Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Damla'yla Konuşmak

 Geçenlerde bir arkadaşımla konuşuyoruz. Neden beni aramıyorsun dedim? Genelde sık arar, durdu düşündü. Blogunu okuyorum ya konuşuyormuşuz gibi hissettim dedi.  İşler o kadar yoğun ki çok şükür, ben de hiç birşeye vakit ayıramazken geçen gün dedim ki böyle olmayacak, bari caddede öğle yemeklerinde ve akşam yemeklerinde arkadaşlarımla buluşayım. Bu hafta 2 buluşma yaptım. Yarın da 3.yü yapacağım.  Vitamin F(riends) gibisi yok, hem de İzmire gitmeden bir arkadaşlarımla hasret gidermiş oluyorum. Bu aralar bol bol GM ziyaretleri yapma şansı yakaladım. Genel olarak faizlerin yüksekliği genel şikayet konusu ve yatırımlar noktasında şikayetler devam ediyor. 2024'ü bu şekilde Almanlar ve Otomotiv olarak tamamlasak da her kriz yeni bir fırsatı doğuruyor. Biz de yeni çözümlere açılıyoruz ve tahmin edebileceğiniz gibi bunlar beni aşırı heyecanlandıran şeyler oluyor. Bugünkü Nobel ziyareti öncesi fotom. Elimde kahve olmadan asla. Teknik ekip ve satış ekibi de arkamda... Çok mu çok güçlüyüz? Öy

Bono, Kaldıraçlı İşlemler ve Likit

Bir konu hakkında bilgi sahibi olmakla o konu hakkında ahkam kesmek bence çok farklı şeyler. Ben zaten bilmediğim konularda bilmiyorum diye el kaldırıyorum. Bu aşamada para söz konusu olunca herkes de atlıyor maşallah ki benim gibi kontrol freak bir insanın parasını birine güvenip teslim etmesi pek mümkün değil. Ben ne kadar çok para harcamayı sevsem de bir o kadar tabi ki tasarrufu da seviyorum. Ataşehir'de 1+1 favori yatırım enstrümanım :) Osman Pazarlama'da Demet Akalın'ın dediği gibi benim için gayrimenkul tarzı taşınmazlar ya da taşınır araçlara yatırım yapmak enflasyonist bir ülkede en mantıklı hareket. Ama yatırım enstrümanları konusu açılınca herkes bir şey anlatıyor. Anlatanlara bakıyorsun madem bu kadar biliyorsun yaşam tarzın pek de başarılı olduğunu göstermiyor, kelin merhemi olsa durumunu hissediyorsun :) Fatih Terim fonunda gördük ki aç gözlü olmayacaksın. Kaldıraçlı işlemler benim seviyemde bir insan için zaten disaster olur heralde. Bono orta vadede mantıklı

İzmir'in Dağlarında Çiçekler Açar

Yazı nerede geçireceğiz? Tabi kiiii Alaçatı'da! Suadiye'den sonra 2. mahallem varsa orası kesinlikle Alaçatı'dır. Kışın nasıl Kopenhag'a mutlaka gidiyorsam yazın da Alaçatı'ya gidilmeli. Aslında okullar kapanır kapanmaz Fransa 14. bölgeye uçalım dedim ama bakıcının vize durumunu düşününce ve Olimpiyatları da göz önüne alınca dedik ki biz önce Alaçatı yapalım, hooop Yunan adaları, hooop oradan da Fransa'ya 2 haftalığına geçeriz. Ben o arada Fransa'da bakıcı bulurum 😊 Tabi biz gittik mi öyle 5-10 günlüğüne değil de 6-7 haftalığına gideriz ve benim için gerçek bir 'refresh' süreci oluyor. Hem oradaki müşterilerimi ziyaret ediyorum, şehir kültürünü benimsiyoruz, yeme-içme-eğlenme bizi daha yukarı taşıyor ve çocuklarla mükemmel anılar toplamış olarak dönüyoruz. Arada tabi 1-2 günlüğüne İstanbul'a toplantılarıma da geliyorum. Alaçatı'da Home-office çalışmaya devam edip İzmir toplantılarımı da Momo Beach'teki Han Space'i de kullanınca değme

