı. Aslında bir çok ba

Senin Favori Robot Markan Ne?

Geçmiş yazılarımda kötü olduğum bir şey yok demiştim. Birini atlamışım: Political agility konusunda kötüyüm. Yazıya böyle başlıyorum çünkü favori robot markamı birazdan açığa vuracağım. Genel olarak böyle bir soruya verilmesi gereken cevap hangi robot tipi ya da hangi proses olabilir?  İlave olarak siz de hangi ülke de diyebilirsiniz? Evet ülkelerin bile tercih ettiği robot tipleri değişiyor. Amerikalılar Japon markası Fanuc'a bayılıyor. Almanya biraz milliyetçi tavırda olabiliyor. Konu benim tercihime gelirse; ilk spoiler'ı veriyorum. Bu robot benim gibi sarı. Sektördekiler anladı. Sektörde olmayanlarla ise genel konuşmalar şöyle geçiyor: Gigafactory'e gittim, onlarca yüzlerce robot var desin. Markasını söyleyemiyorsa ne renk deriz? Sarı Fanuc, Turuncu Kuka, Mavi Yaskawa ve Beyaz ABB'dir. Çoğunlukla. Ben Fanucla fotoğrafımı koyacaktım ama en son yeşil robotuyla çekilmişim :) Değişik yeşiller ve kırmızı olan robotlar da boy boy, erişim mesafesine göre var. Uzun uzun rob

Güneş Enerjisi

O zaman en popüler yenilenebilir enerji türünden solar enerji yani güneş enerjisinden bahsediyorum. Benim güneş enerjisiyle tanışmam üniversite yıllarıma rastlar. Her taşın altından çıkan ben o zamanlar da güneş arabası yarışlarına takmıştım. Olacak iş değil, sebeplerini açıklıyorum. Öncelikle güneş enerjisinden iki türlü faydalanabiliyorsunuz. Elektrik elde edebilirsiniz ya da sıcak su elde edebilirsiniz. Yazın balkona da sıcak su koysanız hele bunu Antalya'da yapsınız evet neredeyse aynı şey. Ama Almanya gibi güneşin çok da olmadığı yerde bakıyorsunuz güneş tarlaları mevcut. Öncelikle bir güneş panelinin verimliliği 25% civarında. Üzerine toz geldi, yaprak düştü, açı değişti aman Allahım hemen etkileniyor. 30% civarında verimliliği uzaya giden araçlarda görüyoruz. Onlar da kozmik ışın, radyasyon gibi ışınımları da kullanıp özel panellerle gerçekleşiyor. Güneş enerjisini yakaladınız bu enerjileri tabi bizim fotovoltaik ya da güneş pili diyeceğimiz sistemlere iletmeniz gerekiyor ki