Benim çevrem benim ne kadar rahat bir insan olduğumu bilir. Benim genelde olaylara karşı tavrım bir şey olmaz. Hatta kanser olan bir arkadaşım, bana ilk kanser olduğunu söylediğinde benim doğal tepkim yanlış teşhistir oldu. Lütfen üzülüyorum deyince içimden yanlış teşhistir ama diyip atlatırsın dedim. Tabi ki atlattı.
Amaaaa bir konu var ki gerçekten sapığım bu konuda. Konu: Kızlarım! Bu yazıyı yazmama sebep olan da az önce gördüğüm 6 adet açılmamış şarj kablosu. Benim 2 kızım sayısı minimum bire inen bir ya da iki bakıcım oluyor. Has bakıcı ve yardımcı bakıcı şeklinde.
Hikayede adı geçen bakıcıyı özellikle daha sonra anlatacağım. Has bakıcım İnci (çocuklar İkbal diyemedikleri için İnci diye hitap ediyorlar) ve adına Dilara diyelim en son yardımcı bakıcımız. İnci Özbek ve klasik yabancı bakıcılarda 1-1,5 yılda bir ülkelerine giderler ve 1 ay olmazlar. İnci Dilara'ya evin düzenini, çocukların okul saatlerini her şeyi anlattı ve memlekete gitti. Melissa aynı gün ananesine mesaj attı: Dilara bize bakamaz dedi ve annem geldi.
Dediğim gibi Dilara çok kendine has bir kızdı. Duygu durum bozuklukları, sürekli telefona bakma vs bu konuları zaten geçiyorum ama bana 4 kere dolandırıldım deyince eyvah dedim, Yaprak'ı kaçırırlar ve bu kız fark etmez! Sürekli kendisini dolandıranın da Ekrem İmamoğlu olduğunu söyleyince daha da rahatsız oldum ve çocuklarla başbaşa bırakmamaya başladım 😀
Annem abartma diyor, babaları abartma diyor ama yok ben kafaya taktım. Evde temizlik yapsın çocuklara yaklaşmasın modundayım. Evde ilk Melissa servise biniyor, Yapriş laylaylom olduğu için sonra gidiyor.
Hiç unutmuyorum annem Melissa'yı servise bindirdiği saat açtım kamerayı Yaprak'a birşey yapacak mı diye başladım izlemeye. Aksi gibi Yaprak da uyandı ve ağlamaya başladı. Kalbim güm güm :))) Sarıldı Yaprak'a.
Evet abartıyorum farkındayım ama 4 kere dolandırıldım 20 bin eurom gitti, Ekrem İmamoğlu aldı paralarımı diyen insana ne kadar güvenirsiniz?
Sonrasında bu kızımla yolları ayırdık. Gelelim bir hafta önceye. İstanbul'a gelmem gerekti ve Yapriş'i İzmir'de bakıcısıyla bıraktım. Bakıcıya güvenim tam ama bildiniz insanlara sorunlu. Gelirken de PC'min şarjını yanında getirdim.
Bakıcı yazmaz mı şarj aleti olarak bir tek onu kullanıyorduk diye. Ben Yapriş'ten saat başı haber alamazsam çıldırırım. Senaryo akşam eve hırsız girmiş, telefonun şarjı bitmiş, deprem olmuş şarj yok. Yazıyorum içimden.
Bakıcıda da her zaman kredi kartı ve para oluyor. Yaprak ne isterse anında olmalı ya :) Biz alırız dediler günün sonunda İzmir'deler! Ben tabi duramadım, Migros Sanal Marketten tek tarafı C diğer tarafı USB, diğer tarafı da C, 2 metre uzunluklu, ışıklı derken 6 adet almış oldum. Bakıcı da bulmuş diğer taraftan böylelikle ben o gece rahat bir uyku uyuyabildim. Ertesi gün minnoşumun yanındaydım.
Tüm dünyaya bir şey olmaz derken kendi çocuklarına herşey olabileceğini düşündüren tek şey tabi ki annelik!
Yorumlar
Yorum Gönder