Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

The Crown vs Fight Club

Dün Crown'da Helena Bohem Carter'ı gördüm ve çıldırdım. Bana en cool kadın kim deseler kendisini tek geçerim. Ayrıca dünkü yazımı okuyup postlarında 8 mumlu emoji paylaşan arkadaşlarıma da teşekkür ederim, bugün de bence Fight Club paylaşılabilir. "İnsan sevdiğini öldürür diye bir söz vardır ya. Aslında bakın, insanı öldüren hep sevdiğidir."  

Hanuka Bayramı

Az önce Anri'yle konuşurken fark ettim ki Hanuka Bayramı gelmiş. Ben 7 mum yakılıyor sanıyordum, 8 yakılıyormuş bir de büyük mum. Yiyecek ne var diye sordum. Kızartılmış ürünler tercih ediliyormuş. Alejandro etrafta olmadığına göre ona Xmas'ı soramıyorum, yanlış hatırlamıyorsam onlar da 12 gün sayıyorlardı. Biz Müslümanlar için ise hiç bir anlamı yok. Hangi dinden ya da inançtan olursa olsun, 2020 herkesin dileklerinin gerçekleştiği yıl olsun.

Hello, It is Halloween!

Benim gibi minni minnoş bir kızınız varsa bu aralar sık sık bu tarz şarkılar dinlersiniz. 1 Kasım Halloween. Eşime döndüm dedim ki evde Halloween partisi verelim mi? Durdu, bu ara çok toplanıyoruz boş ver dedi. Bu hafta 31 yaşımın son haftası, Pazar 32 oluyorum. Hediye konusunda en iyi annem, 150€  verecek biliyorum yurtdışında kullanmak üzere, Veysel'e ve Melo'ya da verince yılbaşı falan bizim yurtdışı tatilleri sponsoru annem oluyor. Bana alınabilecek en güzel hediye kitap, onun için arkadaşlarım ya şarap alın ya da kitap. Okumadığım kitabı denk getirebilir misiniz? Biraz zor tabi =)

Hey You!

Yazı yazmadığım halde herkesin bol bol okumasına hiç anlam veremiyorum. Aynı yazılar mı okunuyor. Teşekkür ederim. Ben aynıyım galiba. Kick-box ve baleye yeniden başladım. Okulum ekim başında açılıyor. Evet Melo okula başladı ve hiç gitmek istemiyor. Sanat spor haftasonu çook doluyum. İş aynı gibi. Eğlenceli. Yeni ressamlar keşfediyorum. Yeğenim oldu adı Kerim. 2 kilo daha verdim. 50'de duracağım. Falan filen işte... Bugün dünya spor günü olması sebebiyle size Veyseliko'nun snowboarda başlama hikayesini anlatayım. Böylelikle benim de neden artık kayak yapmadığımı öğrenirsiniz: Yıl 2012 biz Veyselle sevgiliyiz. Veysel'in yaptığı tek spor balıkçılık. Kış geldi, ben klasik olarak kaymaya gideceğim. Canım annem sağolsun spor meraklısı ve biz her yıl çocukluktan beri Uludağ'a gideriz. Neyse ben zaten Kocaeli'nde yaşıyorum. Kartepe yakın gidip kayıyorum. Veysel'e kayalım dedim. Yüzünü ekşitti. Dedi düşerim sen kayarsın ıh mıh... Tamam dedim ben snowboard yapma

Paris'e Gitmemek Vizyonsuzluk mu?

Döndüm dedim ki Paris'e gitmemiş, inanabiliyor musun? Bir insan bu yaşına gelip nasıl Paris'e gitmez? Sence Paris'e gitmemek vizyonsuzluk mu? dedi. Bu yazıyı okuyanların çoğu belki Paris'e gitmedi ve bu vizyonsuzluk lafına acayip gıcık oldu. Biz de arkadaşımla konuşmamızın sonunda Paris'e gitmemenin vizyonsuzluk olmadığı kanaatina vardık. Ve aslında kendime de ders çıkardım. Paris ziyaretlerimin hiçbirinde Eyfel'in sağında solunda fotoğrafım yok. Tek fotoğrafım arkadaşımın çekildiği fotoğrafın arkası. Galiba asıl vizyonsuzluk İnstagram'da paylaşacağım diye dolanmak ve fotoğraf çekilmek. Ben dün kendime kısıtlama getirdim ve artık İnsta pek de ilgimi çekmiyor. Buarada ne yapın edin Paris'e gidin, gerçekten insanın hayata bakışı değişiyor.

Mesleğin mi, Sanatın mı?

Dün bir yerlerde okudum. Soruyorlar hangisinden vazgeçersin? Meslek hayatından mı yoksa şu an yaptığın sanattan mı? Cevap veriyor: Her an ikisinden de vazgeçebilirim. Ben de zaman zaman böyle hissediyorum. Issız bir köy bulsam kendime yazı yazıp resim çizsem sevdiğim müzikte dans etsem sadece kuş sesleri olsa... Peki siz nelerden vazgeçebilirsiniz? Neleri sıfırlayıp yeniden daha fazlasını yaratabilirsiniz? Vazgeçmek demek kaybetmek demek değil benim için daha fazlasını yaratmak demek...

Favozim

Geçen gece kim 500 milyarı izliyoruz, ben arka arkaya biliyorum, bilmediklerimi de o olamaz bu olamaz derken buluyorum. Yine kendime hayranım =) Dün gece 11:30da eve dönmüşüm yine Kim 500 Milyar İster var ve bu sefer sanat akımları, kübizm, empresyonizm falan derken Favozim gördüm, dondum. Benim bilmediğim bir sanat akımı =)) Nasıl? Vallahi varmış =)) Bu sabah ilk iş Google Art'ı açtım, orada da yok biraz rahatladım, sonra müzelerde gezdim Google Museumda tabi sanal =)  Size linki veriyorum, tüm bu yoğunlukta vakit bulursam Sanat Tarihi kursuna gideceğim ya da Arkelog Hatice en temelden anlatıyor, Damlacım Helenistik dönem, Arkaik Dönem, Klasik Dönem diye güzel güzel bahsediyor. Kahveye çıkarsam çok güzel olacak Hatoyu!  https://artsandculture.google.com/category/art-movement

İnsan vucudu kendine ait tapınaktır.