Scream&Shout

 Trafikte benim arabam çok rahat tanınıyor. Plakasına bakınca içindeki sarışın benim... Ama diyelim ki plakayı görmediniz size arabada parti havası veren şarkıyı paylaşıyorum: Benim müzik sistemimle bangır bangır (camları asla açmıyorum) gerçek bir kulüp ortamında dans ede ede gidiyorum.  Peşine Gangster's Paradise diye eğer yol yarım saatlikse bayağı enerjim yükselmiş olarak arabadan iniyorum. Diyelim ki karşıya geçiyorum. O zaman da Podcast açıyorum. O da bayağı trafiği katlanır kılıyor. Hatta bazen geldiğim yere vardığım halde sonunu merak ettiğim için birkaç dakika içinde kalıyorum. Bir bookworm olarak, Seslikitap'a karşıydım. Ta ki geçen bir arkadaşımla konuşana kadar. Bir kitabı bulamadığımdan yakındım Mehmet de kolayı var açsana seslikitabı dedi. O oradan dinlemiş. Ben de bir şans vereceğim. O zaman herkese bol eğlenceli bir pazar dilerim.

İstanbul Daha Erken!

Cuma günü avukatım aradı ve Damla Hanım ehliyetinizi aslında bugün alacaktım ama alamıyorum dedi. So what? Avukatımda vekalet ile deniz derya yetkilerim olmasına rağmen ehliyeti alma gibi bir şey yazmadığından ona teslim etmiyorlar. Tabi o dilekçe verme yetkisi gibi diğer yetkilerden bahsetse de emniyet beni rica etmiş. Ben taksicilerle aynı ortamda olmaktan bile gıcık oluyorum. Ya sigara içecek ya telefonda küfredecek ya da müziği açacak. Bir çok arkadaşım boş versene yaaa dese de sorry ben rahatsız oluyorum ve rahatsız olduğumu belli ediyorum.  Abim bir arkadaşının karavanda ne kadar mutlu hafta sonu geçirdiğinden bahsetti. Ben asla yapamazdım dedim. Rahat duş yok, sola-sağa döneme, eşyalara kısıtlama hatta kırışık elbiseler neyse ki abim beni rahatlatacak bir şey dedi: Şima da ben böyle ortamda olamam dedi. Konu gettoluk, varoşluk ,burjuvazilik ya da elitist olmak değil. Kendini en rahat nasıl hissettiğin.... Sanırım galiba herkes ruhu nereye aitse orada var oluyor ve gettoysa tabi

Charlie'nin Çikolata Fabrikası'ndaki Robot

 Arkadaşlar uzun uzun yazmıyorum. Postu olduğu gibi paylaşıyorum: Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nda benim favori bir sahnem var. Charlie’nin babası her gün binlerce diş macunu kapağı takmaktadır ama bir gün işini bir robota kaptırmıştır 😡 Tim Burton’ın dehasını burada görmeye başlarız. Herhangi bir insana her gün ve 20 yıl boyunca diş macunu kapağı taktırmak hiç de adil değildir. İşsiz kalan babası günler sonra Robot operatörü olarak işe geri döner. İmkansız yükler taşımak, bin arabaya bin cam takmak ya da aynı işi defalarca yapmak insanların değil robotların işi olmalıdır. Bize düşense onları kontrol etmektir.

Bugün Seni En Çok Ne Güldürdü?

