Geçen hafta ve bu hafta Shaya Türkiye çalışanları olarak Omuz omuza veriyoruz ve sahaya iniyoruz. Proje kapsamında çalışmak isteyen çalışanlar gün ve mağaza belirleyip sahaya iniyor. Ben mağaza seçimimi Palladium Reserve'den yana kullandım. Anadolu yakasındaki en büyük Reserve mağazamız Palladium nitekim evime de yakın. Yarın Palladium mağazamızda size
ikramda bulunabilirim. Kahve uzmanı olduğumdan ben Reserve barı tercih edip nadir bulunan kahvelerden demleme çeşitlerini deneyeceğim.
Peki bugünün konusu kahve o zaman ben de size biraz kahve bilgisi vereyim: M.S 7.-8. y.yda Etiyopyalı Çoban Kaldi'nin keçileri bir meyve yiyor ve keçiler meyveyi yedikleri günlerin akşamları daha hareketli oluyorlar. Bunu fark eden Kaldi'nin kendisi de bu meyveyi (Kahve meyvesi ilk ağaçta büyürken kiraza benzer) deniyor ve benzer enerjiyi hissediyor. Kaldi durumu keşişlerle paylaşıyor ve keşişler için uzun ayinlerde kullanmak için inanılmaz bir fırsat doğuyor.
Çekirdek kahveler Arap tacirlerle Yemen'e gider. Araplar ticari zekayla ham kahve bitkisini çıkartmayıp kavrulmuş olarak satıyorlar ve böylelikle Arap yarımadası dışına çıkmıyordu ve kendi tekellerindeydi. Kahve zamanla Osmanlı topraklarına ulaşıyor. Osmanlı'da afrodizyak etkisine o kadar inanılıyor ki erkeklerin eşlerine kahve sağlama yükümlülüğü geliyor.
Osmanlıya ticaret yapan Venedikli bir tacirse kavrulmuş kahveyi İtalyaya götürüyor. Kahve İtalya'dan, Londra ve Paris'e yayılıyor. Hollandalılar da Moha'dan kahve bitkisi kaçırıp Doğu Hindistan Java adasına getiriyorlar ve yetiştirmeye başlıyorlar. Böylelikle Amsterdam kahve ticareti merkezi oluyor.
Hollandalılar armağan olarak
kahve bitkisini asil ağacı 14. Louis'in saray bahçesine ekiyorlar. İzin için Paris'e gelen bahariyeli genç ağaçtan dal koparıp Karayiplere götürüyor. Böylelikle kahve Latin Amerikaya da gitmiş oluyor. Artık kahve bitkisi çiftliklerde yoğun koruma altında ama Brezilyalı Yarbay Fransızlarla arabuluculuk yaptığı esnada Fransız Guyanası'nın eşiyle ilişki yaşamaya başlıyor ve kadın Yarbaydan ayrılacağı gün ona bir çiçek veriyor. Çiçeğin içinde çimlenebilecek kahve tohumları saklı.
Devamı mı? Onu da yarınki kahve sunumumda anlatabilirim.
ikramda bulunabilirim. Kahve uzmanı olduğumdan ben Reserve barı tercih edip nadir bulunan kahvelerden demleme çeşitlerini deneyeceğim.
Peki bugünün konusu kahve o zaman ben de size biraz kahve bilgisi vereyim: M.S 7.-8. y.yda Etiyopyalı Çoban Kaldi'nin keçileri bir meyve yiyor ve keçiler meyveyi yedikleri günlerin akşamları daha hareketli oluyorlar. Bunu fark eden Kaldi'nin kendisi de bu meyveyi (Kahve meyvesi ilk ağaçta büyürken kiraza benzer) deniyor ve benzer enerjiyi hissediyor. Kaldi durumu keşişlerle paylaşıyor ve keşişler için uzun ayinlerde kullanmak için inanılmaz bir fırsat doğuyor.
Çekirdek kahveler Arap tacirlerle Yemen'e gider. Araplar ticari zekayla ham kahve bitkisini çıkartmayıp kavrulmuş olarak satıyorlar ve böylelikle Arap yarımadası dışına çıkmıyordu ve kendi tekellerindeydi. Kahve zamanla Osmanlı topraklarına ulaşıyor. Osmanlı'da afrodizyak etkisine o kadar inanılıyor ki erkeklerin eşlerine kahve sağlama yükümlülüğü geliyor.
Osmanlıya ticaret yapan Venedikli bir tacirse kavrulmuş kahveyi İtalyaya götürüyor. Kahve İtalya'dan, Londra ve Paris'e yayılıyor. Hollandalılar da Moha'dan kahve bitkisi kaçırıp Doğu Hindistan Java adasına getiriyorlar ve yetiştirmeye başlıyorlar. Böylelikle Amsterdam kahve ticareti merkezi oluyor.
Hollandalılar armağan olarak
Devamı mı? Onu da yarınki kahve sunumumda anlatabilirim.
Yorumlar
Yorum Gönder