Bu sözü kim söylemiş hatırlamıyorum ama yaz geldi ve rica ediyorum bikinili fotoğraflarınızı paylaşmayın. Bana çok itici ve çiğ geliyor. En güzel memeli sen olsan da düşünen memeli de sensin ve bazı şeyler sana kalsın, sevgiline kalsın, kızına kalsın. Ben de sadece kafamın olduğu bu fotoğrafı paylaşayım. Evet güneş arkadan patlamış ama sevdim ben.

Okul

Benim minnoş kızıma kreş bakmaya başladım. Allah'ım o ne zor işmiş artık arkadaşlarım da benim yakınmalarımdan sıkıldı galiba. Diyorlar ki Damla oynasın, güvenli bir yer olsun yeter. Bence yetmez. Ben bekliyorum ki günde 3 kitap okuyan, idealist öğretmenlerin olduğu, gözlerinden ışık saçan, eli ayağı bakımlı, okulun fiziksel koşulları iyi, bahçesinde plastik değil gerçek çim olan, iyi dil eğitimi veren, baleye alıştıracak, eğitim modeli olarak biraz Finlandiya biraz Japon tarzı olan, yaratıcı düşünmeyi teşvik eden, ince motora önem veren, müze ziyaretlerini belli bir eğitim çerçevesinde gerçekleştiren bir okul. Yok, bunların yarısı bile yok. En son bir yöneticim dedi ki Damla okullardan çok şey bekleme. Anne olarak sen ilgilenmelisin. Peki Melissa 3 yaşında ve neler biliyor? Türkçe 40'a kadar sayabiliyor, basit harfleri Melissa'nın M'si gibi tanıyor, İngilizce basit hayvanları biliyor dog mesela, Almanca 10'a kadar sayıyor, Matematik alıştırmaları yapıyor, ba

Kaç Damla Okyanus Eder?

Eskiden çok sevdiğim bir söz vardı, ben bir damlayım, damla okyanusa düştü, okyanus benim. Mahlasım da okyanustu. Okyanus kadar derin ve güçlü olmak hoşuma gidiyordu. Ama zamanla damla kadar küçük ve saf olmanın daha değerli olduğunu anlamaya başladım. Tüm bu karmaşada bir sınıf öğretmeninin dünyanın en iyi 50 öğretmeni arasından biri seçilmesi beni çok etkiledi. Hem de bu bir Türktü. Daha önce hep NY Times'a İngiltere'de orada burada seçilmiş öğretmenleri okurduk. Şimdi Ahmet Naç'tan sonra bir sıradışı öğretmen daha görüyoruz. Ted konuşması aşağıda. Gurur duydum.

İçimdeki Damla dışarı ne diye çıkar?

Evet ben içimdeki Damlayı her seferinde farklı biri olarak dışarı çıkartıyorum. İş yerinde daha despot, sosyal hayatımda leyla, anne halimde aşırı duygusal, evlat olarak öyle böyle şöyle. Bazen onun gözlerinin içine bakıyorum hadi kalk gidelim diyorum, bazense aman Damla çok da kasma işte keyfin yerinde daha fazlası yok diyorum.  En çok hangi halini seviyorum, ona sımsıkı sarıldığım, göz göze geldiğim ve hadi hayallerine sarıl dediğim ana. Senin hayallerin ne dersen o kadar çok ki. Bazen anlatıyorum, bazen çabalıyorum, çokça da umutlanıyorum. En çok da yaşamayı seviyorum, içimdeki o çocuk ruhumla.

Spor Yaşam Biçimi Olursa

Benim çook sevdiğim bir arkadaşım var. Onun sayesinde kick-boxa başladık. 1 kur tamamladık. Vucutlar şekillendi ama sonra ikimizde de başka yoğunluklar başladı ve dersleri ertelemeye başladık. En son geçen hafta dedik ki ödediğimiz dersleri Eylüle alalım. İkimiz aynı şirkette çalışıyoruz ama ikimiz de o kadar yoğunuz ki en son whatsapptan yazışabildik. Damla aletli pilatese başlayalım mı? Aslında ideal arkadaş işte bu. Biz 12 yaşındayken de bu arkadaşım beni tenise başlatmıştı. Ben şuna inanıyorum benim güzel arkadaşım sayesinde biz sporsuz kalmıyoruz. Ne güzel değil mi? Yaz yaklaşıyor, bikiniler giyilecek ve biz hazır olacağız. Hadi o zaman biraz da aletli pilates... Ve bale zaten benim default um ona hep devam. Şu pilatesle vucudumu daha toplayayım, bale yaparken de video paylaşacağım....

Komşularım

Apartmandaki komşular tamamıyla efsane. Genelde bir telefon geliyor hadi kahve içelim sonra şaraplarla devam =) Dün de apartmanımızdaki efsane doktor Hakan Bey ve eşinin davetlisi olarak en son gülmekten gözümden yaşlar geliyordu. İşte diğer komşumuz Anri Beyle nasıl uğraştığını, pilotla yaptığı geyikleri, apartmandaki kuyumcuyla muhabbetleri çoook eğlenceliydi, eşi de bir o kadar tatlı. Kendisi Jinemed de jinekolog olarak çalışıyor ve yönetim kadrosunda. Benim burnum için sekonder ameliyat olmak istediğimi söyledim. Dedi ki Nazım Çerkeş bizde. Sadece masrafları alırız, gel =)))))))))) Buarada yan komşumuz da çok tatlı bir çift. Kişiye özel tur düzenliyorlar ve şu an TVnin sesi son ses ben uyanık olduğum için no problemo ama sabah daha 8:00!

Keşke Sihirli Bir Değneğimiz Olsaydı

Çok kitap okumayı seven ben tabi ki çocuk gelişimiyle ilgili de kitap okuyorum. Bence yarısından çoğu çöp ama bugün konum bu değil. Melo benim minik kızım kış günü bahçedeki havuza girmek istiyor ya da trafik çok sıkışık anne sıkıldım diyor :) ben hiç sıkılmıyorum oysa ki. Böyle durumlar için bir kitapta şöyle bir öneri vardı, siz de sıkıntınızı paylaşın ve keşke sihirli değneğimiz olsaydı, mevsimi yaz yapar ve şimdi havuza girerdik diyin diyor. Ben bunu denedim ve biraz işe yaradı. Şimdi Melissa anne keşke sihirli değneğimiz olsaydı diye başlıyor. Bugün çok kötü bir haber gördüm. Ben yazmaya bile utanıyorum. 5 yaşındaki bir kız çocuğuna yapılan çok çok iğrenç bir şey. Değil kızıma biri dokunsun, kendi öz babası kızınca ona, ben paramparça oluyorum acaba kalbi kırılmış mıdır diye. Benim de keşke bir sihirli değneğim olsaydı ve yaşananların hepsini silebilseydim.

