Sağlıkta çağ atlayan ülkemde eskiden doktorlara öyle tokat atamazdık :))) Şaka bir yana doktorların ben de tavırlarından pek hoşlanmıyorum tabi zaman zaman bakıyorum egosal durumlara giriyorlar ben de senin egon benim legom olur diyip olayı şakaya çeviriyorum.
Başlıkta yazdığım şeyde aslında bir arkadaşımızla ilgili. Karnının bir yerine bastırınca ağrıyormuş. Diğer tarafında aynı ağrı yokmuş. Doktor da cevap olarak o zaman bastırma demiş!
Avrupa'da İrvin Yalom meşhur olunca Türkiye'de de bir teyze çıktı ve çeşitli kitaplar üzerinden ve dizilerden her türlü mutsuz insanın sebebini çocukluğuna bağladı. Sonra Zeytin Ağacı diye bir dizi çıktı o daha da geriye gitti. Neredeyse kaderimiz bizim elimizin çok ötesindeydi. Sonra tabi ben bu konuda okumaya ve düşünmeye başladım. Verdiğim karar multifaktoriyel oldu. Çocukluk, karakter, eğitim seviyesi, çevre ve genler bence hep beraber harekete geçiyor. Hatta Viktor Frankl kaba tabiriyle ne diyor: Ne yaşanmışsa yaşansın, hayatına anlam katacak bir amacın varsa bu sendeki yaşama sevincini ortaya çıkarır. Bunun içindir ki Nazi kampından sağ çıkıp üstüne bu kuramı çıkarabilmiştir.
Sonra kendimi bir psikiyatrist kliniğinde buluyorum :) Şikayetin ne diyor? Sanırım uykusuzluk, mutsuzluk, depresyon falan bekliyor. Ben de yok öyle değil, şunlar şunlar oldu bunlar oldu karar verirken objektif bir fikre ihtiyacım var diyorum. 1 hafta önce de aslında aynısını avukatıma anlatmıştım. O başlamıştı Damla hanım diye. Ondan çok farklı bir şey demedi. Onu yapma bak böyle olmuş. Sen de hayatta bir dönemden geçiyorsun olur bir daha yapmazsın dedi :)))) Bu kadar basit gibi suratıma baktı.
Ben bekliyorum ki 6 yaşındayken yaşadığım o an 28 yıl bekleyip karşıma çıkacak (Niye 10 yıl önce çıkmadı değil mi?) Sonra hayatın bazı şeylerine alışacaksın dedi. Bazen hata yaparsın bazen bir daha yapmazsın bazen de yapmadan daha çok düşünürsün.
Kısaca dedi ki o zaman bastırma! Ben de artık karar alırken dünyanın en objektif insanlarına soruyorum. Ve sonra bildiğimi okuyorum!!!!
Yorumlar
Yorum Gönder