Bu hayatta beni en mutlu eden şey arabamdan önce diye espri yapmayayım. Tabi ki kızlarım 💝 Ödevlerini mutlaka beraber yaparız, film izleriz, gece uyurken konuşuruz ve gün içinde paylaşım yapmaya çok uğraşırız.  Yaprak küçük kızım 3 yaşında. İnanılmaz tatlı ve ikinci çocuğum olduğu için biraz daha rahatım. Onu genelde bakıcısı uyutsa da (Melissa asla bunu kabul etmez) dün ben uyutmak istedim. Melissa'yla yaptığımız rutini yaptık. Ben: Yaprak uyumadan önce konuşuyoruz. Yapriş: Mamam (Tamam'ın bebekçesi :)) Ben: Bugün seni en çok ne mutlu etti?  Yapriş: Seninle olmak. Ben: Bugün seni en çok ne üzdü? Yapriş: Dayımın okula götürmesi. (Aslında burada zaman kavramını kaybetti, dün dayısı değil bakıcısı okula götürmüştü. Bakıcısından başkası okula götüremediğinden, bakıcısının izinli olduğu gün dayısı okula götüreceğim diye önce başka bir şekerciye götürüyor, sonra okula götürünce tabi gitmek istemiyor ve ağlıyor.) Bugün ne yapsaydık senin için en güzel gün olurdu diye devam edip haya

Akıl Ola

Malum girişimcilik sisteminde çok fazla aktör var. Girişimcilik sisteminde olmayıp da size yorum yapmak isteyen de yüzlerce kişi var. İşiniz robot da olsa robottan en küçük anlamayıp anlamaya çaba göstermeyip ama genel geçer ezber kelimelerle mutlaka bir yorum sahibi oluyorlar. Bazen müşteriniz olmasından, bazen iş ortaklıklarından ya da kısa süreli ihtiyaçlarla iş birliği yapmak zorunda kalıyorsunuz. Tabi erkek egosu arkaik dönemden kalan avcı mantığıyla hala günümüzde sen kadın işte bir şirket kurmuşsun ama sen bilmezsin ben sana akıl vereyim mantığındalar 😀 Ben de genelde evet ben zaten sarışınım çok anlamam ne biliyorsan anlat modundayım ki eğer içinde benim bilmediğim şey varsa sonuna kadar faydalanmakta yarar var. Yine böyle bir durumda benim bir çalışanıma o iş mi very easy, onu da hallederiz, gözü kapalı yaparız gibi şeyler söylenmiş. Asıl verilmesi gereken cevap madem o kadar biliyorsun kur kendi işini benden karlı sonuçlar çıkart değil mi? 3-5 erkek bir araya gelip zoraki el

Ben Mesela Uçarım Mesela Yerlere Göklere Sığamıyorum!

Bendeki bu cesaret olmasa bugün heralde Fen Bilgisi öğretmeni olarak hayatıma devam ediyordum :) Canım annemin tavsiyesi bu yöndeydi.  Ben Damla, duygularımla, heyecanımla ve cesaretimle meşhurum. Genelde de rahatım, bir şey olmaz yauuu derim, uçmaya korkmam. Bazen uçmaktansa yere sağlam mı basmak gerekir? Peki sürekli yere sağlam basan biri de uçabilir mi? Yerler mi gökler mi? Benim cevabım belli. Sizinki?

Buna Kimin İhtiyacı Olur?

Darüşşafaka reklamlarını göz önüne alınca: Yalınlaşma ve harcamama. Şimdi beni yakından tanıyanlar bilir ki ben çok para harcarım. Çok alışveriş yaparım. Üyeliklerim çoktur. Arabamı değiştiririm, en güzel mekanlara giderim, euro bahşiş bırakırım vs vs. Ama geçen gün şunu fark ettim ki dolabımda o kadar çok kıyafet var ki ben en şık olanlara ulaşamıyorum. Bir tane tshirt çekiyorum, 2. yi çekiyorum, 3. de sıkılıyorum. Asıl aydınlanmamı sağlayan ise şu oldu. Melissa Starbucks'tan bir commercial ürün almak istedi. Alamayacağımız bir tutar da değil di tabi ki! Babası buna ihtiyacın var mı diye sordu? Düşündü ve buna kimin ihtiyacı olur ki? dedi. Benim de geçen günlerde spor salonumun üyeliği bitti. Normalde okey 6 aylık 30 bin ne olacak yaaaa diyecekken dedim ki 1,5 ayda kaç kere geleceğim? Sonra İzmir sonra Fransa sonra Acar derken 5 kere geleceğim yer için değer mi dedim? Zaten PT'lerim var, o zaman para vermeye gerek yok dedim. Sadeleşmeye karar verdim. Kaç gün dayanılır bilmiyor

