Zamanın birinde Damla adında bir sihirbaz varmış. İyi sihirler yapmayı çok severmiş, zaman zaman kötü sihir yapsa da iyi sihirler yapmaya çalışırmış! Bu sihirbazı bazen garip bulup, bileğinin içindeki dövmeye kimse anlam veremezmiş.
Damla’nın teknolojiye büyük ilgisi olsa da aslında çevresindeki çoğu şeyi çok merak edermiş, özellikle insanları...
Bir gün yine insanlara sihir yapacakken biri dikkatini çekmiş, bu kişi çok konuşkan ve az biraz da kibirliymiş. Bu kişinin adı Veyselmiş.
Damla bir yağmur damlasına karışmış ve Veysel’in yanına gitmiş. Veysel'e sihir yaparak konuşmayı ve dünyadaki çoğu hissi beyninden uzaklaştırmış, birkaçı hariç.
Veysel bu sihir karşısında kendini robotlara adamış, hep onlarla gece gündüz çalışmaya başlamış. Onlarla çalıştıkça daha çok çalışmak istemiş artık daha olgunmuş ve çok da konuşmak istememiş. Gel zaman git zaman Damla Veysel’in yanına gide gele o da robotları çok sevmeye başlamış=)
Veyselle Damla artık çokca zaman geçirip hiç konuşmuyormuş ama o kadar iyi anlaşıyorlarmış ki Veysel’in aslında düşündüğü kadar sihire ihtiyacı olmadığını onun yardımseverliğinin, kibarlığının, fedarkarlığının ve aşkının çok da derin olduğunu görmüş.
Veysel’in aslında bir sırrı varmış ve kalbinde taşırmış. Damla bu sırrı çok merak edermiş.
Ve bir gün Nil’in kenarına gitmişler. Damla dövmesini göstermiş, Veysel de sırrını yazdığı kağıdı.
Damla’nın dövmesi “espérance”mış, Veysel’in sırrıysa “azim” ve Nil’in kenarındalarmış!
Yorumlar
Yorum Gönder