Sensei

Bugün ofisten çok sevdiğim bir arkadaşımın doğum gününü kutlamak için masasına gittim ve her zamanki gibi yoktu :) sticky note bırakıyım diye masasına uzandım ve açtığım not kağıtlarının üzerinde şöyle yazıyordu. 'Sadece aptallar fikir değiştirmez.' İşte bu kız da bizim klüpten! Size bahsettiğim gibi sahte isimle yazmak için çok havalı bir isim buldum hatta hesabı yarattım. Sonra o hesaba bağlı bir blog başlatacakken, kendi hesabımı reel yaşamımdan biraz koparmaya karar verdim. Çünkü fazlasıyla efor harcamam gerekiyordu ki benim bu aralar işlerim biraz yoğun. Ayrıca başka biri olmaktan hiç hoşlanmadım. Hem ne yani siz hiç hayalle gerçeği karıştırmadınız mı? Bugüne dönersek, Sensei hoca demek bilmeyenler için. Hatice Çınar tam 3 ay benim kahve uzmanı olmam için uğraştı. Sen mühendissin kahve uzmanlığı ne ya diyenler için ben meraklıyım ve merkez ofiste bu olanak varken kaçıramazdım. Haticem doğum günün kutlu olsun. We are mermaid each other like Siren girl of Starbucks

Yalnızlığın Erdemi

Alain De Botton un kitaplarını çok severim. Bir konuyu alır matematikteki limit gibi sağdan soldan yaklaşır. Ben de bugünlerde yalnızlığı bir konu olarak düşünüyorum. İlber Ortaylı yalnız kalmayı ve sıkılmayı beceremiyoruz diyor. Bence de. Sıkılmak gerçekten bir çok fikri ve yaratıcılığı tetikliyor. Bu akşam normalde bale antremanım vardı ama kendimle o kadar yalnız kalmak istedim ki bir kafeye gittim sonra da düşünmeye başladım. Radikal kararlar aldım, yapmak istediğim şeylere daha çok vakit ayırmaya karar verdim, en sonunda garson bana bir şey mi dediniz dedi. Yok öyle kendi kendime konuşuyorum dedim. Sonra kitabınız çok güzelmiş dedi, Son Kız kitabım, hikayesinden konuştuk, ben de alacağım dedi, alma ben sana veririm dedim. Bana herkes sen ne burcusun diyor. Dün Demo Aslan olduğumu, bugün ofisten biri Koç olduğumu iddia etti. Ben bir Teraziyim, inanmasam da dengesiz yanım burcuma çekmiş olabilir. Son olarak tabi ki takipçi verilerini takip ediyorum, iş için Japonyadayken bile

Garanti Jazz Yeşili

Annem: Yarın biz Ömerliye gideceğiz, Melo bu gece bizde kalsın, yarın onu da götürürüz. Ben: Hımm, gece ağlar ama akşam gelince bakarız. Annem: Ben oyalarım onu. 1 saat sonra ben... Ne zamandır sinemaya gitmiyoruz, elimde de Cinemaximum için D&R'daki çocuğun bana hediye ettiği biletler var, onu kullanırız. 2 saat sonra ben... Ne sineması, Bomontiadaya gider, içeriz, konser, parti bir şeye dahil oluruz =) Avrupa yakasında en sevdiğim yerlerden biri Bomontiada ve her yıl mutlaka bir kaç jazz konserine giderim. Artık PSM, Akbank, Garanti alternatifler çok. Biraz içki içer, müziğin ritmiyle kendimden geçerim. Yine festival var bugün için değil ama önümüzdeki günlerde orada olacağım. Benim gitmeyi düşündüğüm konser Bu da kaçmaz Bir de artık 31 yaşında ve jazz sevsem de arada Bikini Kill'e de göz kırpıyorum. Napayım çok maymun iştahlıyım =) Bu sefer bu şarkı bana gelsin!

Hayal et olsun!

Kızımı (bilmeyen varsa benim 3,5 yaşında Melissa Nil isimli dünya tatlısı bir kızım var) geceleri ben uyutuyorum ve her gece uykuya dalmadan önce günlük konuşuyoruz ne yaptık ne ettik diye. Kızımla yine konuşuyoruz, Anne dedi ben büyüyünce İtfaiyeci olacağım. Tamam dedim kızım. Belki öğretmen de olabilirim. Yine dedim ki peki kızım ne istersen olabilirsin. Anne ben mühendis olmayacağım dedi. Oysa ki ben ona mühendis ol kızım dediğimi hatırlamıyorum demek ki arada demişim. Sonra da dedi ki anne Barbie reklamlarında Hayal et olsun diyor ben itfaiyeci olup yangın söndürebilirim değil mi? Kuaförde Anne-Kız Şımarıyoruz =) Burada beni iki şey şok etti. Melissa daha 3,5 yaşında olmasına rağmen demek ki bir yerden cinsiyetçi yaklaşımlar duymuş ve meslekleri kadın/erkek diye ayırmış. Genelde 5 yaş denirdi bu üzücü. Ama iyi olan şuydu reklamlardan biri onu cesaretlendiriyordu ve o da yapabilirim değil mi diyordu?

No alarms No surprises

House MD izlemeyen varsa izleminizi öneririm. Evet böyle doktorlar yok ama keşke olsa. House'un hafif melankolik durumunu ve bazı sahnelerini kendime yakın buluyorum. Bir sahnede şöyle oluyor. Eski eşiyle barışıyor, aşırı mutlu, herşey güzel, House değişmiş, huysuzluk gitmiş. Sonra günler geçiyor ve eşi ayrılmak istiyor. Tabi House çıldırıyor ve şu müzik çalıyor. Size gelsin.

Sivaslı Muhtar mı, Paris Belediyesi mi?

