Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nadir Kitap

Bugünlerde okuduğum tarihi bir kitap var ve sık sık başka bir kitaba referans veriyor. Ben de hazır başlamışken o kitaba da bakayım dedim ve hepsiburadaya baktım. Yok. Mecbur D&R'a bakayım dedim. Yok. Kitap Türk yazara ait olunca Kindle'da hiç aramadım. Tabi nerede buldum? İyi 'bookworm'lar bilir ki Nadir Kitap'ta. Ama küçük bir sorun var. Ben 2. el bir şeye el sürmekte zorluk çekiyorum. Ben insanların ruhlarının kalıntılarının eşyalarına geçtiğine inanıyorum. Az ya da çok. Onun için başkasına ait olan bir şeyi kullanmakta inanılmaz güçlük çekiyorum. Zaten ne zaman elime kitapçıda bir kitap alsam onunla konuşmaya başlarım. Okuduğum sayfalar boyunca yapacağım yolculuğu, hayal dünyamın iniş ve çıkışları, duygu yoğunluğu derken o kitapla bir bağ kurarım.  Şimdi Nadir'de en yeni en en yeni mümkünse kapağı kırılmamış kitabı seçmeye çalışıyorum. Galiba Kadıköy'e gitmeyeli çok oldu. Yaşasın kitapçılar, yaşasın sahaflar!

Hayatımın Sonuna Kadar Banka CEO'su kalamazdım!

Bu cümleyi ben kurmak isterdim ki benim daha havalı bir işim var :) Bu cümleyi duyunca herkesin hayattan beklentilerinin ne kadar farklı olduğunu görüyorsunuz.  Kimilerinin hayalini bile kuramayacağı bir pozisyon başkası için monoton ve sıkıcı hale gelebiliyor. Galiba gerçek rol sahiplerini buluyor.  Benim patronluğumda olduğu gibi 😎😎😎😎😎😎

Gündem

 Nilus gündemi bitmiyor, bitmiyor, bitmiyor. Bir proje bitmeden diğerine başlıyor ve sürekli akışta kalıyoruz. Çalışmak güzel şey. Kendi işinde çalışmak en güzeli... O zaman daha çok projelere.

Benden Ne Olur?

Moda dünyasındaki ilerleyişim hızla devam ediyor. Ev iplerle ve kumaşlarla dolmaya başladı. Biraz zevkine, biraz yaptığım işi anlamak için biraz da Meluş'un el becerileri gelişsin diye farklı teknikleri de denemeye başladık. Hobi dünyasına çevirmemek için blogumu buraya yazmıyorum. Buara biraz sanat biraz moda demişken aslında farklı türleri de daha fazla deneyimlemek istiyorum. Balenciaga'nın hayatını izlemek gibi... Ama ben size beni daha çok etkileyen bir filmden bahsedeceğim: Benden Ne Olur? Filme nasıl denk geldim çok bilmiyorum. Tarz olarak da benim tarzım olmasa da bir şans verdim. Film 7/10 ile başladı, ortalara doğru 5/10'a indi. İyi Türk Filmi de olmayacak mı derken 9/10'a çıktı ve 7/10'da tamamladım. Şimdi ne diyorsun Damla demiş olabilirsiniz. Spoiler vermemek için anlatmıyorum ama başı zengin erkek fakir kız klişesiyle başlayıp ilerleyen sahnelerde tamamıyla bu klişeyi kırdı. Sonrasını da siz izleyin :)

Merhaba Moda Dünyası!

 Girdim girmek üzereyim derken her şeyden sıkılan ben tabi ki Nilus'un standartlaşan işlerinden de sıkılacaktım ve uzun zamandır girmek istediğim tekstil sektörüne de artık 2024'te bodoslama giriyorum. Tüm yakın arkadaş çevreme hayırlı olsun.

Kuş Uçuşu!

Evet daha önce yazacağımı söylemiştim ve yazıyorum. Sorry guys, Kızılcık Şerbeti izlemiyorum ya da onun türevlerini ama Birce Akalay'a bayılıyor ve onun oynadığı Netflix serilerini kaçırmıyorum.  Kuş Uçuşu'nun bende iki farklı açıdan bakmamı sağladı. Bir evlilik kavramı diğeri de tabi ki iş ilişkileri. İş ilişkileri de ince ince nakış gibi işlenmiş. Aslanlar ve kuşları ele alıyor. Benim de ve bir çoğumuzun da iş hayatında benzer tecrübeleri kesinlikle olmuştur. Mesela Aslı Lale'yi alaşağı ederken hiç beklemiyordun değil mi der. Evet beklemiyordu, benim de iş hayatımda benzer durumlar oldu. Ben mühendisim bir ön lisans mezunu mu diye küçük gördüm. Ne yaptı? Aslı'nın yaptığı gibi her türlü bel altı ya sonra ne oldu? Aslı gibi önce yükseldi sonra yüz kızartıcı suçtan kovuldu. Ona bu yolda yardım edenlere ne oldu? Aynı suçtan kovuldular. Oysa ben Lale gibi kendim istifa ettim, bu kadar kirli oynamak istemedim. Değer miydi? Bugün olsa hadlerini bildirip gördüğüm her şeyi şik

I wanna be the disco boy!

