Size hepimizin hayatında olan ama bazen isim koymakta zorlandığımız IKcıların pek de kullandığı ve aslında liderlik yolunda bizi etkileyen konulardan bahsedeceğim.
İşinize yaraması için de nasıl aşılabileceğini de anlatacağım.
2015 yılında Novartis Academy'nin Leadership eğitimine seçilmiştim ve gerçekten çok faydalı bir haftalık kamp olmuştu. Kampa gitmeden önce çokca envanter doldurduk. Önümüzdeki günlerde onlardan da bahsedeceğim.
Envanterlerden biri introvert ya da extrovert kavramını ele alıyordu. Introvert, içe dönük desek de IKcılar sanırım gücünü içten alan şeklinde tanımlıyorlar. Extrovert ise dışadönük yani gücünü dışarıdan alıyor demek.
Benimle 5 yıl önce tanışsaydınız, kesinlikle benim iflah olmaz introvert olduğumu görürdünüz. Yapı itibariyle çok konuşmam, günaydın demem hatta diyene de ağız ucuyla selam verir kimseyle kendim gidip arkadaş olmam zorla benimle arkadaş olurlardı. Ben bu durumu şu an 'cool' diye ifade ediyorum.
Aslında böyle mutluydum ta ki yöneticim değerlendirme yapıp teknik bilgim mükemmel olsa da introvertliğim dışarıdan küstahlık olarak anlaşıldığını söyleyene dek. Bu da müdürlerden alacağım 360 Derece değerlendirmemi etkileyecekti.
Aslında bu durum benim için PLCde program yazmaktan çok daha zordu ve ben baş etmeliydim. Ne yapmaya başladım? Öncelikle mental çalışmalara başladım. Annemim verdiği ve her gün düzenli içmeye karar verdiğim melisa, rezene karışımı çay beni rahatlattı. Pasifloranın üreticiyseniz, şirket doktoruna baş ağrısıyla gittiğinizde size bu şurubu veriyor. Arkadaşlar tek shot yapsa da,
ben az az bazen çok az içtim. Odağımı işlerden biraz insanlara çektim. Öğle yemeği normalde yemem, yemeğe farklı insanlarla çıktım.
Bir şeyi maille istemedim gittim yanlarına gibi gibi gibi zorladım kendimi.
En son geldiğim nokta geçen hafta top noktaya vurdu ki bence artık burada durmalıyım. Yine Anel plaza tabi ki Starbucksta ders çalışıyordum. Tabi ki tıklım tıklımdı ve ben birinin yerine masada oturdum. Eskiden olsa konuşmamak için oturmazdım. Başladım derse 3 arkadaş geldi. Bakıştılar falan sonra bir kenara iliştiler. Starbucksta bizim toplantı masası dediğimiz sizin uzun masa dediğiniz o masa. Neyse bu üç arkadaş başladılar. Starbucks'ın kahvesi yoğun değil mi artık? Pasta da kuru mu ne? Geçiriyorlar. Ben 2. dakikada isterseniz yeni bir pasta ikram edelim ya da içeceğinizi değiştirelim dedim. Başladı bir Starbucks muhabbeti en son mug ları yanlarında götürünce ne yapıyorsunuz dediler? Yanıtı vermeyeyim burada =)
Aynı üç arkadaşı dün yine gördüm ve selam vermek üzereyken başımı çevirdim. Extrovert liğimi biraz azaltmalıyım diye düşündüm.
Yönetici seviyesi yükseldikçe ki ben de daha 2 kademe var. Extrovertlik değil, introvertlik işe yaradığına dair makaleler var. Hay ve HBR'nin bu makalelerini önümüzdeki günler tartışacağız.
Ama yine de extrovertlik güzel şey =)
İşinize yaraması için de nasıl aşılabileceğini de anlatacağım.
2015 yılında Novartis Academy'nin Leadership eğitimine seçilmiştim ve gerçekten çok faydalı bir haftalık kamp olmuştu. Kampa gitmeden önce çokca envanter doldurduk. Önümüzdeki günlerde onlardan da bahsedeceğim.
Envanterlerden biri introvert ya da extrovert kavramını ele alıyordu. Introvert, içe dönük desek de IKcılar sanırım gücünü içten alan şeklinde tanımlıyorlar. Extrovert ise dışadönük yani gücünü dışarıdan alıyor demek.
Benimle 5 yıl önce tanışsaydınız, kesinlikle benim iflah olmaz introvert olduğumu görürdünüz. Yapı itibariyle çok konuşmam, günaydın demem hatta diyene de ağız ucuyla selam verir kimseyle kendim gidip arkadaş olmam zorla benimle arkadaş olurlardı. Ben bu durumu şu an 'cool' diye ifade ediyorum.
Aslında böyle mutluydum ta ki yöneticim değerlendirme yapıp teknik bilgim mükemmel olsa da introvertliğim dışarıdan küstahlık olarak anlaşıldığını söyleyene dek. Bu da müdürlerden alacağım 360 Derece değerlendirmemi etkileyecekti.
Aslında bu durum benim için PLCde program yazmaktan çok daha zordu ve ben baş etmeliydim. Ne yapmaya başladım? Öncelikle mental çalışmalara başladım. Annemim verdiği ve her gün düzenli içmeye karar verdiğim melisa, rezene karışımı çay beni rahatlattı. Pasifloranın üreticiyseniz, şirket doktoruna baş ağrısıyla gittiğinizde size bu şurubu veriyor. Arkadaşlar tek shot yapsa da,
ben az az bazen çok az içtim. Odağımı işlerden biraz insanlara çektim. Öğle yemeği normalde yemem, yemeğe farklı insanlarla çıktım.
Bir şeyi maille istemedim gittim yanlarına gibi gibi gibi zorladım kendimi.
En son geldiğim nokta geçen hafta top noktaya vurdu ki bence artık burada durmalıyım. Yine Anel plaza tabi ki Starbucksta ders çalışıyordum. Tabi ki tıklım tıklımdı ve ben birinin yerine masada oturdum. Eskiden olsa konuşmamak için oturmazdım. Başladım derse 3 arkadaş geldi. Bakıştılar falan sonra bir kenara iliştiler. Starbucksta bizim toplantı masası dediğimiz sizin uzun masa dediğiniz o masa. Neyse bu üç arkadaş başladılar. Starbucks'ın kahvesi yoğun değil mi artık? Pasta da kuru mu ne? Geçiriyorlar. Ben 2. dakikada isterseniz yeni bir pasta ikram edelim ya da içeceğinizi değiştirelim dedim. Başladı bir Starbucks muhabbeti en son mug ları yanlarında götürünce ne yapıyorsunuz dediler? Yanıtı vermeyeyim burada =)
Aynı üç arkadaşı dün yine gördüm ve selam vermek üzereyken başımı çevirdim. Extrovert liğimi biraz azaltmalıyım diye düşündüm.
Yönetici seviyesi yükseldikçe ki ben de daha 2 kademe var. Extrovertlik değil, introvertlik işe yaradığına dair makaleler var. Hay ve HBR'nin bu makalelerini önümüzdeki günler tartışacağız.
Ama yine de extrovertlik güzel şey =)
Yorumlar
Yorum Gönder