Ana içeriğe atla

Bir anne, bir öğretmen ve bir öğrenci

Mükemmel iyinin düşmanıdır. Aslında bu yazıyı çok daha önce yazacakken sırf hakettiği şekilde yazayım diye uzunca erteledim. Yazarkende tabi zorlanıyorum. Çünkü konu Melissa.
Benim canım kızım geçen sene okula başladı. Yaşanan pandamı süreci, yeni okul, çocukların şefkati ve bazen de zorbalıkları derken bir sene geri de kaldı.

Biz çok şanslıydık ki Melissa'nın Doğukan bey gibi bir öğretmeni vardı. Bilmiyorum sizin için dünyanın en iyi öğretmeni derken aklınıza ne geliyor? Google'da bu konuda verilmiş ödüllere de baktım. Doğu'da sobası tütmeyen bir okulda öğretmen mi yoksa ödülün verildiği Kenya'daki yokluklar mı ya da Taliban'ın olduğu Afganistan'daki Malala'nın yaptığı gibi bir özgürlük savaşı mı?

Bunlar dünyanın uç örnekleri olabilir. Ama bence refah seviyesi nispeten iyi olan bir öğrencinin de en az diğer öğrenciler kadar desteğe ihtiyacı olabiliyor.

Melissa'nın öğretmeni çok ilgili, çok dikkatli ve sevecen olmasının yanında, Melissa'yı bir çok konuda yüreklendirdi ve üstesinden gelmesine yardımcı oldu. Mesela Melissa'nın yıl sonunda müzik akademisinde seyirciye piyano çalması gerekiyordu. Melissa çalamam diye ağlamaya başladı, utanıyorum dedi. Konuyu Doğukan hocaya açtım. Melissayla konuştu, video çekip paylaşmamızı istedi. Melissa öğretmenini tamam tamam deyip eve geldi. Ben çalamayacağım dedi. Sonra öğretmeni sınıf arkadaşlarını çaldırdı. En son da okuldaki etkinlikte. Ve noldu biliyor musunuz? Evet konserde çaldı, biz de öğretmenine gönderdik.

Melissa'nın benim farkına varamadığım her şey benim huyu vardı. Danışmanlığa yönlendirdi ve söndürdüler. İleride belki de onu çok üzecek bir konu o daha en başından yok oldu. Mülkiyet bir kavramdı ve Melissa buna saygı duymalıydı.

Melissa yüzme kursundan kaçmaya niyetlendi. Doğukan öğretmen onunla yüzdü. Melissa okumasını geliştirmek istedi. Doğukan öğretmen onunla her teneffüs bıkmadan usanmadan kitap okudu.

30 yıl öncesine gider de benim çocuklar yıllarıma dönersek, benim ilkokul öğretmenim o kadar sertti ki ben tuvalete gitmek için izin alamazdım. Teneffüste gitseydin derdi daha ilkokul 1. Altıma yapmıştım bir kere ve arkadaşlarımdan utandığımdan su döküldü demiştim.

Koşullar iyi ya da zor. Her çocuğun biraz desteğe biraz şefkate ihtiyacı var. Eğer aday gösterebilseydim ben Doğukan öğretmeni gösterirdim. Refah içindeki çocukların da ihtiyaçlarını görüp desteklediği için.

P.S: Doğukan öğretmenden habersiz yazdığım için fotoğrafını eklemedim. Ama izin verirse seve seve koyacağım. Buarada özel okulların en büyük probleminin de veliler olduğunu tahmin ediyorum :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Day-7: Plug&Play

Evet Silikon Vadisi ile ilgili son yazımı da yazıyorum. Son ziyaretimiz değil ama konsept aynı arkadaşlar. Hatta Özlem Çetin Aslan konuyu da çok güzel özetlemiş.  Plug&Play 'in sahibi İranlı kilim üreticisi SF ortasında muhteşem bir hub oluşturuyor. 20'ye yakın vertical yüzlerce investor ve entrepreneur ların birleşim noktası. Türkiye'de de ofisi bulunuyor.  ______ Özlem'in notlarını linkleyemedim ama kendisini mutlaka takip etmelisiniz. Notları aşağıda okuyabilirsiniz:  '🌟 Silikon Vadisi İzlenimlerim🌟 Geçtiğimiz günlerde, Girişimde Kadın Gücü programı kapsamında TÜRKONFED - Turkish Business Confederation ve Türkiye İş Bankası heyetleriyle birlikte Silikon Vadisi ziyareti gerçekleştirdiğimizden bahsetmiştim. Kısa ama oldukça yoğun geçen bu gezi, beni oldukça etkiledi. İşte bu geziden izlenimlerim: 🌐 Silikon Vadisi Nedir, Neden Farklı? Öncelikle şunu söylemeliyim Silikon Vadisi, Mountain View, Palo Alto ve San Jose gibi şehirleri kapsayan bir bölge. Anca...

Özgür Demirtaşla olan Konuşmalarımızı İfşa Ediyorum.

Ayşe Arman nasıl adını duyurdu arkadaşlar? Yok mastürbasyon hikayesini anlattı, doğruysa :) İlk kez nasıl sevişti? Dünyada tek sevişen o zaten :)) Gündemin dikkatini çekti. Ben tabi o kadar ucuz olmayayım o kadar da ünlü olmama çok da gerek yok derken gün geçtikçe popüler isimler de hayatıma dahil oluyor. Yeni dernekler, yeni etkinlikler ve benim malum snob tavrımla günleri geçiriyoruz. Geçen gün biri dedi ki sen şunu çok iyi tanıyorsun. Onlar günde 100 milyon yazıyor. Ben içimde milyon, milyar derken bir yandan da diyorum ki yok aslında o kadar tanımıyorum. Arkadaşım diyor ki saçmalama tüm etkinlik boyunca beraberdiniz, ben tabi ilk bakışta nasıl sünepe gördüysem, tüm fotoğraflarda en uzağındayım, hatta orada olduğunun çok da umrumda değil :)))) Dün spor salonundayken benim gibi gediklisi bir ünlü geldi. Başta PT'ler yanından düşmüyor. Ben de onu değil annesini beğeniyorum mükemmel oyuncu diye neyse baktım bu benim istasyonu etrafındaki guruhla kaplayacak en iyisi dedim ki mat bul...

Silicon Vadisi

 Herkese merhaba, Son 1 haftalık deneyimlerimi paylaşacağım bir yazı dizisi olacak. Tabi ki öncelikle gittiğim coğrafya Palo Alto, San Francisco dolayısıyla Kaliforniya'dan bahsetmem gerekli. San Francisco, Kaliforniya eyaletinde yer alan teknolojinin dünyadaki başkenti lafını kolaylıkla hak eden bir bölge.  Türkiye'den giderken 13,5 dönerken 12 saat uzaklıkta 10 saat zaman farkının olduğu güneyde yer alan bir alan.  Öncelikle ben ekonomi uçtum, bacaklarım mahvoldu. Dönüştü acil kaçış alsam mı diye düşünsem de WC'lerin tam önlerinde olması ve sürekli uzun yolculuklarda insanların girip çıkmasından dolayı koridor kenarı olsun dedim ve dar bir alanda oturdum. Eğer şansınız varsa mutlaka business alın derim. SF'de Palo Alto bölgesinde Four Seasons'ta kaldım. Otel koşulları itibariyle mükemmel olsa da şehre bir tık uzaktı. Dolayısıyla eğer bireysel gidiyorsanız SF merkez tercihiniz olabilir. Yürüme mesafesinde bolca alan görebilirsiniz. Eşim ısrarla Apple'a kızımsa ...