Evde ya da yanımda biri varken en çok kurduğum cümle şu 'Şuna cevap vermem lazım.' Ve bilgisayara dönüş. Sürekli ekran karşısında bir şeye cevap veriyorum. Bugün tüm bu işler arasında bu şarkıyı mırıldanmaya başladım ve disco boy olmak nasıl olurdu diye düşledim. Benim karakterimdeki bir insan için daha fazla yorucu olacağı kesin.

Haftasonu

Hafta sonu olmuş çocuklar ananelerinde ya da babalarıyla dolayısıyla evde yoklar. Ben de sessiz çok sessiz mutlu hayaller peşinde... Ve WhatsAppıma düşen mesajlarla gerçekler :) Bu hafta yapılacak işlerin planları, teslim edilmesi gereken projeler, dönem sonu ödevleri ve size anlatacağı çok şeyi olan arkadaşlar... Herkes sırasını beklerse tek tek dönüyorum. Sakin... Benimse tüm ihtiyacım Google CEO'su gibi 10 günlük inziva... No alarms, no surprises...

Pursuit of Happiness

Hafta sonu bir şarkı keşfettim ve çıldırdım. Daha önce hem Ibrahim Maalouf hem de Melody Gardot hakkında yazı yazmıştım ve ikisinin düeti beni inanılmaz mutlu etti. Aslında beni iyi bir yazar keşfetmek de çok mutlu eder: Alain De Botton'u keşfettiğim gün benim hayatımda önemli bir mihenk taşı :)  O zaman bu güzel şarkıyı sizinle paylaşıyorum:

Joy of Alcohol

Şarkının orijinali kesinlikle bu kadar güzel değil ve ben radyoda duysam anında çeviririm. Haftasonu keşfettiğim Ibrahim Maalouf şarkısını paylaşmadan önce bff imle sürekli bir birimize yolladığımız bu şarkıyı sizinle de paylaşıyorum. Alkolun verdiği tüm keyif ritmlerde... Aynısını bizde planlıyoruz benim ofiste yapmak için :))

Kayak Mevsimini Açalım mı?

Kışın en sevdiğim yanı. Snowboard yapmak.... Karar veremiyorum dostlar, Kartalkaya'da mı açsam sezonu yoksa Tomorrowland'de mi? 

Kaç karat bir şiir eder?

Aslında kadın hakları savunucu olan biri olarak bu başlık yakışmadı diye bilirsiniz ama konu ben değilim. Kaldı ki ben daha önce 1 karatın altına evet demem dedim. Bugün olsa 4 derdim :))) Konu benim minnoş kızım. Aşırı gülerek anlattığım bu hikayeye burada da bahsedeceğim. İleri de Melissa'yla evlenecek kişinin de başına kakarız :)))) Melissa okuldan bir gün eve geldi. Elinde tek taş. Henüz 7 yaşında yok. Anne dedi bu benim. Ben şoktayım. Bu ne kızım? Cevap Ali bana aldı. Ben daha çok şoktayım. Ali'nin annesine mesaj atayım da kadının tek taşını iade edelim. Bu arada sahte olduğu tabi çok belli. D değil de sanki E renk :))))) Neyse ben Ali'nin annesine mesaj attım. Dedim ki bize bir tek taş gelmiş ama sanırım hata var. Yarın geri yolluyorum. Gelen cevap daha şok edici. 1 dk durun ve cevap ne olabilir? O taş Melissa'nın zevkine göre seçilmiş, ona aldık.... Burada kahkahayı basıyoruz. Melissa'ya Ali aşık olmuş, tek taş da nereden çıktıysa alınmış. Gelmiş Melissa'

Sigarayı Bıraktım!

 Yazıyı okuyan arkadaşlarımın ilk tepkisi sen sigara içmezsin ki oldu. Hatta bu konuda o kadar iyiyim ki rakılı ortamlarda sigarayı tam bir heavy smoker gibi içip ertesi sabah da ayyy saçlarım koktu diyip sadece işin zevk kısmında kalıp alışkanlık kısmında pas geçme gibi bir cool huyum var. O zaman neden bu başlığı attım. Gerçek bağımlısı olduğum başka bir şeyi bıraktım. Şarabı değil. Lays Baharatlıyı. Her gün paketlerce cips yemesem de en olmadık yerlerde benim cips kırıntılarım insanları çıldırtıyordu. Mesela apartmanın havuz kenarı. Ben paketi atmışım, kargalar da dağıtmış. Evde kalmış bir komşum da camdan bakıyor. Damla arkadaşlarını toplamış havuz kenarında içiyorlar, cips yiyorlar, çocukları havuza atlıyor onlar kahkahalarla çok mutlu. Biz havuzun kenarından kalkınca nasıl huzur kaçırırız? Cips de dökülmez ki diye kendini yırtıyor malum kendi mutlu olamayacak ama mutlu bir insanı üzecek.  Konuma tekrar geri dönersek yeni yıla girmeden 1 hafta önce zararlı bir alışkanlığımdan vazg