Ana içeriğe atla

İstanbul Sokak Kültürü Japonya'ya Giderse!

Bugün Soho House'da sıralı şekilde etkinlik serisi vardı. Ben her ne kadar Soho sponsorluğunda olduğunu düşünsem de (Soho üyesi olduğum için öyle sandım) tamamıyla Les Benjamins'in konseptinde gerçekleşen bir davet olduğunu 2. etkinlikle fark etmiş oldum.

Etkinliğin detaylarını başka bir yazımda paylaşıyor olurum. Spor seven ben, sabah Veysel'e yoga yapmaya gidiyoruz dedim. İlk defa walk meditation'ı da denemiş olduk ve Apple Watch takan bir 'monk' ile tanışmış olduk. Sonrasıysa yeni bakış açısı kazandığım verimli bir gündü.

Ben bu yazımda Bünyamin Aydın'a yönelttiğim 3 soruyu paylaşıyorum. Etkinlik Japon katılımı olduğundan tabi ki İngilizce ve Japonca ilerledi:

İlk sorum şu oldu: Gün boyunca 'craftsman' den bahsedildi ve bu konunun değeri üzerine konuşuldu. Peki siz AI, Robotics ve makine sektörünün üretimin bir parçası olması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Benji: Benzer soru dün de geldi ve gençlere aynı yanıtı verdim. Google ilk çıktığında biz buna karşı mesafeliydik ama şimdi yoğun kullanıyoruz. Dolayısıyla teknoloji hayatımızın bir parçası olduğunu kabul ediyoruz. Bu aşamada biz el işçiliğine değer veriyoruz ve bu şekilde çalışıyoruz. Zamana bırakıyoruz.

İkinci sorum şu oldu: Bağdat Caddesindeki mağazanız favori mağazalarımdan ve ürünlerinizi kullanıyorum. Ancak mağazalarınızda giyilebilir teknolojiler olmuyor. Hepimizin Apple Watch kullandığı bugünlerde ne planlıyorsunuz?

Benji: Evet ben de kullanıyorum ve seviyorum da. Şu an ürünümüz yok ama olmayacak değil.

Üçüncü sorum: Ürünlerinizi insanlar için üretiyorsunuz ama teknolojide hızla gelişiyor. Hali hazırda biz robotları dış etkenlere karşı giydiriyoruz. Gelecekte de  insansı robotların hayatımıza girmesiyle daha fazla olacak. Peki siz hiç bu konu hakkında düşündünüz mü?

Benji: Biz kişiler için üretim yapıyoruz ve ben bu konu hakkında hiç düşünmedim.

Ben : ok I see you are not interested in.

Benji: No I am interested but it is scary!

Beraber sunumu yürüttükleri Japon artiste de şu soruyu ilettim. Teknolojinin merkezi Japonya'dan geliyorsunuz ve el sanatının ustası olan biri olarak teknolojiyi nasıl konumlandırıyorsunuz?

Cevap olarak şunu söyledi: Ben 'old school'um. Dolayısıyla PC'm yok. Herşeyi elle yapıyorum ama görüyorum ki çok grafik tasarımcıları var ve programlar kullanıyorlar. Onlara da saygı duyuyorum.

Tabi arada birçok yorum yapıp birbirimizin lafını kessek de ben genel bir teknoloji okur-yazarlığının da sanki artması gerektiğini hissettim.

Şuna karşı çıktım robotların tek tip üretiminin aslında kalitenin de güvencesiydi 😊 ama ısrar da etmedim. Ben de kendimi aşıyorum arkadaşlar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

'Girişimde Kadın Gücü'yüm!

Girişimde Kadın Gücü Projesini en başarılı olarak tamamlayan iki kadından biri olarak tecrübelerimi sizlerle paylaşmayı görev bilirim. Türkonfed'in yürüttüğü İş Bankası'nın desteklediği Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi(UN Women) tarafından organize edilen girişimci kadınların değişen ve dijitalleşen dünyada iş geliştirme süreçlerine daha hızlı ayak uydurmalarına destek olma amacıyla ilk fazı tamamlanan bu projenin bir parçası olmak benim için onur vericiydi. Projenin ikinci fazı 2024-2026 ise henüz başladı.  Yukarıda bahsettiği gibi projenin ilk fazı 2022-2024 bitti. Benim gibi programa katılan birbirinden harika 5043 kadınla 2 yıllık süreçte bazen omuz omuza bazen de gece bilgisayar başında tamamladık. Şimdi ikinci fazı başlayacak olan bu projeye katılmak isteyecek kişiler için kendi deneyimlerimi yazmak istiyorum. Proje ile benim tanışman 2022 yılında işimi kurup İş Bankası'nda bir ticari hesap açınca başladı. Aslında bir çok ba

Senin Favori Robot Markan Ne?

Geçmiş yazılarımda kötü olduğum bir şey yok demiştim. Birini atlamışım: Political agility konusunda kötüyüm. Yazıya böyle başlıyorum çünkü favori robot markamı birazdan açığa vuracağım. Genel olarak böyle bir soruya verilmesi gereken cevap hangi robot tipi ya da hangi proses olabilir?  İlave olarak siz de hangi ülke de diyebilirsiniz? Evet ülkelerin bile tercih ettiği robot tipleri değişiyor. Amerikalılar Japon markası Fanuc'a bayılıyor. Almanya biraz milliyetçi tavırda olabiliyor. Konu benim tercihime gelirse; ilk spoiler'ı veriyorum. Bu robot benim gibi sarı. Sektördekiler anladı. Sektörde olmayanlarla ise genel konuşmalar şöyle geçiyor: Gigafactory'e gittim, onlarca yüzlerce robot var desin. Markasını söyleyemiyorsa ne renk deriz? Sarı Fanuc, Turuncu Kuka, Mavi Yaskawa ve Beyaz ABB'dir. Çoğunlukla. Ben Fanucla fotoğrafımı koyacaktım ama en son yeşil robotuyla çekilmişim :) Değişik yeşiller ve kırmızı olan robotlar da boy boy, erişim mesafesine göre var. Uzun uzun rob

Güneş Enerjisi

O zaman en popüler yenilenebilir enerji türünden solar enerji yani güneş enerjisinden bahsediyorum. Benim güneş enerjisiyle tanışmam üniversite yıllarıma rastlar. Her taşın altından çıkan ben o zamanlar da güneş arabası yarışlarına takmıştım. Olacak iş değil, sebeplerini açıklıyorum. Öncelikle güneş enerjisinden iki türlü faydalanabiliyorsunuz. Elektrik elde edebilirsiniz ya da sıcak su elde edebilirsiniz. Yazın balkona da sıcak su koysanız hele bunu Antalya'da yapsınız evet neredeyse aynı şey. Ama Almanya gibi güneşin çok da olmadığı yerde bakıyorsunuz güneş tarlaları mevcut. Öncelikle bir güneş panelinin verimliliği 25% civarında. Üzerine toz geldi, yaprak düştü, açı değişti aman Allahım hemen etkileniyor. 30% civarında verimliliği uzaya giden araçlarda görüyoruz. Onlar da kozmik ışın, radyasyon gibi ışınımları da kullanıp özel panellerle gerçekleşiyor. Güneş enerjisini yakaladınız bu enerjileri tabi bizim fotovoltaik ya da güneş pili diyeceğimiz sistemlere iletmeniz gerekiyor ki