Benim seçimle ilgili kime oy vereceğim 12 yıldır değişmiyor. Ancak konu muhtar adayına gelince gerçekten bir düşündüm. Bir tane aday ilanı gördüm. İlan şöyle başlıyordu. Sivaslıyım =) Tabi ki olabilirsin ama Suadiye'yi yönetmek için daha radikal bir şey beklerdim. Sivaslıyım ancak peyzaja önem vereceğim gibi =) Neyse onu eledim sonrası çok kolay oldu, aday sayım ikiye indi. Emel adını görünce tamam dedim kadına gitsin. Annemle konuştum dedi ki bizim muhtar çok şımarmıştı kadın aday vardı ona verdim. Sonra dedim ki 5 yıl sonra Harvard'dan mezun olmuş olurum Suadiye muhtarı ben olurum. Annem dedi ki Harvard'ı bitirince Türkiyeyi yönet =) Şimdi TVde Teke Tek izliyorum. Normalde ben TV izlemem, nadiren Digitürk portal, Turkcell TV+ ya da Netflix izlerim. Ama seçim yüzünden 3 gündür gözüm Foxta şimdi de Fatih Altaylı diyor ki benden İstanbul adayı olmaz. Neresi olur dediler. Paris dedi. Ben de Paris belediye başkanı kimdir? Bizim belediyecilerden farklı ne geçmişi vardır dedi

Hayat Sen Çok Güzelsin!

İyi bir uyku çektim sonunda :) Bu hafta doktorumun isteğiyle 1 kick box dersini atladım ve kendimle baş başa vaktim kaldı, Meloşu top havuzuna götürecektim ki ben ananemde kalacağım diyince ohh ohhh dedim ve eve gelip uyudum uyudum uyudum :)) Size 2 şarkı ve 2 film de öneriyorum: Leo'nun oynadığı Great Gasby ve yine onun oynadığı Zindan adası.

Bu mektup da olmadı, kelimeler toparlanmadı...

” Düşünüyorum da aşk sözcüğünü de biraz eksik buluyorum şu şenlen ben arasındaki ilişkiye. Daha büyük daha sağlam bizimki. Aşk onun içinde bir kısım galiba. Ötesinde aşkla birlikte ama yer yer zaman zaman onu asan başka duygular başka esirlikler başka bas donmeleri de var bizde. Seni seviyorum ve senin için her şeyim. Beni seviyorsun ve benim için her şeysin. Bir insan için şu kısa hayatta daha büyük ne olabilir” Beni en etkileyen mektuplar Portekiz Mektupları ve Van Gogh un yazdığı Theoya mektuplar olmuştu. Şimdi de yukarıdaki kitaba denk geldim.Cemal Süreya yazmış. Çok etkileyici değil mi?

Bahar Geldi

Sonunda benim neslim de güzel bir sonuçla noktalanacak seçime girdi. Oy kullanmaya başladığım günden beri hep aynı partiye oy verdim ve ilk defa şeytanın bacağını kırdık!

Hayal

Bu aralar beğendiğim yazarların kitaplarını 2. ve 3. kez okurken, bazı filmleri de 25. kez izliyorum =)  (Eternal Sunshine of Spotless Mind-hem sonu da mutlu bitiyor-) Okuduğum kitaplardan biri 2. dünya savaşı ve Nazilere atıfta bulunuyor. Benim de aklıma 2016 yılında gittiğim bir toplama kampı geldi. Terezi'ndeki toplama kampında Arbeit Macht Frei'yı görünce zaten gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Kampı bitirine kadar sürekli ağladım hatta dayanamadım bir süre sonra gezmeyi bıraktım. Bazen çok çılgın fikirlere kapılıyorum. Dün eğer Tanrı ben olsaydım nasıl bir dünya kurgulardım dedim. Zevki mi yok ederdim, fakirliği mi, mutsuzluğu mu... Bazen çok düşünüyorum ve sanırım bu çok iyi bir şey değil =))

Haftasonu

Haftasonu yazımı kısa keseceğim çünkü ben haftasonu olunca fazladan vaktim olduğu için çıldırıyorum. Kitap, film, sergi, hava sıcaksa spor yeni mekanlar eski dostlar hadi şarap açalım derken dolu dolu bir haftasonu geçmiş oluyor. Hatta ayarlayabiliyorsam Cuma akşamından başlıyorum haftasonuna... Şu aralar keyfim yerinde yakında Kapadokya'da mağaza açacağız iş için bile olsa gideceğim, gitmediyseniz daha önce mutlaka gidin, bir Ihlara Vadisi var ki çıldırmalık... Bir de Urla var. Urla şu sıralar gastronomi ile acayip öne çıkmış durumda. Hiç ve Od çok nam yapmış durumda ben de mutlaka kendimi atacağım. Herkese iyi haftasonları... Oylarınız Türkiye'nin temiz geleceğine olsun.

Çingeneler Zamanı

Çingeneler özgür oldukları için gezerler, çaresizliklerinden değil... Ben okuldan mezun olduğumdan beri şükür arabam var ve her yere arabayla gidiyorum. Geçen sene yazın Kadıköy'e gitmem gerekti ve park yeri aramayayım, caddeden sarı dolmuşa biner, oradan mağazaya geçerim dedim. Sıcakta klima yok bir şöför kapıyı açıyor, bir yanımda teyze kaykılıyor. Ondan sonra maceraya gerek yok dedim. Sadece iş için servis kullandığım çıraklık döneminde kitap okuyordum, o iyiydi demeyeceğim, trafiğin içine eden ve küfreden servis şöförüyle çekilmez, Micra da olsa alın bir araba. Yukarıdakileri neden anlattım, İstanbul trafiği gerçeğinden, ben haftada 500 km yol yapıyorum ve artık kendimi o kadar koşulladırdım ki trafik görünce başlıyorum hayal kurmaya, trafik benim meditasyonum açıkçası. Bugün Çingeneler Zamanının müziğini bağladım, yolda düşünüyorum. 2 ay çingenelerle yaşasam ne güzel olur diye. Hatta şöyle şeyler istiyorum. 2 ay Mikonosta yaşayım, 2 ay Christiana da, 2 ay Alaska'd

