Bu cümleler maalesef bana değil, izlediğim filme ait ve benim sadece bu şekilde bir cümleyi bu kadar beğenmem de yönetmenin filmi bu kadar iyi çekmesinden sanırım.
Jönümüz hafızası kaybetmiştir ve aşık olmuştur. Aşık olduğu kadın ise içinde korkular barındırır, katil olması, kötü bir insan olmasından öte kaygıları vardır. Ya evliysen ya da seni bekleyen biri varsa diye iç çekmektedir.
Burada kim olduğumuzun ne önemi var derken ben kendimle hemen bağı kurdum. Ben kimim? İnsanı tanımlayan hayatta ne iş yaptığı mı? Hangi aileden geldiği mi? Mesleği mi? Evli olduğu kişi mi? Arkadaş çevresi mi? Yoksa kolaya kaçıp hepsi mi?
Hayatın akışında da ben de bir mühendistim. İşler değiştirdim. Yönetici oldum. Sonra bir gün iş kurdum. Hepsinde aynı ben miydim ya da kim olduğumuzun ne önemi mi var mıydı?
P.S: Filmde maalesef aktörümüz evli. Amaaa hafızasını kaybetmeden önce boşanmaya karar vermişler. İşin kötü yanı bu kısmı hatırlamıyor ve eşi bunu kullanıyor. Tabi her mutlu son gibi bu kısmı da sonrasında eşinin onu kuzeniyle aldattığını hatırlıyor.
Bir cümleden geldiklerimiz, düşündüklerimiz. Bana gelince benim için de kim olduğunun ya da olduğum çok umrumda değil. Ben de duygu baskın biriyim.
Yorumlar
Yorum Gönder