Teoman vs Taro Emir

Geçen Soho'da oturuyorum. Başımı bir kaldırdım karşımda Teoman. Bora'nın ayağına vuruyorum. O kim yaaauuvvv dedi.  Spor salonunda PT'm birine selam verdi. Sonra karşımda biri gülümsüyor. Taro Emir. Barış Kılıç, Murat Boz veya diğer ünlüler. Şimdi bu insanlar bu kadar tanınırken tanımamazlıktan gelmek saçmalık. Hatta benim komşularım da biri de ben taşındığımda aynı anda 3 dizisi oynuyordu ve hangi kanalı açsam onu görüyordum. Bakınız Özgün Karaman Ben de genelde gülümseyip geçiyorum ama otoparkta yol verme söz konusunu olunca aslaaaaaa

Pazarlamasyon

 Markalarla ilgili çalıştığım bugünlerde daha öncelerde okuduğum ama ders esnasında aklımda canlanan meşhur sen hamilesin ama farkında değilsin tespitini anlatıyorum. Hikaye azıcık uzun ama okunmaya değer.  Bugün sizi 2000'lerin başına götürmek istiyorum. ABD’nin önemli parekendecilerinden olan Target Company,  her müşterinin kredi kartına, adına veya e-posta adresine bağlı bir ‘ Misafir Kimlik Numarası ’ atayarak müşterileri hakkında topladığı verileri anlamlandırmak istedi. Bu numaralar sayesinde müşterinin tüm alışveriş geçmişini ve demografik bilgilerini toplamaya başladı. Topladığı verileri de müşterilerine anlamlı önerilerde bulunmak için kullanmaya başladı.  Örneğin losyonlar… Target, şirketin bebek departmanında kayıtlı olan kişilerin harcamalarına bakarak yaptığı analizler sonucunda bebek bekleyen kadınların, hamileliklerinin ikinci çeyreklerinde bolca kokusuz losyon satın aldıklarını farketti.  Analizler sonucunda hamile kadınlarla ilgili ortaya çıkan bir diğer bulgu ise

Damla Uluocak

Soru-1: Merhaba Damla Hanım, bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?   Cevap-1:  Merhaba Ben Damla Uluocak. Elektronik Mühendisiyim. Türkiyedeki  global çaplı firmalarda yaklaşık 12 yıl mühendis olarak çalıştıktan sonra kendi mühendislik şirketim olan  Nilus Mühendislik’i  kuran bir kadın girişimciyim. Aynı çatı altında Robokit, Robospare yedek parça markalarımızın yanında İngiltere’de Art Robotics ile globale açıldık. Bu alandaki tutkum ve birikimlerimle, hem kendi şirketimde hem de hizmet verdiğim firmalarda, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretmeye odaklanıyorum.   Soru-2:Bir Kadın girişimci olarak İş kurma sürecinde karşılaştığınız zorluklar nelerdi ve bu zorlukları nasıl aştınız?   Cevap: Kendi mühendislik şirketimi kurma süreci, hem heyecan verici hem de zorlayıcı bir deneyimdi. Bu süreçte birçok finansal kaynak, nitelikli işgücü , konjonktüreler sorunlar  gibi zorluklarla  karşılaştım, fakat bu zorlukları aşmak için farklı stratejiler geliştirerek hedefime ulaşmayı başard

Yaşa Fenerbahçe!