Anne ben geldim

Ben kuaföre gittim mi en az 4 saat falan kalıyorum. Manikür-pedikür-kaş-boya-fön. Artık elimde tablet,kitap, telefon yok yok. Geçenlerde yine gittim. Yeni bir kız gelmiş. Bana dedi ki size şunu yapayım, bunu yapayım. Aile gibi olduğumuzdan iyi dedim. Bir noktada gözlerime krem sürdü, kapatıp 10 dakika beklemem gerek ve gözlerimi açmayacağım. Benim için 10 dakika bile çok değerliyken =) Kızın adı, Reyhan. Reyhan o zaman bana büyükadayı anlat dedim (Reyhoş büyükadada yaşıyormuş) Reyhan Kadıköyde oturuyormuş. Ev sahibi zam yapınca diyor ki bari 1+1 bakayım. Arıyor, tarıyor. Kiralar çok yüksek. Sonra sahibinden ev ararken filtrele diyor ve alfabetik sıraya göre önce web sayfasında Adalar çıkıyor. O da öylesine bir adaya gidiyor. Önce bir emlakçıya giriyor. Cuma diye birazdan abla diyorlar. Sonra başka emlakçıya giriyor ama aslında orası emlakçı değil, muhasebe ofisi şans o ki muhasebe ofisinin çalışanın babası da köşkün üst katını kiraya verecek. Eve gidiyorlar o ne bütün odalar deniz m

Avamlık Üzerine

Geçenlerde kuafördeyim radyoda Beyonce'nin Naughty Girl şarkısı çalıyor. Bu kadın o klipte ne seksiydi dedim kendi kendime. Sonra beni üzen bir şey geldi aklıma. Birini beni takip ediyor diye takibe aldım ama bir pozlar varmiş ki. Aslında saflık bende, bu kızı birine ayarlamaya çalışıyordum dedi ki Damla bu kız parayla yapıyordur. Herkesin kendi tercihi demek istemiyorum ama kadınlık gururuna çok aykırı. Ben evet dekolte giyiyorum ama yani bir sınırı var seksilikle avamlık arasında. Daha da iğrenci ne biliyor musunuz? Yaşını başını almış, toplumda saygın diye nitelendirilen erkeklerin bu fotoğraflara like ları yağdırması. Ucuz bence. Hem de çok ucuz. Bu erkekler de en az bu kızlar kadar itici!

Balık İzlerinin Sesi

Balık İzlerinin sesi mi yoksa balıklarla konuşmak mı? Nereden çıktı demeyin, biri sevdiğim bir yazarın kitabı, diğeri de sevdiğim bir filmden sahne.  Aslında fişek gibi koştursam da gün içinde hayattan genel anlamda beklentim huzur veren bir yerde kahve içeyim, şarap içeyim, kitap okuyayım biraz da bale yapayım. P.S: İlk bahsettiğim kitap Buket Uzunerin, ikincisi de Arizona Dream. İkisi de ağır gelebilir. Ama deneyin okuyun, izleyin.

Barcelona Barcelona

Bu filmi izlemeyen varsa bu blogu okumasın =) Şaka tabi ki ama geçenlerde böyle bir şey oldu. Sonuçta Iris Apfel ı tanımamanızı anlarım bir nebze ama atıyorum Benazir Buttoyu tanımıyorsan sorry. Neyse aklımdaki konuya geri gidelim. Anadolu yakasında yaşıyorsan benim için yaşanacak 2 güzel mahalle var: 1. benim yaşadığım Suadiye, 2. si Ataşehir. Dedim ki Ataşehir'den studio daire alalım. Ben gider hikayelerimi yazarım, az eşya olur istediğim gibi bale yapar hoplarım, zıplarım. (İtiraf ediyorum bu fikre Nil Karaibrahimgil'in kendi dairesini bahsetmesinden sonra kapıldım.) Ben böyle hayaller kurarken cevap şu oldu. Ataşehirde 1+1 ler 1 milyon farkında mısın? Konuşma eski ev alırız öyle böyle derken sabah ben yatakta bu filmi hatırladım. İki sanatçı ruhlu çift var ve bu tarz bir evde yaşıyorlar. Filmi izleyeli çok oldu(2008 yapımıymış) Kadın ressam, adam da ressam sanırım. Şehir Barcelona. Çok çılgın değil mi? Benim de hikayelerimi yazacağım bir Barcelona'ya ihtiyacım va

Marjinal derken

TBS in bir ürünü var. Makyaj : Star stamp. Ben de arada gözümün kenarına yapıyorum. Geçen yine yaptım. Yöneticilerimin biriyle iş akışını konuşuyoruz, dedi ki kızım nerede marjinal bir şey mi o Damla =) Ondan önce de işten ayrılan bir mimar arkadışımız vardı, lakap takmış bana Marjinal diye =) Yine onlar sağolsun, ben bir lakap takıyorum: Cenaze, Zıpzıp, Yerdenbitme, Ölü etc. Benim hayatta bu lanetim mi yoksa iyi bir şey mi bilmiyorum ama okumaya deli gibi meraklıyım. Lens alırım tüm pros u okurum. Elime manual geçer okumadan bırakmam. Okuma merakım her seferinde beni başka limanlara götürür ve günün sonunda elimde başka hayatlardan başka hikayelerle dönerim. Che'nin, Gaudi'nin, Dali'nin, Frida'nın tavırları beni etkiler, biraz değişirim, insanlar beni marjinal görür ama gün gelir ben kendi tavrımı koyarsam işte o zaman gerçek Marjinal olurum.

Ne 1 Eksik Ne 1 Fazla!

Engelli lafından o kadar nefret ediyorum ki. Ben bile bir başkasına benzemezken kim nasıl engelli, özel, sendromlu, o, bu diyor ki. Kim kimin ne yaşadığını biliyor mu? Siz benim hangi hastalıklarımdan haberdarsınız ya da en yakınınızın? Aslında fiziksel normal gözüküp sosyal ya da ruhsal manyaklıkta olanlar engelsiz mi? Benim için aslolan insan. Hatta canlı. Sen sokağa çıktığında 100 yıllık dev çınara saygı duyup önünde eğilebiliyorsan ve ona sımsıkı sarılabiliyorsan işte engeller o zaman kalkar!

