Ana içeriğe atla

Mutluluğun Mimarisi

 Beni yakından tanıyanlar bilir ki ben başıma gelen en kötü şeye bile 3 gün üzülüp 4. gün şarkı söyleyerek yataktan fırlarım.

Bu aslında benim çok uzun yıllardan beri mottom. 15 yıl önce kendi çapında bir mühendisken de 'hayat bana güzel' diye post atmışım. Bugün de caddede araba sürerken Hepsi açayım arabada dansıma öyle devam edeyim diye arabada hareketlenmeler ve trafikte çeşitli maganda tavırlar :))

Aslında beni mutlu eden şeyler belli başlı rutinler. Sabah spor yapayım. 15 yıl önce kendi evimde Ebru Şallıyı açardım, şimdi Dalyana gidiyorum. İkisi de aynı. Kitap okumak zaten en büyük zevkim. Elimde bir kadehte şarap olsun. Heyecanlı heyecanlı bilmem hangi ülkede bilmem kiminle düellomu anlatayım. İşime inanılmaz bağlıyım. Beyaz yakayken de öyleydi, şimdi de aynı. Eskiden daha çok derneklerde çalışırdım şimdi o azaldı açıkçası. Sergi ve tiyatrolar devam.

Bunları niye mi anlattım? Hep bir milestone konulur. Ya da benim arkadaş çevrem öyle. İş değiştireyim, spora başlayacağım. Çocuk okula başlasın, ben de bir NGO'ya gideceğim. Şu sanat eğitimine gidersem daha çok sergi gezeceğim. 

Bence bırakın aksın. Akışa güvenin. Beyaz yaka olduğun için spora gidemiyor musun? Biz Ayşegülle önce iş çıkışı gitmeye başladık. Sonra plazanın spor salonunda öğle yemeklerinde değerlendirdik. Hayatında biri olmadığı için tiyatroya mı gitmiyorsun. İllah biri de olmak zorunda değil yani interaktif bir oyuna git. Kaldı ki ben bir ara kafayı extrovert olmaya takmıştım. Sıra beklerken bile önde iki kişi mi konuşuyor hemen konuya atlardım :))

Diyeceğim o ki hep bir koşul koyma, o olursa bu olur, o olmazsa da olur ya da bazen o olsa da bu olmaz. Hayat akarken karşı durma onunla sen de çoğal. 


P.S: Mutluluğun Mimarisi mükemmel bir kitap. Okuyun!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

'Girişimde Kadın Gücü'yüm!

Girişimde Kadın Gücü Projesini en başarılı olarak tamamlayan iki kadından biri olarak tecrübelerimi sizlerle paylaşmayı görev bilirim. Türkonfed'in yürüttüğü İş Bankası'nın desteklediği Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi(UN Women) tarafından organize edilen girişimci kadınların değişen ve dijitalleşen dünyada iş geliştirme süreçlerine daha hızlı ayak uydurmalarına destek olma amacıyla ilk fazı tamamlanan bu projenin bir parçası olmak benim için onur vericiydi. Projenin ikinci fazı 2024-2026 ise henüz başladı.  Yukarıda bahsettiği gibi projenin ilk fazı 2022-2024 bitti. Benim gibi programa katılan birbirinden harika 5043 kadınla 2 yıllık süreçte bazen omuz omuza bazen de gece bilgisayar başında tamamladık. Şimdi ikinci fazı başlayacak olan bu projeye katılmak isteyecek kişiler için kendi deneyimlerimi yazmak istiyorum. Proje ile benim tanışman 2022 yılında işimi kurup İş Bankası'nda bir ticari hesap açınca başladı. Aslında bir çok ba

Senin Favori Robot Markan Ne?

Geçmiş yazılarımda kötü olduğum bir şey yok demiştim. Birini atlamışım: Political agility konusunda kötüyüm. Yazıya böyle başlıyorum çünkü favori robot markamı birazdan açığa vuracağım. Genel olarak böyle bir soruya verilmesi gereken cevap hangi robot tipi ya da hangi proses olabilir?  İlave olarak siz de hangi ülke de diyebilirsiniz? Evet ülkelerin bile tercih ettiği robot tipleri değişiyor. Amerikalılar Japon markası Fanuc'a bayılıyor. Almanya biraz milliyetçi tavırda olabiliyor. Konu benim tercihime gelirse; ilk spoiler'ı veriyorum. Bu robot benim gibi sarı. Sektördekiler anladı. Sektörde olmayanlarla ise genel konuşmalar şöyle geçiyor: Gigafactory'e gittim, onlarca yüzlerce robot var desin. Markasını söyleyemiyorsa ne renk deriz? Sarı Fanuc, Turuncu Kuka, Mavi Yaskawa ve Beyaz ABB'dir. Çoğunlukla. Ben Fanucla fotoğrafımı koyacaktım ama en son yeşil robotuyla çekilmişim :) Değişik yeşiller ve kırmızı olan robotlar da boy boy, erişim mesafesine göre var. Uzun uzun rob

Güneş Enerjisi

O zaman en popüler yenilenebilir enerji türünden solar enerji yani güneş enerjisinden bahsediyorum. Benim güneş enerjisiyle tanışmam üniversite yıllarıma rastlar. Her taşın altından çıkan ben o zamanlar da güneş arabası yarışlarına takmıştım. Olacak iş değil, sebeplerini açıklıyorum. Öncelikle güneş enerjisinden iki türlü faydalanabiliyorsunuz. Elektrik elde edebilirsiniz ya da sıcak su elde edebilirsiniz. Yazın balkona da sıcak su koysanız hele bunu Antalya'da yapsınız evet neredeyse aynı şey. Ama Almanya gibi güneşin çok da olmadığı yerde bakıyorsunuz güneş tarlaları mevcut. Öncelikle bir güneş panelinin verimliliği 25% civarında. Üzerine toz geldi, yaprak düştü, açı değişti aman Allahım hemen etkileniyor. 30% civarında verimliliği uzaya giden araçlarda görüyoruz. Onlar da kozmik ışın, radyasyon gibi ışınımları da kullanıp özel panellerle gerçekleşiyor. Güneş enerjisini yakaladınız bu enerjileri tabi bizim fotovoltaik ya da güneş pili diyeceğimiz sistemlere iletmeniz gerekiyor ki