Kolejde okumayan yönetici olmamalı. Sen kolejde mi okudun derseniz? Cevabım hayır ama benim ailem de en azından burjuvaydı =))
Tabi ki bu başlık sadece bir genelleme. Nitekim ne ben ne de eşim kolejde okumasak da paranın yönetilebilir bir şey olduğuna inanıyoruz.
Konu nereden çıktığına gelirsek benim şu an ki mükemmel yöneticim Fatih Beyden. Fatih beyle ilk tanıştık işte eşin nerede çalışıyor diye konuşurken - o dönemde ABB'deydi- Ben de Gürsen'i tanıyorum dedi. Gürsen bey yanılıyorsam affedin Proje ve Satışın başı kendisi, aynı okulda okumuştuk dedi Hangi okul deyince Üsküdar Amerikan dedi müdürüm.
Eski şirketlerimin birinde, bir müdürüm vardı, şirket aracıyla 2 km gitsek yazdırırdı, gittiğimiz yer de diğer fabrikaydı. Bir dönem servisim sabahları 15 dk geç kalıyor diye servis ilgilisini tüm departman duyacak şekilde aramıştı ki ben o dönem mesai ücreti almama rağmen haftada en az 3 gün 3 saat mesaiye kalıyordum. Şirket aracıyla öğle yemeğine gitmek için bin türlü ter döker almak istemezdik.
Şimdi düşününce bu müdürümün davranışına geçmişine ve gençliğine bağlıyorum. Para onun için çok değerli bir meta olmuş ki onun gözünde 2 km benzinin karşılığı 11 Lira da artık yüksek yerlere gelmesine rağmen içindeki yoksulluğu aşamamış. Çalışanları da normal insanlar olunca bu duruma anlam verememiş.
Hep söylediğim gibi en küçük şirkette bile Repair&Maintenance harcamalarına gereksiz yere en azından 100 kTL harcanıyor. Yanlış yaptırdığın işler bile bu kadar tutar. Konu çalışanın şirket aracı istenmesi ya da bir eğitim olunca akan sular duruyor. Acayip acayip uygulamalara gidiliyor. Bence şirketin kurumsal kimliği çalışanından esirgemediğin 2 km benzinle başlıyor. Bunda da konu yöneticide bitiyor ve onun çocukluğunda.
Tabi ki bu başlık sadece bir genelleme. Nitekim ne ben ne de eşim kolejde okumasak da paranın yönetilebilir bir şey olduğuna inanıyoruz.
Konu nereden çıktığına gelirsek benim şu an ki mükemmel yöneticim Fatih Beyden. Fatih beyle ilk tanıştık işte eşin nerede çalışıyor diye konuşurken - o dönemde ABB'deydi- Ben de Gürsen'i tanıyorum dedi. Gürsen bey yanılıyorsam affedin Proje ve Satışın başı kendisi, aynı okulda okumuştuk dedi Hangi okul deyince Üsküdar Amerikan dedi müdürüm.
Eski şirketlerimin birinde, bir müdürüm vardı, şirket aracıyla 2 km gitsek yazdırırdı, gittiğimiz yer de diğer fabrikaydı. Bir dönem servisim sabahları 15 dk geç kalıyor diye servis ilgilisini tüm departman duyacak şekilde aramıştı ki ben o dönem mesai ücreti almama rağmen haftada en az 3 gün 3 saat mesaiye kalıyordum. Şirket aracıyla öğle yemeğine gitmek için bin türlü ter döker almak istemezdik.
Şimdi düşününce bu müdürümün davranışına geçmişine ve gençliğine bağlıyorum. Para onun için çok değerli bir meta olmuş ki onun gözünde 2 km benzinin karşılığı 11 Lira da artık yüksek yerlere gelmesine rağmen içindeki yoksulluğu aşamamış. Çalışanları da normal insanlar olunca bu duruma anlam verememiş.
Hep söylediğim gibi en küçük şirkette bile Repair&Maintenance harcamalarına gereksiz yere en azından 100 kTL harcanıyor. Yanlış yaptırdığın işler bile bu kadar tutar. Konu çalışanın şirket aracı istenmesi ya da bir eğitim olunca akan sular duruyor. Acayip acayip uygulamalara gidiliyor. Bence şirketin kurumsal kimliği çalışanından esirgemediğin 2 km benzinle başlıyor. Bunda da konu yöneticide bitiyor ve onun çocukluğunda.
Yorumlar
Yorum Gönder