Fener'in galibiyetiyle uzun zamandır almadığımız keyfi maçtan aldık. İsmail Kartal'ın abimin kayınpederinin bff'i olması da etrafımızın imzalı FB formalarla donatılması demek oluyor.  Bu hafta itibariyle 36 bedene düşüşüm, (Zara eteklerinde girmem önemliydi yoksa diğer markalarda zaten giyiyordum :)) Marketing faaliyetleri için doğru insanlarla iletişime geçmem, Robo'nun şokunu atlatmam, artık ehliyetimi alacak olmam, yeni tanıştığım kişiler derken güzel bir haftaya başlamaya hazırım. Bu aralar odağım yeni markam! Hazır mısınız? Size de güzel jazz tınıları bırakıyorum!

Ataşehir'de İçelim mi?

Whatsapp'a bu mesaj düşünce cevabım tabiki nooooo oldu. Mesajı atan lise arkadaşım Öznur, pazartesi akşam buluşalım biraz muhabbet biraz içki ekibi toplamış, gayet iyi niyetle bu mesajı attı aslında. Ama tam 6 ay önce ben ehliyetimi Ataşehir'de kaptırdım (promili de çok yüksek değildi yaklaşık 0,69 gibiydi). Ama artık ehliyetimi geri almak için son 5 günüm👌 Ataşehir'de bir daha içer miyim? Aslaaaaa.... Yıllardır alkollü o kadar araba kullandım, sadece Ataşehir'de yakalandım 😅 Dolayısıyla ehliyetimi de henüz almamışken buluşmadan affımı istedim.  Taksiyle gel dediler ama o saatte de yurtdışıyla toplantım olunca bir bahanem daha var deyip dejavu yaşamak istemedim. Bu 6 ay ızdırap gibiydi. En son avukatım dedi ki lütfen kullanın, yakalanırsanız polisi telefonda benimle konuşturun.  Şimdiye kadar ehliyetsiz yakalanmadım. Cadde'de trafik polisleri sağolsun yoğun bulunuyorlar. Son 5 günü de atlatırsam, kimseyi sallamam, İzmir'e gidene kadar İstanbul'un altını üs

Günaydın Sevgilim!

Şebo'nun depresif şarkılarını sevmesem de bu şarkıyı çok seviyorum! Kim güne böyle başlamak istemez ki?

Binary

Canım Haluk'un ünlü lafı vardı. 0 ve 1 ile ilgili. Malum biz mühendis olduğumuzdan komutlar bu şekilde çalışır.Hayat binary diye tarif ederdi. Bence de.  Bazen de 0 diyorsan 0 işte. Çok da zorlamamak gerek.  0

İstanbul'dan Kocaeline Dünya Turu

Aslında benim denk geldiğim doğuda iki şehrimizdi ama minvali aynı.  Daha önceki yazılarımda da yazmıştım. Etrafında en çok görüştüğün 5 kişinin ortalamasısın. Hayal gücü 2 şehri gezip dünyayı gezdiğini düşünen biri sizdeki ufukları da ne kadar açar? Gerçi beklenti bu olmasa da en azından insan aynı ortamda bulunduğu kişiden bile minimum gereklilik bekler. Beklemiyorsa zaten kendisi de çok uzaklara gidememiştir. Çocukluk çağında kalmış, iş hayatında bazı şeyleri ezberlemiş ama Freud'un 'id'* inden çıkamamıştır.  Bana gelince, ben 5 kişiden çok daha fazlasıyla görüşüyorum ve kendimi çok şanslı hissediyorum. Haftaya Büyük Kulüpteyiz! _________________________________________________________ *id- alt benlik

Sözleşmeler

Sözleşmelerin değeri anlaşmazlıklar çıkınca mı anlaşılıyor? Peki soruyorum sizce yabancı bir firmayla anlaşmazlık yaşanırsa hangi mahkemeye gidilir? Konkordato ilan eden bir firma sizi çalışmaya zorlayabilir mi? Rekabetsizlik iş sözleşmesinde neler yaptırır? Yaşanan zorluklar bize artık sözleşmeleri 50 kere okumaya üzerine elle not yazmaya mecbur bırakıyor!