Victoriaaaa

Bugün kısa yazacağım. Önce radyoda şu şarkıya denk geldim. Size gelsin. Sonra Zorlu'ya gitmişken bir Victoria'ya uğradım. Zaten şımarık biriyim. İyice şımarttılar beni. Herşeyi denedim, çok başarılı ürünler gelmiş. Bayıldım. Daha mutlu eden olaysa 36 olan sırt bedenim 32'ye düşmüş. Kaan Hoca biliyor bu işi! P.S: Babylon ve Fenomen benim favori radyolarım. Eğer hisse senedi alıp satacaksam Bloomberg HT dinliyorum. Onun dışında Pal Nostalji, Metro ve Joy da nadiren dinlediğim kanllar. Öneririm.

Anri, Esther, Canx2, Alejandro ve Diğerleri

Bu haftaiçi planım şöyle Salı-Perşembe Kickbox, Çarşamba Bale ve Cuma yöneticilerimle rakı gecesi. Komşularım da görüşelim diyince hımmm diyip davet ettim. Eve geldim yaş ortalaması 50 civarı =) Melos ananede kuzeniyle aziyor tabi eve gelinmiyor nitekim ablam da tiyatroda her neyse evde durum herşey için ben beklenmişim. Madem bu kadar beni beklediniz dedim salon da büyük olduğu için iki zıplayıp bir etrafımda dönünce her az bale izleyen insanın verdiği tepkiyi verdiler. Yine çok güzel bir akşam geçirdik. İsrail'de hayat, yaşam biçimi uzun uzun anlattılar. Konu komşuluğa gelince iyi ki varsın vs muhabbetler başladı. Benim Shaya'ya katıldıktan sonra geliştirdiğim bir özelliğim oldu: İletişim. Mesela asansörde birine rastlıyorsam kesin bir konu açıyorum. Apartmanda iki tane Can var. Biri pilot. Hep spor çıkışı ona yakalanıyorum. Geçen dedim ki uçuşlarda artık pilot isimlerini dikkatli dinliyorum ama denk gelmiyoruz. Dedi ki siz söyleyin ben uçuşumu ayarlayayım =) ya da yabancı

All

'Akmıyorsa benden bu kadar o zaman, Elinle koysan da bulunmam' Mabel Matiz'in şarkısı tam benlik bugünlerde... Dün kickbox antremanı dilimiz dışarıda tamamladık. Arkadaşım döndü dedi ki yarın da bale mi var. Evet, nasıl dayanıyorsun dedi. Bana çok soran oluyor Nasıl bu kadar şeye yetişiyorsun diye. Başka türlüsü de bana imkansız geliyor. Size bir dergiden bahsedeceğim hatta bizim şirket bir grup dergiyi düzenli alıyor. Elle, Vogue, Women's Fitness etc. Ben okuduğum All dergisini ortak alana bıraktım. All dergisine de abone olundu. Üniversiteden beri okuyorum, bana moda ve giyim hakkında fikir veriyor. Öneririm. Daha çok önereceğim biz Hukuk'tan Ayşegülle haftada 2 gün Ataşehir Target Studioda Kickboxa gidiyoruz. Ayşegülcüğümün önerisiyle başladık ama ikimizde bayıldık. Hem vudumuz güçleniyor, hem yumruklarla stres atıyoruz hem de aslında ikimiz de yemek düzenimizde bir şey değiştirmedik ama insanlar zayıfladığımızı söylüyor bizce sıkılaştık. Kaan hoca da çok a

Termodinamik tüm soruların cevabı mıdır?

Termo dinamiğin yasalarına mühendis gibi değil de hayat gibi bakın ve bakalım size bazı soruların cevabını verecek mi? Termodinamiğin sıfırıncı yasası  aslında diğer yasalardan sonra bulunmuştur. Ancak termodinamik için çok önemli ve temel seviyede olduğu için dördüncü olması yerine sıfırıncı olmasına karar verilmiştir. Peki bu yasa ne demek? Basitçe eğer A=C ve B=C ise sonuç olarak A=B’dir. Termodinamiğin birinci yasası  aslında kısaca  enerji korunumu nu ifade ediyor. Yani enerji ne yok edilebilir, ne de yoktan var edilebilir. Enerji ısıya, işe veya başka bir şeye dönüşebilir; ama başlangıçtaki enerji miktarından fazlası ya da azı ortaya çıkmaz. Ne kadar enerji verirseniz, o kadar iş elde edersiniz. Bir benzetme yapalım. Elinizde 30 tuğlanız olsun. Bu 30 tuğladan ne inşa ederseniz edin, sayısı aynı kalacak. Tuğlaları yok edemezsiniz; hareket ettirebilirsiniz veya bölebilirsiniz. Ancak sonuçta yine de 30 tuğla olmuş olacak. Termodinamiğin ikinci yasası muhtemelen en popül

Play the Game

Pembe saçlarıma yapılan övgüler için herkese teşekkürler =) Aslında uçlarına hafif püskürtülmüş boya verip punk rocker olma hayallerim var ama bakalım kuaförüm Mustafa buna hazır mı =)  Ayrıca bugün benim hayatımda önem verdiğim biricik yöneticim Fatih Çalışır'ın doğumgünü, İyi ki doğdum müdürüm! Ben hep çiçeğim var mı aksini iddia eden =) Size bu güzel müzik gelsin 

Netflix ve Aile Olmak

Netflixten Aile Arasında izliyorum. Bir sahnede döndü dedi ki aile olmak kolay mı sanıyorsun. Sen 21 yılda aile olabildin mi? Gerçekten aile olmak nasıl bir şey? Evlenince mi aile oluyorsun? Çocuk doğunca mı? Yoksa hayatında bir şeylerden vazgeçince mi yoksa kendini güvende hissedince mi? Bu fikirler beni benden aldı yine. Sonra sabah bir arkadaşımız geldi. Tabi bir grup arkadaşımız var ki gelir dolabı açar ve istediğini yer ya da benim dolabımı açar benim kıyafetlerimi giyer. Bu da onlardan, Salona geldi baktı ben dizi izliyorum bunu mu izliyorsun dedi gülerek, ben de dedim sen de izlemişsin anlaşılan güldü dedi ki sezonu bitirdim =) Amerikan ergen dizisi gibi geldi ama kızın pembe saçlarına bayıldım dedim. Belki de aile olmak böyle bir şey istediğin zaman gidip kapısını çalabilmek... Şimdilerde benim dilimde Day Dream şarkısı. Sonra durmadan evin içinde pirüet dönmek. Diğer yandan yanan mumlar (tabi ki Bath&Body Works) ve şarap. Bu aralar Anadolu şaraplarını deniyorum faka

