Eskiden çok sevdiğim bir söz vardı, ben bir damlayım, damla okyanusa düştü, okyanus benim. Mahlasım da okyanustu. Okyanus kadar derin ve güçlü olmak hoşuma gidiyordu. Ama zamanla damla kadar küçük ve saf olmanın daha değerli olduğunu anlamaya başladım.
Tüm bu karmaşada bir sınıf öğretmeninin dünyanın en iyi 50 öğretmeni arasından biri seçilmesi beni çok etkiledi. Hem de bu bir Türktü. Daha önce hep NY Times'a İngiltere'de orada burada seçilmiş öğretmenleri okurduk. Şimdi Ahmet Naç'tan sonra bir sıradışı öğretmen daha görüyoruz. Ted konuşması aşağıda. Gurur duydum.
Ayşe Arman nasıl adını duyurdu arkadaşlar? Yok mastürbasyon hikayesini anlattı, doğruysa :) İlk kez nasıl sevişti? Dünyada tek sevişen o zaten :)) Gündemin dikkatini çekti. Ben tabi o kadar ucuz olmayayım o kadar da ünlü olmama çok da gerek yok derken gün geçtikçe popüler isimler de hayatıma dahil oluyor. Yeni dernekler, yeni etkinlikler ve benim malum snob tavrımla günleri geçiriyoruz. Geçen gün biri dedi ki sen şunu çok iyi tanıyorsun. Onlar günde 100 milyon yazıyor. Ben içimde milyon, milyar derken bir yandan da diyorum ki yok aslında o kadar tanımıyorum. Arkadaşım diyor ki saçmalama tüm etkinlik boyunca beraberdiniz, ben tabi ilk bakışta nasıl sünepe gördüysem, tüm fotoğraflarda en uzağındayım, hatta orada olduğunun çok da umrumda değil :)))) Dün spor salonundayken benim gibi gediklisi bir ünlü geldi. Başta PT'ler yanından düşmüyor. Ben de onu değil annesini beğeniyorum mükemmel oyuncu diye neyse baktım bu benim istasyonu etrafındaki guruhla kaplayacak en iyisi dedim ki mat bul...
Yorumlar
Yorum Gönder