Senin Favori Küfürün Hangisi?

 Evet biliyorum biraz sert oldu :) Ama burası bir lifestyle blogu dersek yani bu da hayatın bir gerçeği. Aslında beni yakından tanıyanlar bilir ki ben asla küfretmem ve yanımda küfredilmesine de izin vermem. Hatta en ağır kelimem b.k bile gördüğünüz üzere noktalı yazarım. E Damla nerede çıktı derseniz, bir aydınlanma yaşadım da denilebilir :)) Bir kız arkadaşımın çok kullandığı bir küfür vardı. Eski eşine kızdıkça aşağıda linkini bırakacağım küfrü ederdi. İçimden bu kız ne saçmalıyor derdim. Gerçekten böyle beyinli insanlar var bunu anladım. Argolar, küfürler bir dili yaşatan unsurlar hatta abartalım zenginlikler diyelim. Hep ciddi şeyler yazdığımız bu blogumuza da bir küfür sallayıp sonraki yazıma geçelim :)) Ekşi küfür açıklaması

Şirket Yönetmek

Ben ki herhangi bir koda bile ekşiden bakan bir insan olarak, ekşiye şirket yönetmek için aynen şöyle yazardım: Büyüdükçe çok zorlaşan oluşum.  Bugün bankadan yeni limit tanımlamasıyla birlikte mutlulukla uçarak çıkacakken alacaklı olduğumun firmanın konkordato kararıyla down oldum. Allah'tan alacağım benim şirket ciromun 3%'ü gibi küçük tutar ama en nihayetinde çalışanlarımın 4 aylık maaşı.  İlk defa başıma geldiği için de şok oldum desem yeridir. Yıllar önce Romak Makina böyle batmıştı. Robo umarım iyi yerlere evrilir ama 18 yıllık şirketin bu hale gelmesi sanırım herkesin çıkaracağı dersleri içeriyor. Ben dahil...

Geçmiş Olsun Robo!

 Kurucusunu tanıdığım bir yandan da alacaklı olduğum Robo'nun açıklaması üzdü. 

Eurobond, GSYF, Kıymetli Madenler Fonu

Bir şirket yönetmek maalesef çok daha fazlası olduğunu zamanla öğreniyorsunuz. Abimin dediği gibi Mehmet amcanın bakkalını işletmiyoruz. Dolayısıyla ben iyi olduğum konuların yanında zayıf olduğum konulara da yöneliyorum. Leasing yapabilecekken satın aldığım assetler iki yıl sonunda yatırımlarımı sorgulamama sebep oldu. Likit paranın gücünü düşünürken de zaten çok meraklı olan ben yatırımla ilgili bir eğitime başladım. Hazine departmanını ne zaman kurarız bilmiyorum ama Starbucks'ta inanılmaz başarılı bir hazinecimiz vardı. Bankaları parmağında oynatıyordu. Sonuçta Sbux'a da günlük para girişi hiç de fena değildi. Yalnız bu arkadaşımızın çok kötü bir huyu vardı. Şimdi eski iş arkadaşlarımız anlayacak kim olduğunu :) hastalık seviyesinde çapkınlığı. Hayatımda sadece az kişiye bu konuşmadan rahatsız oluyorum demişimdir. Kesinlikle beni rahatsız etmedi ama anılarından girişi çok rahatsız etmişti. Sonunda departmanda aynı anda iki kadınla birlikte olunca ve kadınlardan biri IK'

