Damla

Ağlamamak elde mi?

Bu ara bir çılgınlık yaptım ve biraz Netflix'e sardım. Önce Layla diye bir film izledim, başında belliydi ama ben yine de izledim. Göçmenlik üzerine ağla ağla ciğerlerim dışarıya çıktı.  Gurbetçilik başlı başına bir kavram ve o konuya hiç girmeyeceğim. Gelelim Emily in Paris'e o da hikayesinde aslında kısa süreli bir göçmen ve Fransızlar tarafından dışlanan bir Amerikalı. Sürekli Amerikalıların ne kadar kitsch bir yapıda oldukları söyleniyor.  Peki bu iki kadın arasında Müslüman olmaları dışında ne fark var? Bence kendilerine olan güven. Emily dışlansa da ah bu Fransızlar diyip başının çaresine bakmanın yolunu buluyor. Layla ise iyice batıp aşırı gruplara katılıyor. Acaba kendine güven de dinden mi kaynaklanıyor? Kadın kendi dininin biçtiği göreve göre mi kendine güveniyor? Ben tabi ki tek bir etkene bağlamam hiç bir şeyi. Faktörlerden biri derim. Ama siz ne düşünürsünüz bilemem. P.S: Emily in Paris'in benim için gerçek yıldızı Ashley Park. Dinlediğim en güzel 'La vie e

 Haftaya hızlı bir giriş yapıyor ve işlere odaklanıyorum.

Canım abim ısrarla bir kitap okumamı istedi. Yaşlandığım için heralde normalde okumayacağım bir kitabı, ulen zaten her gün sayfalarca kitap okuyorum. Bunu da okurum dedim ve okumaya başladım. Kitabın adı Zengin Baba, Yoksul Baba. Amerika'da milyonlar satması eğitim seviyesinin düşük olduğu bir ülkede benim için kriter değil. Nitekim dili bir o kadar basit.  Kitabın henüz 100. sayfasına geldim. İlk konu Zenginler para için çalışmaz. Her ne kadar zengin olmasam da benim para için değil başarılı olmak için çalıştığımı herkes bilir. İkinci bölüm yatırımlarla ilgili abimin hatrına okuyacağız. Gelelim benim kendi fikirlerime. Ben bir ürünü ya da hizmeti en uygun almaya inananlardanım ve maddi durumunuz güçlendikçe bence bu daha kolay oluyor. Mesela banka bana bir kart tanımlamış. Nerede kullansam daha çok benim gittiğim mekanlarda bana 10% geri iade ediyor. Geçtiğimiz günlerde sevdiğim bir kulübe üyelik için gittim. Önce hep gittiğim için 10% indirim yaptılar. Sonra faturayı organizasyon

Bugün easy bir yazı yazayım. Ve size güzel bir şarkı bırakayım.  Bugün birine bir şey anlatıyorum. Çok hızlı gitmiyor musun dedi? Şirketi kuralı ne kadar oldu ki Dernek işine giriyorsun? Benim olayım bu demek istedim. Ben çok hızlı karar aldığım için işim de böyle hızlı büyüyor demek istedim. Ne istediğimi bilince peşinden koşarım demek istedim ama sonra vazgeçtim. İnsan kendi anlatacağına bence karmaya bırakmalı ve ilahe adaletin geldiği günü görmeli. Ben hep gördüm çünkü kendi kalbimi kendim biliyorum! 

Bu söz anneme ait. Üniversite yıllarında bir yandan Fransa'da proje sunumuna gidip diğer yandan Toplum Gönüllerinde haftasonu Çocuk Esirgeme Kurumuna gidip üzerine Türk Dil Derneği'nde yazı yazmaya başlayınca annem bu kadar zor bir fakülte için iddialı değil misin dedi?  Bugün doktora dersinin seminerine girdim. Bunca yoğunlukta onu bile yaptım ve tam konuşmacı IoT hakkında bilgi verirken ben de atladım ve birbirimizi tanıdığımızı Starbucks'ta POC yaptığımızı anladık. Londra da ofis açmışlar. E ben de açmıştım ki iş birliği için bundan güzel fırsat olabilir mi? Onlar da biraz karanlık fabrikalarda çalışmak istiyorlar. Ben de endüstride güçlüyüm. Dersin ortasında girişimcilik budur demeye başladık. Networking :)) Peki iş networkingle bitiyor mu? Asla! Hay Group der ki başarılı olmak istiyorsan mutlaka 3 değeri iş yerinde uygulamalısın: Çok çalışmak, iletişime açık olmak, temel değerlere saygı duymak. Bunlar olmadan hiç başlama der Hay Group. En temeli bu. Bir çok insan bunu

Chatgpt'ye bunu sordum mu? Tabi ki nooooooo!!! Seçimlerle ilgili yazmak istemiyorum. Canlı canlı mezara girseler de vazgeçilmez olmak liderliğin kitabını yazmak değil de ne? Ben size kendi konumdan Robot dünyası ve Yapay Zeka'dan bahsedeceğim. Basit anlamda kas gücünün yerine robotlar geçiyor diyebiliriz ve insan kas gücünün çok fazlasını da yapıyor. Peki konu yapay zekaya gelince? İnsan zekasını kaça katlayıp insanı yönetir hale geçebilir mi? Şimdilik o da hayır ama şimdilik. Mesela benim okulda çözdüğüm soruları Chatgpt çözemiyor. Yalnız çok daha zorunu Matlab çözebiliyor. Senaryo yazdırmak istediklerinde yine yapay zeka çok başarılı dizi yazdığı görülüyor. Arkasında çok sağlam veri olduğundan bir çok veriyi birleştirebiliyor. Kurgu yapabiliyor ve bunu da her seferinde özgün yaratıyor.  Chatgpt kime oy verirdi bilemem ama matbaanın gelişinden farklı olacağını sanmıyorum.

Bu fikir tamamıyla avukatıma ait. Bazı insanlar vardır hayat enerjinizi aşağıya çeker. Bazı insanlar vardır, sizi yukarı çeker. Benim avukatım bana hep bir şeyler katıyor. Hayatta en güvendiğim insanlar içindedir. Bence yapmamalısınız dediği neyi yaptıysam da haklı olduğunu biliyordum yaptım ve pişmanım :) Cuma günleri out of office meeting imin ilkini onunla yaptım. Önce sergi gezdim ki özlemişim. Sonra deniz kenarında toplantı yaptık. Biraz hayattan biraz benim davalarımdan yapacağım şeylerden konuştuk ve konu Dernek kurmaya geldi.  Dernek detaylarını başka bir yazımda paylaşırım ama size de Murat Atalay'ı tavsiye ederim. Sizi kabul eder mi bilemem ama bizim kaybettiğimiz bir dava olmadı şimdiye kadar. Hatta emsal davamız bile var.  Ayrıca birbirimize ben dünyaya gelseydim mühendis olurdum ben de avukat olurdum diye imreniyoruz.

 Nilus ne kadar hızlı sürede büyüdü! Ve sıra geldi Robokit'e... Yeni odak noktam. Hiç hissemin olmadığı ama tüm yetkinin bende olduğu Robokit. Nilus'u Veysel'e emanet ettim. Ben seninleyim Robokit. Yolumuz açık olsun...