Fools Garden

Bu şarkı dilime dolandı. Hayat  mottoma göre hayat çok güzel ve yaşanacak eğlenceli anlar var, sizi üzen ya da negatif enerji veren insanları da kick ass yapmak gerek. Ben de aynen böyle yapıyorum ve aslında bunu kolaylıkla hiç umrumda değil diye değil de dayanılacak herşeye dayanıp, alttan alıp, bahaneler bulup şimdi böyle yaptı ama aslından iyi biridir stres altındaydı falan diyip bir nokta sonra amaaan yani yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmese de sen benim içimdeki her şeyi tükettin bendeki kredin de bu kadar diyorum. Kredisi tükenmeyen var mı? Sadece annem, ileri de kızım olur. Onun için iletişimi kopardığım, selam vermediğim herkese şunu diyebilirim  I kicked your ass and much happier =) Siz de bu şarkıyı kendi kendinize söyleyebilirsiniz. P.S: Eğer bir mesaja cevap vermediysem ya da konuyu değiştirip atlattıysam sorry, durup durup aynı mesajı atmanın ya da Linkedin'den bakıp bak hala gözüm üzerinde mesajları vermenin hiiiç anlamı yok tek önerim gizli hesaptan damlayı takip

Kaç Farklı Şekilde Anne Olunur?

Eşim sık sık yurtdışına gittiğinden biz de her onun gidişinde soluğu annemlerde alıyoruz. Annem tabi bu durumdan çok memnun, abimleri de çağırıp yemek vermeler, torunları şımartmalar vs. keyfimiz fazlasıyla yerinde. Ama bu süreçte bana acayip gelen şeyler oluyor. Gece 3 kızım ağlıyor süüüüüttt. Ben tam ısıtmaya gidiyorum annem benden önce kalkmış. Kızım sen uyu ben getiririm diyor. Bu sabah daha da ilginç bir şey oldu annem elime iki tane ceviz verdi dedi ki kızım işe aç gitme =) Ben çocuklara aşırı düşkünüm, inşallah 3-4-5 çocuk sahibi olmaya niyetliyim. Hatta öyle ki ben eşimle evlenmeden dedim ki biz şimdi çocuğu yapalım, düğünden sonra hemen kucağımızda olur =) eşimden cevap: yok yaaauuuvv  =)) Tabi evlendikten sonra 4. ayda ben hamileydim, 1. yılımızı kutladıktan 1 ay sonra da kızımız kucağımızdaydı. Melissa Nil, bizim biricik kızımız, tabi eşimle ben onun için çıldırıyoruz hatta ben o kadar çıldırıyorum ki eşim bazen kızıyor Melissa beni daha fazla boyamaya devam edersen boy

Yapılacak, Gidilecek, Okunacak Listelerim

Deli listeler yaparım ben. 10 yılımı planlar her sene kendimi geliştireceğim, sanat dalı, kültür dalı, ülke dalı seçerim. Mesela 2018 Fransa yılım mı? Fransızca öğrenir, Fransız kitapları okur, Fransız filmleri izler,müziklerini dinler, Fransız yemekleri yer ve ligi takip ederim. Tabi kendime görülecek ülke ,şehir, TED, Time ve Intelligence squared  videoları falan acayip planlar yaparım. Tabi hayat hep böyle akmaz, arkadaşın gelir Kick-boxa başlıyoruz der bir anda aslında hiç de planda olmayan bir yerde bulursun kendini. Bugün de yine bu listelerimden birini yapmak üzere açtım ve şöyle de bir baktım ki listem fazlasıyla uzamış. O zaman bu haftasonunun planı da hazır. P.S: Bugün tıp bayramıymış. Annemin, teyzoşlarımın, Yusuf'un ve Hilal'in tıp bayramı kutlu olsun. Ayrıca doğuda gerçekten gönlünü koyup çalışan tüm doktorların da.

Trafik

Her gün en az 2 saatim, bazen günde 2 kere yaka değiştirmeye giden trafik yolculuğum olunca ben de Teoman'ın şarkısındaki gibi gözüm kapalı bile giderim ben bu yollarda şarkısını söyler haldeyim. Kocaeli'nde yaşarken Balıkçı Hamdi bir klasik içme mekanıydı ve rakılı rakılı araç kullanırdım. Bir gün babamın içkili araba kullanırsan sana hakkımı helal etmem demesiyle bu huyumdan vazgeçmiş oldum. Trafikte en eğlenceli ansa araçtan kavga etmek için inip beni görünce geri binenler =)) Allahtan bayanım da iş uzamıyor. Tabi bazen iş için yurtiçi/dışı seyahatlerim olunca araba kullanmak durumunda oluyorum. Hem farklı araçlar deniyorum hem de yeni rotalar görüyorum. Benim için en eğlencelisi Adanaydı. Sağımda eski baraj yemyeşil, kıvrımlı uzanan bir yol, gerçekten keyif vericiydi. Almanya'da Z4 kullanmak da hız sınırı olmadığı için güzeldi. Aerodinamik sıfır olsa da insana uçuyormuş hissi veriyordu. Birazdan Kickbox için Ataşehir'e geçeceğim, oradan Suadiye. Bunlar beni

Belki Önümüz Yaz Gideriz Kumsallara...

