

ikramda bulunabilirim. Kahve uzmanı olduğumdan ben Reserve barı tercih edip nadir bulunan kahvelerden demleme çeşitlerini deneyeceğim.
Peki bugünün konusu kahve o zaman ben de size biraz kahve bilgisi vereyim: M.S 7.-8. y.yda Etiyopyalı Çoban Kaldi'nin keçileri bir meyve yiyor ve keçiler meyveyi yedikleri günlerin akşamları daha hareketli oluyorlar. Bunu fark eden Kaldi'nin kendisi de bu meyveyi (Kahve meyvesi ilk ağaçta büyürken kiraza benzer) deniyor ve benzer enerjiyi hissediyor. Kaldi durumu keşişlerle paylaşıyor ve keşişler için uzun ayinlerde kullanmak için inanılmaz bir fırsat doğuyor.
Çekirdek kahveler Arap tacirlerle Yemen'e gider. Araplar ticari zekayla ham kahve bitkisini çıkartmayıp kavrulmuş olarak satıyorlar ve böylelikle Arap yarımadası dışına çıkmıyordu ve kendi tekellerindeydi. Kahve zamanla Osmanlı topraklarına ulaşıyor. Osmanlı'da afrodizyak etkisine o kadar inanılıyor ki erkeklerin eşlerine kahve sağlama yükümlülüğü geliyor.
Osmanlıya ticaret yapan Venedikli bir tacirse kavrulmuş kahveyi İtalyaya götürüyor. Kahve İtalya'dan, Londra ve Paris'e yayılıyor. Hollandalılar da Moha'dan kahve bitkisi kaçırıp Doğu Hindistan Java adasına getiriyorlar ve yetiştirmeye başlıyorlar. Böylelikle Amsterdam kahve ticareti merkezi oluyor.
Hollandalılar armağan olarak


Devamı mı? Onu da yarınki kahve sunumumda anlatabilirim.
Yorumlar
Yorum Gönder