Rutinler

O zaman her zamanki havalı söylemimi dile getireyim. Benim tüm yaptıklarımdan sadece birini yapanlar kendileri başarılı addediyorlar :) Bildiğiniz gibi benim iki kız çocuğum var. Şirketlerim var. Doktora ve sonrası kariyerim var. Düzenli spor yapıyorum. İyi bir film ve kitap takipçisiyim. Sosyalleşiyorum vs vs . Peki ben bunlara nasıl yetişiyorum?  Öncelikle bu soruyu kendime sormuyorum. Yetişebilir miyim dediğin an, s.çıyorsun. Ben bunu düşünmeden güne başlıyorum. 6:50 gibi uyanıyorum. 7:10 gibi Melissa'yı uyandırıp servise bindiriyorum. Eve dönüyorum kahvemi alıp 50 sayfa kadar kitap okuyorum sonra hazırlanıp ofise geçiyorum. Yaprak'ın okulu 9:30'da başlıyor. Sabah benden ayrılmakta zorlandığı için o uyanmadan evden ayrılmam gerekiyor. Benim gibi aşırı zekiyseniz ofisiniz ve eviniz aynı apartmanda olabiliyor. 09:00 da departman yöneticileriyle toplantı yapıyorum, gündemi konuşuyoruz ve 11:30 gibi ya Tenis ya da Pilates için Dalyan Club'a geçiyorum. Sabah kahvaltısı ya

'Girişimde Kadın Gücü'yüm!

Girişimde Kadın Gücü Projesini en başarılı olarak tamamlayan iki kadından biri olarak tecrübelerimi sizlerle paylaşmayı görev bilirim. Türkonfed'in yürüttüğü İş Bankası'nın desteklediği Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi(UN Women) tarafından organize edilen girişimci kadınların değişen ve dijitalleşen dünyada iş geliştirme süreçlerine daha hızlı ayak uydurmalarına destek olma amacıyla ilk fazı tamamlanan bu projenin bir parçası olmak benim için onur vericiydi. Projenin ikinci fazı 2024-2026 ise henüz başladı.  Yukarıda bahsettiği gibi projenin ilk fazı 2022-2024 bitti. Benim gibi programa katılan birbirinden harika 5043 kadınla 2 yıllık süreçte bazen omuz omuza bazen de gece bilgisayar başında tamamladık. Şimdi ikinci fazı başlayacak olan bu projeye katılmak isteyecek kişiler için kendi deneyimlerimi yazmak istiyorum. Proje ile benim tanışman 2022 yılında işimi kurup İş Bankası'nda bir ticari hesap açınca başladı. Aslında bir çok ba

Benim Bedenim, Benim Kararım!

Bir hem cinsim için inanılmaz üzüldüm. Evet giydiğimiz kimseyi ilgilendirmez. İstersek süper mini istersek süper dekolte giyeriz. Ama bunu karşı tarafın ilgisini çekmek hatta teşhir etmek için kullanan hem cinsim yazık değil mi senin varoluş sebebine? Daha da iğrenci kadını bir objeye indirgeyen ve onun peşinden iğrenç bir haz peşinde koşan erkek. Tik tok'a girdim ve kusarak çıktım. Şişko bedenlerini sergileyenler, koskoca bacaklarını ve meme uçlarını sergileyenler ve daha da iğrenci salyalarını akıtarak izleyenler? Eğitim hayatınınız hangi kısmı eksik kaldı? Okul mu, aile mi?

Her Eşik

Geçen hafta benim için inanılmaz stresli ve bir o kadar da güzel şeylerin olduğu bir haftaydı. Nilus büyüdükçe sorumluklar arttıkça tabi ki stres seviyesi de artıyor.  Diğer taraftan güzel şeyler oluyor. Karlılıklar, şirketin büyümesi ve tanınması tabi ki gurur moment. Tüm bu karmaşada bazen o kadar stresli bir an geliyor ki tepkisizlik bir eşik oluyor. Soğukkanlı kalabilirsen, bir eşik atlıyorsun.  Zor mu? Çok zor Başardık mı? Her zamanki gibi!