İstanbul'da güzel yerler keşfettikçe daha güzel yerler keşfetme hissiyatım kabardı ve deli bir koy buldum. Sorry paylaşmayacağım çünkü o koyda sessiz sakin bir hafta içi yüzeceğim. Sabah trafikte bu koyda yüzdüğümü hayal ettim ıssız olduğu için hayallerimi genişlettim, çılgınlıklar kurguladım. Sonra aklıma hayatımda yaptığım en çılgınca şey geldi. Sonra bana dönüp hayatında yaptığın en çılgınca şey neydi diyen arkadaşım geldi. O zamanlar bunu sorarken biz arkadaş değildik ve o benim yöneticimdi. Ben ona eğer söylersem iş ilişkilerimiz belki etkilenir diye bence söylemeyeyim belki etkilenirsin demiştim ve söylememiştim. Sonra seninki ne dediğimde sen söylemezsen ben hiç söylemem dedi ve konuyu kapattık. Hayatta sizin yaptığınız en çılgınca şey neydi? Normal doğum yapmak mı? Herkes sizi evde sanırken aslında İngiltere'de olmak mı? Çıplak halde bir ormanda koşmak mı? Hem cinsini öpmek mi? Kariyerinizi önünüze koyup posta koymak mı? ya da tamamıyla normal kalıp aklını kaçırma

Ofisten

Bugün kahvemi alıyorum ofisin mutfağından botox muhabbeti açıldı. Bizim ofisin  gelir dağılımı nasıl derseniz? Orta-üst, üst sosyal grup, özellikle insanların yaşı 40 üzerindeyse şöyle şeyler olabiliyor şirket araç veriyor, aracı alan şöförünü getiriyor. Genelde refah durumu yüksek yani. Neyse bu botox muhabbetini yapan kişinin de eşinin Nişantaşında bir kliniği var ben de bakayım, denerim dedim. Googlelarken ekteki yazıya denk geldim ve bayıldım. Okumanızı öneririm. Ayşe Arman Dişçi

Günde Kaç Kere Fikir Değiştirirsiniz?

Karar alma ile ilgili bir kaç makale okudum ve gerçekten karar alırken de dikkat etmek gereken hususlar olduğunu öğrendim. Mesela Çıpalama: Bir bilgiye çıpa atıp önceki bilgiden dolayı yanlış kararlar verme ya da Halo Effect: Önceki başarılı performanstan dolayı aynı kişiden sonraki performansların da başarılı sonuç beklenmesi. Ben burada karar alma yöntemlerini uzun uzadıya anlatmayacağım. Malum bible lar. Korn Ferry ya da HBR açarsanız onlar detaylı anlatıyor. Benim aklımda Nil Karaibrahimgil'in yazısı var ve ben de şu sıralar onun gibi hissediyorum. Olayı şöyle özetleyeyim. Bir konuda arkadaşıyla tartışırken arkadaşının dediği çok mantıklı gelmiş ve fikrini hemen o an değiştirmiş yalnız arkadaşı o kadar çabuk döndüğünü anlamasın diye hımm falan yapmış ikna oluyormuşçasına. Sonra kendiyle gurur duymuş, bir fikre sabit kalmayıp yeri gelince doğru fikri de savunabildiği için. Açıkçası bir kaç hafta önce bana da öyle oldu. Arkadaşıma tam fikirlerimi anlatırken hayır yanlış düşü

En İyi Estetisyen Kim?

Eskiden doktorlara fazlasıyla saygı duyar ve benim için özel bir meslek grubunda yer alırdı ta ki abuk subuk insanlarla karşılaşana kadar. Şimdi demeyin mühendisin de iyisi kötüsü yok mu? Mühendislerin kötüsü kadar doktorların iyisi vardır. Nereden çıktı bu fikir derseniz? Ürolog'a gittim galiba böbrek taşı düşürüyorum diye nitekim 15 yaşından beri sorunum. Dedi ki şu an aktif yok ama sağ böbreğindekini kırmamız lazım. Sağ böbrek için de devlette hocaya gitmiştim, bakıp ya bu oradan çıkmaz elleme diyip yollamıştı. İşte iş etiği böyle bir şey. Bir  de ünlü bir estetik cerrah var, sıklıkla Kanal D gibi kanalların televizyon programlarına çıkıyor adı Bülent sanırım soyadını çıkartamıyorum şimdi, belli sıklıkla beni instagramda takibe alıp bırakıyor. Bunu bir doçent yapınca ve en son annemin çalıştığı bir doktor sponsorlu ilan verince hepsi gözümden öyle bir düştü ki. Sen o kadar ağır koşullarda 6 yıl oku, hocanın hakaretleriyle 4 yıl yırtın, zorunlu diye devlette yırtın

Summer Comes!

Ben yaz hazırlıklarına başladım. Kickbox derslerinde bikini vucudu diye diye tüm antremanlara katlanıyorum =) , TBS'ten %100 shea yağı aldım ve ayak tırnağımdan saçıma her yerimi nemlendirmek için kürlerimi uyguluyorum, dermatologumla cilt bakımına başladık ve check-up yaptırdım. Geçen sene sonuçları buradan paylaşmıştım, yine şükür ki sonuçlarım iyi geldi hatta spordan olsa hafif kolestrol değerlerim de düşmüş. Son olarak kendime defter edindim, notlarımı birleştirip bu yaz okuayacağım kitap, dergi, yeni yapmak istediklerimi not alıyorum. Siz de durmayın, move on cos summer comes =)) Bu arada Urla'da çok başarılı mekanlar açılmış. Hiç ve Od benim sıkça adını duyduğum yerler mutlaka gidilesi. Ben bir tur ayarlayacağım. Öncesi Kazdağları, net! 

Kendime gittim!

İnsanın bazen kendisiyle ilgili hayatı konumlarken cevabını bulamadığı sorular oluyor. Dışarıdan fişek gibi uçuyor görünsem de içim içimi yiyen sorular ve aranan cevaplar vardı.Ve ben tüm bu cevapların anahtarını geçen Cuma çok sevdiğim bir kız arkadaşımla öğle yemeği yerken bulmaya başladım. Aklımdaki şeyleri dinledikten sonra O bana bir yol gösterdi ve elime fener verdi. O fener benim yolumu aydınlattı, yolumu bulmamı ve gönlümü ferahlatmamı sağladı. Tabi tüm cevapları bir haftasonunda bulmadım ama artık onun bana öğrettiği bir yol ve o fener var. Artık daha derinlere dalabilirim. Bu arada yokken ne yaptım sorusuna gelirsek? Kopenhag'a gittik ve bayıldık resmen, kickbox tam hız devam ediyor ki hocamıza bayılıyoruz 2. kur için anlaştık bile, bale sınıfım devam, Harvard'da bu hafta sunumlarım başlıyor ki isterseniz canlı yayında dinleyebilirsiniz ve en önemlisi 2. kez hala oluyorum!!!!!! Tüm bunlar beni mutluluktan çıldırtıyor. Dünden beri paint it black